Emekli Öğretmen Binbaşı Bekir Kocabay da öğretmen kadrosu olmayan kıtalara tayin edildiğini ve emekliye ayrılması için kendisine baskı yapıldığını söyledi.

TELSİZ AÇIK KALINCA

Mehmet Arslan, Bingöl’de görev yaptığı dönemde teröristlerle çıkan çatışmada ağır yaralanan bir askeri almak üzere helikopterle Karlıova ilçesi kırsalına gittiklerini ve dizine yatırdığı askerin şehit olacağını anlayınca kulağına eğilerek kelime-i şehadet getirdiğini belirterek bu esnada helikopter telsizinin açık olması nedeniyle söylediklerini duyan üstlerinden psikolojik baskı gördüğünü öne sürdü.

28 Şubat sürecinde görev yaptığı Ankara’da dönemin Kara Havacılık Okulu Komutanı emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu’nun kendilerini eşlerinin başörtüsü yüzünden tehdit ettiğini ileri süren Arslan, şunları dile getirdi:

“EŞİM ‘ATARLARSA ATSINLAR’ DEDİ”

“Burada eşi başörtülü ve namaz kılan 59 kişi vardı. Bu 59 kişinin de 50’si, ben şimdi görüyorum ki hep FETÖ’cüymüş. Eşlerinin başlarını açtılar, namazlarını bıraktılar. Biz 9 kişi kaldık, daha sonra bizi ordudan attılar. Armağan Paşa beni bir gün odasına çağırdı, benim gözlerimin içine bakarak, ‘Mehmet Başçavuşum, yenge başını açacak. Buraya gelecek, karşıma oturacak, ben ona kahve ısmarlayacağım. Eğer buraya gelmezse senin defterini dürerim.’ dedi. Bunun üzerine ben eşime durumu izah ettim. Kabul etmedi, ‘Atarlarsa atsınlar.’ dedi. Atıldık, sonrasında ev yok, bark yok, geldik, Kayseri’ye yerleştik.”

OĞLUM DA MAĞDUR EDİLDİ

TSK’de tankçı başçavuş olarak görev yaparken 1997’deki kararnameyle ordudan atılan Hakan Irmak da yaşadıklarını şöyle anlattı: “Çocuklarımı istediğim gibi okutamadım. Ben 1997’de atıldım. Oğullarımdan biri 2008 yılında uzman erbaşlığı kazandı, hem yazılı hem sözlü sınavı kazandı, askeri hastaneden de sağlam raporu aldı. Daha sonra güvenlik soruşturması nedeniyle askeriyeye kabul edilmedi. Biz ve evlatlarımız mağdur oldu. O dönem görev esnasında ailelerimizin ve bizlerin kimlikleri alındı. Bizler lojmanlarda oturan insanlarız. Lojmana kimliklerimiz olmadığı için giremedik. Gizli gizli girmeye çalışıyorduk. Kendi evimize gitmekte zorlanıyorduk. Sağlık karnelerimiz alındığı için hastaneye gidemiyorduk, ailemin başörtülü olması nedeniyle.”

Editör: TE Bilisim