Danıştay 8. Dairesi’nin Andımız kararı, CHP’li Öztürk Yılmaz’ın Türkçe ezan talebi derken, millete iradeye yönelik bir tehdit daha belirdi.
Leninist çizgide sözde siyaset yapan Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki (TSK) başörtüsü serbestliğine karşı Danıştayda idari dava açmıştı.
HKP’nin avukatları, açtıkları davada, TSK’daki başörtüsü serbestesinin, Anayasadaki laiklik ilkesine, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına aykırı olduğunu ifade etmişti. Avukatlar, serbestlik düzenlemesinin orduyu ve subayları bir din devleti yapılanmasına doğru götüreceğini ileri sürerek, düzenlemenin Danıştay tarafından iptal edilmesini istemişti.
LAİKLİĞE AYKIRIYMIŞ
Din düşmanı HKP’nin rezalet talebine ilişkin Danıştay Savcısı’ndan daha büyük bir skandal adım geldi. Danıştay savcısı, TSK’da başörtüsü serbestliğinin anayasada yer alan laiklik ilkesine aykırı olduğunu söyleyerek düzenlemenin iptal edilmesi gerektiğini ifade etti.
Danıştay 2. Dairesi, başvuruyu 4’e karşı 1 oyla reddetti. Türkiye’nin gündeminden düşen meseleleri toplumsal kutuplaşma için yeniden ortaya döken yargıdaki vesayetin hukuki garabetini AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, Diriliş Postası’na değerlendirdi.
Türkiye’nin yerel seçimlere gittiğini ve bu tarihi dönemeçte dış güçlerin 16 yıldır devam eden diriliş hareketinin devamını istemediğini savunan Çamlı, oynanan oyunu şöyle özetledi:
SEN KİM OLUYORSUN?
“Bu tip şeyler içerideki kardeşlik, birlik, beraberlik iklimini bozucu hareketlerdir. Bu vatanın evladı, bu toprağın çocuğu, bu bayrak benim bayrağımdır, bu bayraktaki kan benim dedemin kanıdır diyen bir insanın diyeceği laflar değil bunlar. Başörtüsü için ta Viyana kapılarına dayanmış bu milletin evladı böyle bir şey davasını güdemez. Sana ne? Sen kim oluyorsun? İsteyen istediği yerde, istediği şekilde giyinebilir. Asker olan kadından düşüyor mu başörtüsü sorumluluğu? Kendisi öyle bir sorumluluk hissediyor Allah’a karşı. Danıştay savcısı “Sen başörtüsünden sorumlu değilsin” diye fetva verebiliyor mu?”
Çamlı, ayrıca yargıda hâlâ bir takım zararlı yapılanmaların varlığının olduğunu da savundu. AK Partili Çamlı, başörtüsünü laikliğe aykırı gören savcının millet düşmanlığından yargılanması gerektiğinin altını çizdi.
ARIZALI TİPLER VAR
Başörtüsünün laikliğe aykırı olduğu yönünde mütalaa vermenin toplumsal barışa dinamit atmak olduğunu, Danıştay savcısının bir fitne harekete yürüttüğünü ifade eden Çamlı, yargıda vesayet olduğu yönündeki yorumlara şu şekilde katıldı: “Yargının içerisindeki terör örgütlerinin temizlenmesine rağmen demek ki yine hala içeride arızalı tipler var.”
Öte yandan FETÖ’den büyük oranda temizlenen yargıda 28 Şubat zihniyetli, milletin iktidarına karşı bilen bir vesayet hücresi olduğu da Danıştay’daki skandal mütalaa ile bir kez daha tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi.
ARTIK KENDİNİZİ GÜNCELLEYİN
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan da skandal mütalaaya ateş püskürdü. Mahkemelerin başörtüsü konusunda söz hakkı bulunmadığını ifade eden Turan, “Sağır sultan bile duydu ama yargıdan birileri hala duymamış maalesef: başörtü/türban mahkemelerin konusu değil kişinin tercihine kalmış bir meseledir. Laikliğin toplum ve siyasete ince ayar verme kurumu olarak kullanıldığı devirler çoktan bitti. Güncelleyin kendinizi” mesajını paylaştı.
2017’DE KALKMIŞTI
Danıştay savcısının laiklik ilkesine aykırı bulduğu Türk Silahlı Kuvvetleri’nde başörtüsü serbestliği, Milli Savunma Bakanlığınca Şubat 2017’de Türk Silahlı Kuvvetleri Kıyafet Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle hayata geçirilmiş, bir zulüm defteri daha kapanmıştı.