Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu askeri yargıçların, GATA‘daki mensuplarınca kalp rahatsızlığı bahanesiyle eledikleri yapıdan olmayan askeri öğrencilerin açtıkları iptal davalarının Askeri Yüksek İdare Mahkemesince (AYİM) reddedilmesi için çalıştıkları ortaya çıktı.
Özellikle 2010’da yapılan Anayasa değişikliğinin ardından sivil yargıda etkili olan FETÖ mensupları, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Askeri Yargıtay’ı boş bırakmadı.
Askeri Casusluk, Balyoz gibi ürettikleri soruşturma ve davalarla yapıdan olmayan askerlerin önünü kesen örgüt mensupları, bu kumpasın içine sokamadıkları askeri öğrencileri ise sahte raporlarla okuldan atarak, TSK ile ilişiklerini kesti.
Örgütün sahte GATA raporlarıyla attığı öğrencilerin okula geri dönmek için kullanacakları AYİM’de iptal davası açma yolu da yine örgüt tarafından kesildi.
GATA’yı ele geçirerek, sahte raporlarla okullardan öğrencileri atan örgüt mensupları, bu işlemlerin iptali için açılacak davalara bakan AYİM’i de süreçte ele geçirdi.
Örgüt mensupları, AYİM’de askerlerin ilişik kesme işlemlerinin iptali davalarına bakan dairede çoğunluğu sağlayarak, açılan davaların reddi yönünde kararlar çıkmasını sağladı. Böylece cemaat mensubu olmayan askeri öğrencilerin okullarına geri dönmesi engellendi.
DURUŞMALARDA ANLATILDI
AYİM’deki bu davaların nasıl reddedildiği, Yargıtay 9. Ceza Dairesinde FETÖ üyeliği suçundan yargılanan eski AYİM üyelerinin davalarında ortaya çıktı.
Bu davalarda, eski AYİM Üyesi Cemil Çelik’in, “askeri öğrencilere ilişkin dosyalarda itirazların reddedilmesi gerektiği” yönünde telkinde bulunduğu belirlendi.
Tanık olarak dinlenen eski AYİM üyesi Kenan Kenan, 2011-2013 yılları arasında yapıdan olmayan öğrencilere asker olmalarını engelleyecek şekilde sık sık “kalp üfürmesi- kalp rahatsızlığı” bulunduğu yönünde raporlar yazıldığını, bu öğrencilerin aynı sebeple TSK’dan ilişiklerinin kesildiğini söyledi.
AYİM’e yeni üye seçilen Cemil Çelik’in de odasına gelerek, bu öğrencilerin açtıkları davaların reddedilmesini istediğini söyleyen Kenan Kenan, “Bana, ‘Bu davaları reddedelim, hepsi solcu’ dedi. ‘Ben de (nedense Allah hep bu kalp üfürmesini bunlara vermiş. Böyle şey olur mu? Bu kul hakkı değil mi, nasıl hesap vereceğiz?) diye sordum. Bana ‘Böyle şeylerde kul hakkı olmaz’ dedi. Kızdım, odamdan gönderdim. Sonra diğer üyelere de Çelik’in yanlış yolda olduğunu söyledim.” diye konuştu.
Buna rağmen, kalp hastalığı veya başka bahanelerle ilişikleri kesilen askeri öğrencilerin açtıkları davalar, AYİM’in ilgili dairesince oy çokluğuyla reddedildi. Böylece, örgüt mensubu olmayan askeri öğrencilerin TSK ile ilişikleri kesilmiş oldu.
Okuldan usulsüz şekilde ilişiği kesilen öğrencilerin, AYİM’den ret kararı çıkmasının ardından Anayasa Mahkemesine yaptıkları bireysel başvurularda tek tek ihlal kararları çıkıyor.
TANSİYON İLACIYLA KALP DAMARLARINI GENİŞLETTİLER
FETÖ’nün “kalp” kumpasının ayrıntıları hazırlanan iddianamelerle gözler önüne serilmişti.
İddianamelere göre, özellikle sağlık raporlarını kendi amaçları doğrultusunda kullanan örgüt üyelerinin, Astsubay Meslek Yüksek Okulları, Harp Akademisi ve Harp Okuluna girmeye hak kazanan kendilerinden olmayan adayları içerik bakımından gerçek dışı sağlık raporlarıyla eledikleri tespit edildi.
Askeri okullarda okuyan adayların ilişiğinin kesilmesi ve halen TSK’da görevde olan pilotların aktif görevlerinin engellenmesi amacıyla da bir dizi yöntem izlendi. Bu kapsamda, hastalıkları bulunmamasına rağmen bu kişilere “mitral kapak yetmezliği”, “yüksek tansiyon”, “aort damarı genişlemesi” ve benzeri teşhisler konularak, TSK’dan ilişiklerinin kesilmesi veya pasif görevlere getirilmeleri sağlandı.
Örgüt üyeleri, pilotluk görevinden uzaklaştırmak istedikleri kişilere, herhangi bir sağlık sorunu bulunmadığı halde “yüksek tansiyon” teşhisi koyarak, ileriki süreçte kalp damarlarını genişletme özelliğine sahip tansiyon ilaçları yazdı.
Bir sonraki kontrole kadar bu ilaçları kullanan pilotların gerçekte hiçbir sağlık sorunu yaşamadıkları halde ilaç nedeniyle kalp damarlarının genişlemesi sağlandı. Böylece bu pilotlara, yapılan muayene sonucu kardiyolojik açıdan “uçamaz” raporu verilmesinin önü açıldı.
Örgüt mensubu olmayanlar bu yöntemlerle elenirken, gerçekte askeri okullara girmesini engelleyecek rahatsızlığı bulunup da örgüte yakın olan kişilere ise “sağlam” raporu tanzim edilerek bu kişilerin TSK’ya girmeleri sağlandı.