Polis, asker ve sivil 246 kişinin şehit edildiği, sivillerin üzerine mermi ve bomba yağdırılan 15 Temmuz gecesine ait bazı görüntüler, ele geçirilen belgeler ve tutuklananların ifadeleri, darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını gösteriyor.
Darbe girişiminin FETÖ tarafından düzenlendiğine dair en çarpıcı kanıt, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın ifadeleriyle netleşti. Orgeneral Akar olay gününe ilişkin ifadesinde, rehin alındığı sırada darbeci askerlerden Tuğgeneral Hakan Evrim’in, “Sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürelim.” dediğini anlattı.
Kendisine bu teklifi Tuğgeneral Evrim’in yaptığını aktaran Akar, ifadesinde, “Kendinizi ne zannediyorsunuz? Siz kimsiniz? Topladığınızı söylediğiniz İkinci Başkan, kuvvet komutanları nerede? Bakanlar nerede? Elinizde kim varsa getirin. Sizin başınız, kıçınız kim? diye bağırdım. Bunun üzerine Hakan Evrim, ‘Dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürürüz.’ gibi bir şey söyledi. ‘Ben kimseyle görüşmem’ diyerek tersledim. Ardından Akın Öztürk dışındakiler odayı terk etti.” ifadelerini kullandı.
Asker üniformasıyla yakalanan polis
Darbe girişiminini FETÖ tarafından gerçekleştirildiğine dair ilk somut işaret, 15 Temmuz gecesi ortaya çıktı. Daha önce FETÖ mensubu olduğu gerekçesiyle açığa alınan eski İstanbul Güvenlik Şube Müdürü Mithat Aynacı, darbeye kalkışanların kullandığı Vatan Caddesi’ne gelen bir tank içerisinde, asker üniformasıyla yakalandı.
17-25 Aralık sürecinde İstanbul Güvenlik Şube Müdürü olan ve daha sonra FETÖ/PDY bağlantısı olduğu iddiasıyla açığa alınan Aynacı’nın, İstanbul Emniyet Müdürlüğünü ele geçirmek üzere Vatan Caddesi’ne konuşlanan bir tankın içerisinde üniformayla yakalanmasının yansıtan görüntüler, darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını ortaya koyan deliller arasında yer aldı.
Genelkurmay Başkanı’nın emir subayından FETÖ itirafı
Darbenin FETÖ bağlantısını gözler önüne seren bir gelişme, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde yaşandı.
Darbe girişiminde bulunanlar tarafından rehin alınan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın soruşturma kapsamında tutuklanan emir subayı Yarbay Levent Türkkan, savcılıkta Genelkurmayda emir subaylığı görevine getirildikten sonra cemaat adına verilen görevleri yerine getirmeye başladığını itiraf etti.
15 Temmuz gecesi Genelkurmay Başkanı’nı derdest edenlerin başında yer alan Türkkan, ifadesinde, ortaokulda cemaatin “abileriyle” tanıştığını söyledi.
5 yaşından beri subay olmayı hayal ettiğini ifade eden Türkkan, “Bu idealim, cemaatin ekmeğine tuz biber oldu. 1989 yılında Işıklar Askeri Lisesinin sınavlarına girdim. Sınavı kendi bilgilerimle kazanacağımdan emindim. Cemaatteki abilerim de emindi. Fakat yine de bana sınav olmadan önceki gece yarısı getirip soruları verdiler. Soruları Serdar Ağabey getirmişti. Bursa merkezde bir cemaat evinde soruları bana vermişlerdi.” dedi.
“Paralel Yapı üyesiyim”
Türkkan, ifadesinde şu itiraflarda bulundu:
“Paralel Yapı üyesiyim. Fetullah Gülen cemaatindenim. 1989’da Işıklar Askeri Lisesi sınavlarına girdim. Sınavdan önceki gece soruları getirip verdiler ve liseyi kazandım. Genelkurmayda emir subaylığı görevine getirildikten sonra cemaat adına verilen görevleri yerine getirmeye başladım. Necdet Özel Paşayı (Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel) dinleme cihazıyla sürekli dinliyorduk. Cihazı Türk Telekom’da çalışan ‘abi’ verdi. Haftada bir cihazları götürüp ‘Abi’ye veriyordum. Necdet Özel Paşa, Hulusi Akar Paşa ve Yaşar Güler Paşa döneminde dinleme yapıldı. Ben darbeyi 14 Temmuz 2016 Perşembe günü saat 10.00 sıralarında öğrendim.”
Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’i sürekli dinlediğini aktaran Türkkan, “İki boğum parmak ucu kadar ‘radyo’ diye tabir edilen dinleme cihazını her gün paşanın odasına herhangi bir yere koyup akşam da çıkarken alıyordum. Kendi hafızası vardı. Pili bir gün dayanıyordu. Haftada bir dolan cihazı cemaat abime götürüp veriyordum, boş olanları alıyordum. Arada sırada Genelkurmay Başkanı’nın odasına dinleme cihazı araması yapılıyordu. Doğal olarak ben bu aramaların ne zaman yapılacağını önceden bildiğim için cihazı koymuyordum.” ifadesini kullandı.
Erdoğan’a suikast timinin “imamı” BDDK uzmanı çıktı
Devlet yetkililerine suikast düzenleyecek SAT komandolarının imamı olduğu iddia edilen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) uzmanı Kemal Işıklı, ifadesinde, “terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen yapılanmasının sohbetlerinde kendisine abilik teklif edildiğini, SAT komandolarıyla bu şekilde iletişime başladığını” belirtti.
Savcılık ifadesinde, FETÖ ile 1997’de Konya’daki Sabah Dershanesine giderken tanıştığını aktaran Işıklı, “Sohbetlere katılırken, ismini hatırlayamadığım bir abi, benden ‘abi’ olmamı istedi. Bunun üzerine, kod adı ‘Miraç’ olan SAT Grup Personeli olduğunu bildiğim Astsubay Murat Fırat, kod adı ‘Ömer’ olan Astsubay Özgür Danışan, kod adı ‘Onur’ olan Astsubay Hamdi Çıplak, kod adı ‘Hamza’ olan Astsubay Fatih Kaya, kod adı ‘Murat’ olan Astsubay Mutlu Ferik, kod adı ‘İsmail’ olan Astsubay İrfan Altuntaş, benim kendi ikametime gelmekteydiler. Beraber Kur’an okuyor, sohbet ediyor ve namaz kılıyorduk, siyasi konular konuşmamaktaydık.” ifadelerini kullandı.
Işıklı, 2011’de Fetullah Gülen yapılanması içinde yer almaya başladığında kendisinden sorumlu “Kasım” kod adlı bir kişinin de olduğunu anlattı.
FETÖ’nün jandarma imamından itiraflar
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen MİT tırları soruşturması kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan ve Çorum’da teslim olan FETÖ’nün jandarma imamlarından Hasan Bektaş, “FETÖ’nün en büyük suç örgütlerinden biri olduğunu” itiraf etti.
Teslim olduktan sonra ifadesi alınan Bektaş, örgütle 1998 yılında, lise 2. sınıfta tanıştığını anlattı.
Örgüte ait dershaneye gittiğini, 2000 yılında da Konya Selçuk Üniversitesi sınıf öğretmenliği bölümünü kazandığını söyleyen Bektaş, üniversite öğrenimi süresince “cemaat evinde” kaldığını söyledi.
2007’ye kadar Konya’daki örgüt okullarında, daha sonra ise Adana’da öğretmenlik yapmaya devam ettiğini, 2008’de eşi S. Bektaş ile evlendiğini dile getiren Bektaş, ifadesinde, “Bu evliliğimiz tamamen örgüt içi bir evliliktir. Bu evliliğin kimlerin aracılığıyla olduğunu hatırlamıyorum.” itirafında bulundu.
İmamları deşifre etti
İfadesinde bahsettiği “jandarma imamlarının” kimliklerini de deşifre eden Bektaş, bu kişilerle ilgili şu bilgileri verdi:
“Benim örgüt içerisinde bulunduğum dönemde sorumlular şu şekildedir; Nahit kod adlı asıl adı Uğur olan kişi Tarsus’ta yaşar, 35-40 yaşlarındadır. Mersin’de Jandarma astsubay ve uzman çavuşlardan sorumludur. Tarsus’ta meslek lisesi öğretmenidir. Ertuğrul kod adlı Niğdeli Bayram, 35-40 yaşlarında, Hatay’da ikamet eder. O da Hatay ve Osmaniye’deki askerlerden sorumludur. Matematik öğretmenidir. Halil kod adlı Hamza Ali Ece, 35-40 yaşlarındadır. Adana’da ikamet eder. Fen bilgisi öğretmenidir. Nurullah kod ismini kullanan şahıs Halil’in üstünde yer alır. 40-45 yaşlarında, nereli olduğunu bilmiyorum. İrfan, 40-45 yaşlarında, Engin ise 35-40 yaşlarında, isimleri gerçek veya kod olabilir.”
Tuğgeneralden FETÖ itirafı
Darbede FETÖ bağlantısı olduğunu gösteren bir başka itiraf, tutuklanan Sivas 5’inci Piyade Er Eğitim Tugayı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır’dan geldi.
Cuntacıların hazırladığı görevlendirme listesinde yer alan ve darbe girişiminin başarılı olması durumunda “Sivas Sıkıyönetim Komutanı” olarak atanacağı öne sürülen Sağır, ifadesinde, FETÖ ile 1988-1992 yılları arasında ilişkisi olduğunu itiraf etti.
FETÖ soruşturması kapsamında, tutuklananlar arasında yer alan Sağır, Harp Okulu döneminde FETÖ ile tanıştığını belirterek, “Cemaatle 1988-1992 yıllarında 3-4 yıl ilişkim oldu. 1992 yılından 2007 yılına kadar olan ilişkim ise sadece sempatizan olma anlamındadır.” dedi.
FETÖ’ye sempatisinin Balyoz ve Ergenekon gibi operasyonlarda yakın arkadaşlarının gözaltına alınmasına kadar devam ettiğini anlatan Sağır, “Tevfik isimli cemaat mensubuyla görüşmelerim 1988-1992 yılları arasına dayanmaktadır. Darbeye teşebbüs edildiği akşam saat 23.00’te emir anlamına gelecek bir yazı aldım.” ifadelerini kullandı.
Danıştay Tetkik Hakiminden FETÖ itirafları
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınıp savcılık sorgusunun adından adli kontrol kararıyla serbest bırakılan Danıştay Tetkik Hakimi Ebubekir Başel, yargı içindeki örgütlenmeye ilişkin önemli itiraflarda bulundu.
Savcılık ifadesinde, FETÖ’ye mensup insanlarla Sivas Selçuk Anadolu Lisesinde tanıştığını aktaran Başel, bu dönemde ışık evlerine gidip gelmeye başladığını söyledi.
Ankara Hukuk Fakültesini kazanınca dershane öğretmenlerinin kendisini, Saitbey Yurdu’na gönderdiğini ifade eden Yıldırım, “Bu yurdun cemaatin toplama ve dağıtım yurdu olduğunu anladım.” dedi.
Başel, itiraflarında, şunları aktardı:
“Daha sonra hakimlik stajını kazandıktan sonra ilk maaşımı abi olarak bildiğim İ.A’ya verdim. İ.A, halen idari yargı hakimidir ve dönem arkadaşım olduğu gibi dönem abisidir. İ.A, bana ilk maaşın Fetullah Gülen’e verileceğini ve onun belirleyeceği yere sarf edileceğini söyledi. Diğer kamu kurumlarında çalışanlar için de kuralın bu olduğunu biliyorum. İ.A, parayı elden aldı. Bu paranın bin 175 lira olduğunu hatırlıyorum. Çünkü ilk maaşım buydu ve tümünü verdim.”