Bir duruş ortaya koyarak, paydaşlarını arkasında topluyor. Almanya’dan önce İdlib’deki ‘ateşkes’ duruşuyla ve New York’taki “BM’de reform” tavrıyla kendini göstermişti.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en son ‘Başbakan’ olarak ziyaret ettiği Almanya temaslarından güçlü bir ortaklık çıktı. Bundan 4 yıl önce Erdoğan’ın ‘Nazi artığı’ benzetmesi yaptığı Almanya’yla ilişkileri yeniden normalleştirmek istemesi, Berlin yönetimini heyecanlandırdı.

Muhacir meselesinde sağlam adımlar atan Erdoğan, bölücü terör örgütü PKK ve FETÖ’yü himaye eden Almanya’yı kendi çizgisine getirmeyi başardı.

2014’teki Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde Erdoğan’ın seçilmemesi için her şeyi yapan Almanlar artık diz çökmüş görünüyor. Öyle ki; Şansölye Angela Merkel, “İşbirliğini yeniden canlandırmak istiyoruz” ifadesini kullandı.

Almanya’nın Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu gösteren Merkel, “İstikrarlı bir Türkiye’yi destekliyoruz” dedi. “İyi bir ikili ilişkilere sahip olmak, ortak stratejik hedefimiz” diyen Merkel’in tavrı, Erdoğan’ın politik duruşunun gücünü gösterirken; Berlin’de “İkili ilişkilerde yeni bir sayfa açılıyor değil; Türkiye kendi sayfasını açıyor” düşüncesi oluşturdu.

MERKEL İŞBİRLİĞİ İSTİYOR

Tahran’daki 3’lü Zirve’de de Rusya ve İran’ı dize getiren Erdoğan’ın İdlib’de ‘çatışmasızlık’ durumunu, Vladimir Putin ve Hasan Ruhani’ye dünyanın gözü önünde kabul ettirdi.

Burada da kendi politikasına, tarafları ikna eden Erdoğan, Soçi Mutabakatı’nda Rusya’yla bunu resmiyete dökmüştü.

Öte yandan Erdoğan, Birleşmiş Milletler’de ‘Dünyanın 5’ten büyük olduğu’ tezini yineleyerek, Başkan Donald Trump’ın zorbaca ekonomik saldırılar yaptığını, ABD yönetiminin terörü finanse ettiğini, terörü himaye ettiğini, terörü desteklediğini, bunun bir gün geri dönüp kendilerini vuracağını; 196 ülkenin temsilcilerinin de olduğu BM Genel Kurulu’nda açıkça dile getirerek destek toplamıştı.

Erdoğan son olarak Berlin’de Almanya Hükümeti’nin FETÖ ve PKK’lıları kolladığını, Angela Merkel’in gözlerine bakarak dile getirdi.

Can Dündar’ın bir casus olduğunu, bir ajan olduğunu, ülkesinin gizli bilgilerini dışarı taşıyan bir hain olduğunu ifade ederek, Almanya’da sığınmasına müsaade edildiğini söyleyen Erdoğan, buna rağmen Merkel tarafından, “Derin ekonomik bağları önemsiyor ve daha da gelişmesini istiyoruz” şeklinde karşılık buldu.

“DARBELERİ KINIYORUZ”

Erdoğan, Suriye krizi ve bölgesel konularda da Almanya’yla benzer yaklaşımlara sahip olduklarını belirtirken; Merkel ise “Biz istikrarlı bir Türkiye’yi destekliyoruz. Bize göre; olağanüstü yüksek bir performans sergiliyorlar. Göç konusunda da büyük bir başarı sağladı” dedi. Muhacir projeleri için kaynakların bürokratik olmayan şekilde akışını sağlayacaklarını kaydeden Merkel, “Terör ile mücadele konusunda iş birliğini yeniden canlandırmak istiyoruz” ifadesini kullandı. Angela Merkel, camilere yönelik saldırıları da kabul etmeyerek, ikili ilişkileri güçlendirmek için çaba sarf edeceğini sözünü verdi. Merkel, FETÖ’yü PKK’yla bir tutmak için daha fazla kanıta ihtiyaçları olduğunu vurgularken, ‘ancak’ diyerek, “İyi ikili ilişkilere sahip olmak ortak stratejik hedefimiz” ifadesini kullandı. 15 Temmuz’u şiddetle kınadığının altını çizen Merkel, “Kendim bizzat ziyaret ettim, o günlerde Meclis’e gittim” hatırlatması yaptı.

BERLİN’DE ‘CAN DÜNDAR’ KRİZİ

Berlin’deki Erdoğan ve Merkel’in ortak basın toplantısında Can Dündar krizi çıktı. Merkel, siyasi casusluk ile yargılanan Dündar’ın akredite olmasına rağmen kendi kararıyla gelmediğine dikkat çekerken; Erdoğan, “Can Dündar’ın bir ajan olduğunu, devletin sırlarını ifşa etme durumunda olan bir kişi olduğunu ve bunun 5 yıl 10 ay mahkûm edildiğini biliyorsunuzdur. Hakkında 5 yıl 10 ay mahkûmiyet olan bir kişi, kaçarak Almanya’ya gelmiştir. Hiçbir ülkede devletlerin sırları ifşa edilmez, suç teşkil eder. Bir diğer konu, Almanya ile suçluların iadesi anlaşması yapmış bir ülkeyiz. Bizim böyle bir suçluyu iadesini istemek en doğal hakkımızdır” değerlendirmesinde bulundu.

Editör: TE Bilisim