AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, FETÖ‘nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturmalar kapsamında tutuklanan bazı örgüt mensupları, “örgüte girerken kendilerine yemin ettirildiğini, örgüt hakkında bildiklerini anlatmaları halinde yeminlerinin bozmuş olacağını ve çarpılma endişesi taşıdıklarını” belirtti.
Bunun üzerine bazı cumhuriyet başsavcılıkları, Diyanet İşleri Başkanlığından FETÖ mensuplarının ettiği yemine ilişkin görüş talep etti. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu da, talep üzerine yolladığı görüş yazısında, söz konusu yeminin hükümsüz olduğunu bildirdi.
Yazıda, “Doğru ve dine uygun olduğu zannedilerek bir şey üzerine yemin edilir. Fakat sonra bu şeyin dine kesinlikle aykırı olduğu ortaya çıkarsa yapılan yemin dinen geçersiz yani hükümsüz olur. Ortada geçerli bir yemin bulunmadığı için de böyle bir durumda ‘yemine sadık kalmak’ erdemi söz konusu olamaz.” ifadesine yer verildi.
“Dinen geçerliliği yok”
Görüş yazısında şunlar belirtildi:
“Bir kimsenin yaptığı yeminin ailesine zarar vermesi halinde bile hemen o yeminin bozulması emredilmişken, aileye göre çok daha fazla insanın, bütün bir milletin ve ümmetin aleyhine sonuçlar doğuracak ve onlara zarar verecek hususlarda yapılan sözde yeminlerin, yemin oldukları farz edilse bile ivedilikle bozulması gerektiği açıktır. İslami yaklaşıma göre dinen gayri meşru sayılan birçok hususu meşru gören ve bizatihi şer kaynağı olduğu su götürmez bir gerçek olan bir yapıya dahil olurken yaptırılan yeminin dinen herhangi bir geçerliliği olmaz. Böyle geçersiz bir yemine bağlı kalma adına şerre alet olmak, ancak yemin sahibinin Allah katındaki suç ve günahını artırır.”
FETÖ tarafından “yeminin bozulmayacağına veya bozulsa bile kendiliğinden tekrarlanacağına” yönelik yemin metnine eklenenlerin dinen geçerliliğinin olmadığına dikkatin çekildiği yazıda, “Yemin sahiplerinin örgüt hakkında bildiklerini anlatmaları halinde çarpılacakları ya da lanete uğrayacakları şeklinde korkutulması ise Allah’ın ‘İyilik ve takva hususunda yardımlaşın, günah ve haksızlık yolunda yardımlaşmayın. Allah’tan korkun, çünkü Allah’ın cezası çetindir’ emrine açık aykırıdır. Bu tür korkutmalar ancak İslam’ın meşru görmediği batıni/gizli yapılanmalarda bir aldatma aracı olarak kullanılmaktadır.” değerlendirmesinde bulunuldu.
“Bildiklerini söyleyerek yeminlerine sadık kalırlar”
Herhangi bir yapı, oluşum veya örgütün, mensuplarını bu şekilde korkutmasının dini bir temeli olmadığının altı çizilen açıklamada, böyle bir durumda yapılması gerekenin Kur’an-ı Kerim’in hükümleri çerçevesinde davranılması olduğu vurgulandı.
Örgütün yeminindeki “Şunu yaparsam/yapmazsam eşim boş olsun” yönündeki boşanmanın şarta bağlandığı ifadelerin de dinen boşanma sonucu doğurmayacağı aktarılarak, “Kur’an-ı Kerim’e bağlı kalacağına yemin eden FETÖ/PDY mensupları, susarak veya gerçekleri gizleyerek değil, tam aksine İslam’ın temel ilkelerini açıkça çiğneyen bu yapı hakkında bildiklerini söyleyerek yeminlerine sadık kalmış olurlar. Unutulmamalıdır ki, ancak yaptığı hatadan vazgeçen, pişman olan kimseler Allah’ın rahmetini umabilir.” görüşü bildirildi.