Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun üç günlük Suudi Arabistan ziyareti sırasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin ziyarete gölge düşürmek amacıyla bu kez ne yapacağını merakla bekliyordum.

Abu Dhabi, Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki yakınlaşmadan son derece rahatsız.

İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesini önlemek ve Kral Abdullah’ın son döneminde olduğu gibi Riyad’ın Ankara’ya karşı cephe almasını sağlamak için her şeyi yapıyor.

Kral Selman döneminde belirli isimler tasfiye edildiği ve yakın tehlike sıralamasında değişiklik yapıldığı için Suudi Arabistan dış politikasının belirlenmesinde eskisi kadar etkili değil.

Bu nedenle medyayı ve özellikle de sosyal medyayı kullanarak Suudi Arabistan halkını sürekli Türkiye aleyhine kışkırtmaya çalışıyor.

Abu Dhabi hesabına faaliyet gösteren onlarca Twitter hesabı var.

Söz konusu hesaplar aracılığıyla algı operasyonları yapılıyor.

BAE’yi gerçekten sevdiği için veya tamamen “duygusal” nedenlerle bu operasyonlara destek veren Suudi Arabistan vatandaşları olduğu gibi bir de “El Camiyye” var ki o apayrı bir konu.

Kısacası, BAE trol ordusunu ve Suudi Arabistan içindeki yandaşlarını harekete geçirerek fırsat buldukça Türkiye aleyhinde propaganda yürütüyor.

Kral Selman G-20 Zirvesi için Antalya’ya geldiğinde “Kral Selman’a saygısızlık yapıldı. Havaalanının ışıkları sönüktü ve Erdoğan bizzat kendisi karşılamadı” türünden bir yaygaraya başvurmuşlardı.

Diğer liderler için düzenlenen karşılama törenleri yayınlanınca ve Kral Selman ile Erdoğan sıcak görüntüler verince operasyonları başarılı olmadı.

Davutoğlu’nun kritik bir dönemde gerçekleşen ziyaretine çamur atacak fırsatı ise Başbakan’ın Kâbe’de kendisine sevgi gösterisinde bulunan insanları selamlamasında buldular.

“Davutoğlu Kâbe’nin kutsallığını kirletiyor” etiketiyle harekete geçtiler.

Başbakan’ın Mescid-i Haram’ı miting alanına dönüştürdüğü iddiasıyla yayınlanan video görüntülerinde “Ya Allah, bismillah, Allahu ekber” sloganları ve ıslık sesleri güçlü bir şekilde duyuluyor.

Şimdi şöyle bir iddia gündemde:

“Türkiye’deki bir futbol maçında tribünlerden yükselen sesler Davutoğlu’nun Mescid-i Haram’da tavaf edenleri selamlayan görüntüsüne eklendi.”

Normal şartlarda Başbakan’ın selamlamasını, Müslümanların tavaf sırasındaki hallerini ve bu tür durumlarda sergilenen yanlış tavırları enine boyuna tartışabiliriz.

Fakat ortada bir fırsatçılık ve kirli propaganda varsa ona da alet olmamak gerekiyor.

Yeminli Türkiye düşmanlarının aksine Arap sokağında birçok kişi o görüntüleri “Erdoğan ve Davutoğlu’na Müslümanların duyduğu büyük sevgi” olarak değerlendirdi.

Çoğunluk, Başbakan’ın Kâbe’nin kutsallığını kirlettiği yaygarasıyla yapılmak istenenin ve Twitter’da açılan etiketin arkasında kimlerin olduğunun farkında.

Muhammed Bin Zayed’in ve Muhammed Dahlan’ın Kâbe’nin kutsallığı konusunda duyarlı olabilecek en son kişiler olduğunu çok iyi biliyor.

BAE’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu aleyhindeki kara propagandasına Türkiye’den de FETÖ milisleri yoğun bir şekilde destek veriyor.

Onlardan biri de Katar’daki bir üniversitede görevli Türk akademisyen.

Davutoğlu aleyhinde sosyal medyada yürütülen kampanyanın BAE kaynaklı olduğunu yazdığım için beni Abu Dhabi’nin gayri resmi sözcüsü Dhahi Khalfan’a şikâyet eden kişi.

Paylaşımlarına göz atan ne derece fanatik bir FETÖ üyesi olduğunu hemen fark eder.

Bahsi geçen şahsın katıldığı her programda Türkiye ve Erdoğan aleyhindeki konuşmalarına isyan eden bir Arap arkadaşım, “Ön yargılı bu adamdan başkası yok mu da hep onun görüşlerine başvuruluyor?” diye tepki göstermişti.

İlginçtir, fırsat bulduklarında Erdoğan üzerinden PR yapmaktan da kaçınmazlar.

Böyle de bir ahlakları var maalesef.

Cumhurbaşkanı’nın son Katar ziyaretinin fotoğraflarına bakın, ne dediğimi anlarsınız.

İsmail Yaşa

Editör: Haber Merkezi