Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Orhanlı gişelerinde yaralanan ve bir kolunu kaybeden Üzeyir Saadet Partisi Tuzla İlçesi Yönetimi Kurulu Üyesi Üzeyir Cıvan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tuzla’ya yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Gebze’nin bir köyünde kalırken amcasının kızının “Darbe oluyor, haberiniz var mı?” demesiyle olayı duyduğunu söyledi.
Hemen televizyonları izlemeye başladığını, köprülerin tutulduğunu görünce işin ciddiyetini anladığını belirten Cıvan, “Başbakanımız Binali Yıldırım’ın açıklamalarını dinleyince bir şeyler yapmamız gerektiğini düşündüm. Kardeşlerim ve bazı akrabalarım Başbakanımızın evinin oraya gittiler. Ben de çıkmak için sabırsızlandım.” diye konuştu.
Gelişmeleri izledikçe “Vatan elden gidiyor.” endişesine kapıldığı ve çok sinirlendiğini dile getiren Cıvan, şöyle konuştu:
“TRT’de korsan bildiri okunurken yerimde duramadım. Telefonla sağdan soldan haber almaya çalışırken Sabiha Gökçen Havalimanında çalışan yeğenlerim tankların hareketliliğinden bahsetti. Sonra yola çıktım. Aracımda çok az benzin vardı. Bir akaryakıt istasyonundaki kişi, benzin satmayacaklarını söyledi. ‘Bu yaptığınızla darbecilere destek veriyorsunuz’ diye bağırdım. Başbakanın evinin orada Sabiha Gökçen Havalimanına geçmek istedik ancak yollarda çok yoğun trafik oluşmuştu. Bunun üzerine Orhanlı gişelerine geçmeyi planladık.”
“Asker-polis kardeştir, kardeş kardeşi vurmaz”
Cıvan, trafik tıkandığı için araçtan indiklerini, burada silah sesleri geldiğini ve profesyonel kişilerin insanlara ateş ettiğini anlattı.
Çatışmanın olduğu yere doğru gittiklerinde bazı kişilerin korku dolu gözlerle geri döndüğünü ve kendisine 3-4 polisin şehit edildiğini söylediklerini aktaran Cıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İleri giderek bariyerin üstünde çıktım. Belki birileri duyar düşüncesiyle ‘Asker-polis kardeştir, kardeş kardeşi vurmaz’ diye slogan attım. Bariyerlerin üzerinden yere atladım. Birisi bana, ‘Orada durma, yaralılar var’ dedi. Hiçbir şeyin farkında değildim. Tam bu sıra 7-8 asker koşarak mevzi alıyordu. Onlara, ‘Durun yapmayın, silahlarınızı bırakın’ dedim. Sonra bir çınlama sesi duydum.”
Cıvan, sesle birlikte sanki koluna elektrik çarptığı hissine kapıldığını belirterek, “Kolumda bir ağırlık oldu. Çimlerin üzerine çömeldim, sonra toparlandım. Sol elimin üstünde şarapnel parçası gördüm. Onu attım bir şey olmadığını düşünmeye başladım. Biraz sonra bir baktım ki sol kolumu hissetmemeye başladım. Sol kolum kırılmıştı, sadece deri tutuyordu. Bu ağırlık yapıyordu. Yanımda bıçak gibi bir şey olsaydı herhalde kolumu keser atardım.” ifadelerini kullandı.
“Beni hastaneye Iraklı Türkmen gençler götürdü”
Cıvan, yaralandığını anlayınca cuntacı askerlerin çok yakınındaki noktadan geriye dönüp hastaneye gitmeye çalıştığını söyledi.
Hiç ağrı ve sızısının olmadığını aktaran Cıvan, şunları anlattı:
“Ben yürürken birisi ‘Yaralı var’ diye bağırdı. O sırada yanıma üç genç geldi. Iraklı Türkmenlerdi. Artık ailemin birer fertleri olarak gördüğüm Türkmen gençler, Kurtköy’de bir hastaneye gidebilmem için çok çaba gösterdiler. O arada tişörtümle koluma tampon yapmıştım. Hastaneye gittiğimde bilincim yerindeydi. Hastanedeyken 5 kişi geldi, hepsi şehit olmuştur.”
Cıvan, vatanı için sokağa dökülen herkese teşekkür ederek, “Vatan davası önemli çünkü bizim başka vatanımız yok. Kolumu kaybettim ama vatanımı kazandım. Kolumun hiçbir önemi yok. Bir kolumu kaybettim, diğerinden de yara aldım ama inanın hiç üzülmüyorum. Hatta çok sevinçliyim. Vatan uğrunda kolum gitti. İnşallah bu vesileyle cennete gireriz. Bir daha tekrarlıyorum; kolumu kaybettim ama vatanımı kaybetmedim.” dedi.
Ameliyatın ardından narkozun etkisinden kurtulup uyandığında yeğenine, “Olaylar bitti mi, vatan selamette mi?” diye sorduğunu vurgulayan Cıvan, “Yeğenim bana ‘Dayı bitti, vatan selamette’ dedi. Bunun üzerine ‘Vatan selamette ise gerisi önemli değil’ dedim. Allah bu vatan davasında hizmet verenden razı olsun. Bu, parti işi değildir. Çok şükür ki satılmış insanlara teslim etmedik yurdumuzu. Tüm insanlar doğulusu batılısı, kuzeylisi güneylisi herkes oynanan oyunun farkına vardı.” diye konuştu.
“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır anlayışını dünyaya gösterdik”
Cıvan, Uludere’de yaşananların, düşürülen Rus uçağının ve insanlara atılan iftiranın kimlerden geldiğinin artık anlaşıldığını savunarak, şunları anlattı:
“O Fetullah değil, fetbazdır. Allah onu kahretsin, perişan etsin. Müslümanı Müslümana vurdurdu. Kardeşi kardeşe öldürttü. Umarım bu, Müslüman ülkelerde akan kanın durmasına vesile olur. Türk halkı, vatan söz konusu olduğunda gerisinin teferruat olduğunu dünyaya gösterdi. Diğer Müslüman ülkeler bu durumdan dersler çıkarsınlar.”
Cıvan, Orhanlı gişelerine eşi Rüya, kızı ve birçok akrabasıyla gittiğini dile getirdi.
Üzeyir Civan’ın eşi Rüya Cıvan da “Kocamın vurulduğunu ve birkaç kişinin başına toplandığını gördük. Bize kurşunun kolunu sıyırıp geçtiğini söylediler. Vatandaşlar onu hastaneye götürürken ben ve kızım darbecilere tepki göstermeye devam ettik.” diye konuştu.