Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “2001’de çıktığımız AK Parti yolculuğunda ve 2002’den beri süren kesintisiz mücadele döneminde yine hep birlikteydik. Şayet temeli iman ve ahde vefa olan bu kenetlenme olmasaydı, ne 2007’deki vesayet savaşında ne 2013’teki Gezi ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinden ne PKK ve DAEŞ üzerinden bir yılı aşkın süredir yürütülen terör kılıflı uluslararası operasyonlardan ne de en son maruz kaldığımız 15 Temmuz darbe teşebbüsünden milletimizi ve devletimizi kurtarma imkanımız olmazdı. Hamdolsun bu kadro milletimizle birlik olduğunda sadece siyasi projelere ve bürokratik saldırılara değil, en modern savaş makinelerine karşı da direnebilecek inanca, yüreğe, bileğe, dirayete sahip olduğunu göstermiştir.” diye konuştu.

Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları:

DÖKTÜKLERİ KANDA BOĞULACAKLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu mübarek bayramın birinci gününde, Van’da bin kilo bombayı patlatan alçakları, er veya geç döktükleri kanda boğacağız. Bunun hiç lamı cimi yok. Zira bu mübarek bayramlarımızı, bu güzel günlerimizi bu millete zehir etmeye kimsenin hakkı yok. Bu şehitler, boşuna şehit olmadılar, bu gaziler boşuna gazi olmuyorlar. Ama bu alçaklar bunun hesabını verecekler.”

ONLAR KAÇACAK BİZ KOVALAYACAĞIZ

Erdoğan, Fetullahçı Terör Örgütü FETÖ elebaşı Fetullah Gülen hakkında şu ifadeleri kullandı:

“Beyefendi kendisi ‘kainatın imamıymış.’ 170 ülkede faaliyetleri varmış. Hesap başka… Kıtalarda imamlar var. Türkiye’de Türkiye’nin imamı var, şehirlerin imamı var, ilçelerin imamı var, devlet kurumlarının imamı var. Hesap başka, hesap büyük ama hesap çok farklı yerden döndü. Şimdi savruldular ve kaçıyorlar. Onlar kaçacak biz kovalayacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millet idam talebinde bulunuyor. Dolayısıyla parlamento bunu gündemine alır, değerlendirir. Parlamento bununla ilgili kararı verdiği anda kimsenin buna karşı çıkma yetkisi yoktur. Bazı Avrupalı liderler bize diyorlar ki ‘Ama siz idamı savunuyorsunuz’. Bakın dedim, siz bizim yaşadıklarımızı yaşamadınız. Demokrasi, milletin iradesidir, milletin yönetimidir. Eğer millet bunu istiyor, parlamento bu kararı veriyorsa, siz buna karşı çıkamazsınız. Kusura bakmayın, bunun kararını verecek olan Avrupa Birliği değildir, bunun kararını verecek olan Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosudur, milletidir.” dedi.

Editör: TE Bilisim