Eski Adalet Bakanları Seyfi Oktay ve Mehmet Moğultay’ın yargıdaki atamalarının FETÖ çerçevesinde yeniden gözden geçirilmesi gerektiği yönündeki sözleri nedeniyle karalama kampanyasına maruz kalan Gündoğdu, “Kimin atadığına bakılmaksızın yanlışsa üzerine gidilsin, ona hamilik yapılmasın. Bu açıdan baktığımızda CHP’de kafa karışıklığı fazla. ‘CHP’de paralel mi olurmuş’ düşüncesini aşamıyorlar. Bununla yüzleşmeyip AK Parti’de açık arıyorlar” dedi.

FATİH MUTLU

AK Parti Ankara Milletvekili ve Memur-Sen Onursal Başkanı Ahmet Gündoğdu, son günlerde bazı medya organlarında kendisine karşı yürütülen algı operasyonunu değerlendirdi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz ile CNN Türk’te yayınlanan “Ne Oluyor” programına katıldığını hatırlatan Gündoğdu, programda Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadelenin konuşulduğunu belirtti.

Programda CHP’li Yılmaz’ın, FETÖ mensuplarının devlete AK Parti hükümetleri tarafından yerleştirildiği iddiasında bulunması üzerine, bu yapının 30 yıllık bir mazisi olduğunu hatırlattığını ifade eden Gündoğdu şunları kaydetti:

“FETÖ’nün masonik bir teşkilat gibi devlete sızmış, Genelkurmay Başkanının yaveri gibi ta ortaokul döneminde askeriyeye alınmış, özel olarak yetiştirilmiş, devlete yerleştirilmiş kimselerden oluştuğunu söyledim. AK Parti olarak ise biz, 14 yıllık bir iktidarız. Ama sorumluluktan kaçacak değiliz. 17-25 Aralık bu işin miladıdır. 17-25 Aralık’tan sonra biz AK Parti olarak ‘Bunlar terör örgütüdür’ dediğimiz halde, kimler bunlara destek oldu? CHP’nin içinden gelenler, gidenler, bir düşünelim. 2002’den sonra, bürokrasiye getirdiğimiz, KPSS ile memur olarak aldığımız kimseler sonradan yanlış işler yapmış da üzerine gitmemişsek sorumluluk bize ait. Ama yüksek yargı, topyekun yargı ve Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) bunları kim aldı? Mehmet Moğultay’ın, Seyfi Oktay’ın basına yansıyan sözlerini görüyoruz… Bunların içerisinde FETÖ’cüler ne kadar vardı? Şu an atılanlar arasında yüksek yargıdan bir hayli isim, general rütbesinden bir hayli asker var. Bir adam korgeneralliğe gelmişse bunun 30 yıllık mazisi var demektir. Bununla yüzleşmek lazım, bunun özeleştirisi de yapılmalıdır, dedim. 2002’den sonrakilerde sorumluluk bizde, öncekileri sizin zihniyetiniz yerleştirdi. Biz farkına vardık, temizliği yapıyoruz. İmam hatiplilerin bile giremediği bu TSK’ya bu dinsizler nasıl girmiş? Esas bunlarla yüzleşmek lazım.”

“BİZ BAŞÖRTÜSÜ İÇİN ELELE TUTUŞURKEN BUNLAR EYLEM KIRICILIK YAPTILAR”

Sözlerinin kasıtlı olarak bölünerek servis edildiğini ve “Ahmet Gündoğdu, ‘Paralel Yapı’yı devlete CHP yerleştirdi’ dedi” yönünde bir itibar suikastına girişildiğini belirten Gündoğdu, 2011 yılında Memur-Sen Başkanıyken yaptığı bir konuşmanın da buna alet edildiğini söyledi. Sözkonusu beyanatın Türkçe Olimpiyatlarıyla ilgili ifadeler içerdiğini kaydeden Gündoğdu, “‘Dünyanın her yerinde Türkçe bayrağımızın dalgalanıyor olmasından memnuniyet duyuyoruz, emeği geçenlere teşekkür ediyoruz’ mealinde bir beyanat. Bunu 2011’de söylemişim. Belki 2012’de de söylemişimdir. Ta ki, 17-25 Aralık’a kadar… Zaten sendikacılık dönemimde bu yapıyla sadece iki defa bir araya geldim. Birinde Erzurum’daki bir eğitim programında, bir de 50 bin kişiyle gerçekleştirilen Anayasa konulu Abant toplantısında. Nitekim ben 28 Şubat döneminde bu adamlarla kavga etmiş biriyim. ‘Başörtüsü için elele’ eylemleri sırasında, ‘Başörtüsü füruattır’ fetvasıyla eylem kırıcılık yaptı bunlar” diye konuştu.

“AK PARTİ’YE GİRİŞİ YASAKLANANLAR HANGİ PARTİYE GİTTİ?”

AK Parti’nin, başta FETÖ olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadele içerisinde olduğunu söyleyen Gündoğdu, diğer partilerden de aynı hassasiyeti beklediklerini belirterek şunları kaydetti:

“Ben FETÖ’nün de, DAİŞ’in de, PKK-PYD’nin de, Batılılar tarafından desteklenen, merkezinin Amerika olabileceğini düşündüğüm olan bir üst akıl tarafından koordine edilen, onların Türkiye’deki piyonları olduğuna inanıyorum. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan o zaman bu gerçeği çok erkenden görüp bunlar terör örgütüdür dediğinde, AK Parti teşkilatı içinde yerel seçimlerde ve genel seçimler öncesinde çok ciddi önlemler alındı. Ama diğer partiler bu tehlikeye inanmadı, bu üst aklın AK Parti’ye sızabileceği bir ortamda onların yanında da olabileceğini görmek istemediler. Şunu düşünmek lazım, tüm bu süreçte AK Parti’ye girişi yasaklananlar hangi partiye nasıl girdiler, onları nasıl etkilediler? Şu ana kadar meclis üyelerimizden, encümen üyelerimizden, teşkilat başkanlarımızdan ihraç ettiklerimiz kamuoyunun malumudur. Temizliği böyle yapmak lazım. İkincisi, ister AK Partili bir bakan atasın, ister SHP’li, CHP’li, DSP’li bir bakan, Seyfi Oktay ya da Mehmet Moğultay atasın, bürokrasiye, yargıya bozuk bir adam atanmışsa onların arkasında biz atadık diye durulmasın. Kimin atadığına bakılmaksızın yanlışsa üzerine gidilsin, ona hamilik yapılmasın. Bu açıdan baktığımızda CHP’de kafa karışıklığı fazla. ‘CHP’de paralel mi olurmuş?…’, bunu aşamıyorlar. Bununla yüzleşmeyip AK Parti’de açık aramak, doğru değil. FETÖ’cüleri kapımızdan içeri sokmayarak biz 17-25 Aralık’tan beri temizlik yapıyoruz. İl kongreleri, MKYK’sı, tüm teşkilat birimleri buna yoğunlaşmış durumda. Buna rağmen halen aramızdan FETÖ’cüler çıkarsa da gözünün yaşına bakmayız.”

“CHP’de müesses nizamla HDP’ye yakın kanat kavga içerisinde”

“17-25 Aralık’tan bu yana CHP, FETÖ’ye şu veya bu şekilde destek oldu. 7 Haziran’da, 1 Kasım’da bunlarla nasıl bir ilişki içerisine girdiklerini biliyoruz” diyen Gündoğdu, “Burada, bir, CHP’nin fabrika ayarlarına döndüğünü, iki, bunu karşı tarafı suçlayarak yaptığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.

FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimine karşı duran Kemal Kılıçdaroğlu’nun 7 Ağustos’taki Yenikapı Mitingine katılarak milli mutabakata destek olduğunu hatırlatan Gündoğdu, CHP Liderinin Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki Adli Yıl Açılış programına dair sert sözlerini de değerlendirerek şunları söyledi:

“15 Temmuz’da darbeleri tarihe gömdük, 7 Ağustos’ta milli mutabakat buluşmasını gerçekleştirdik. Bundan vazgeçmek için adli yıl açılışının yapıldığı yeri bahane etmek olmaz. Bana uygulanan itibar suikastıyla sınırlı olmayan bir proje var ortada. Kılıçdaroğlu bugün ‘Biz teröre karşıyız’ diyor, ama teröre araç vererek destek olan belediyelere müdahale edilmesini sağlayacak kanun hükmünde kararnameleri istemiyor. ‘Darbeye karşıyız, ama OHAL’e de karşıyız’ diyor. Darbeye karşı olacaksın ama halkın tankını tüfeğini halka çevirenlerin üzerine niye böyle gidiyorsunuz diyeceksin. Burada çelişki var. ‘PKK da, DAİŞ de, FETÖ de terör örgütüdür’ diyorsun, DAİŞ’in üzerine gidilmesinden memnunsun, ama DAİŞ’in üzerine giderken DAİŞ’e destek veren PYD’lilere, PKK’lılara atılan bomba Amerika’yı rahatsız ettiği gibi seni de rahatsız ediyor, HDP’yi rahatsız ettiği gibi seni de rahatsız ediyor. ‘Teröre kimsenin destek olmasına müsaade etmeyiz’ diyorsun, HDP’li milletvekilleri ve belediye başkanları teröristlerin cenazesinde boy gösteriyor, bombalı saldırılara araçlarını veriyorlar, biz ‘Bunların üzerine gidelim’ dediğimizde de ‘Bunu istemem’ diyorsun. Burada CHP’nin içerisindeki ulusalcı, devletçi, Kemalist, kısacası eski müesses nizamıyla bildiğimiz CHP’lilerle, Kılıçdaroğlu’nun duygusal bağı olan, HDP’ye yakın Sezgin Tanrıkulu ve ekibi gibi olanların yaklaşımı bir kavga içerisinde. Bu kavga dolayısıyla da anlaşılan, Kılıçdaroğlu’nun darbeye karşı olmasına pek itiraz etmiyorlar ama Yenikapı’daki buluşmaya katılmasından dolayı saldıracak yer arıyorlar. Bu nedenle, 17-25 Aralık sürecinde aleyhinde yüzlerce haber yapılmış, asla mücadeleden vazgeçmemiş biri olarak benim 2011 yılındaki bir konuşmamla ‘Bu da paralel olabilir mi?’ demeye getiriyorlar. Bu çamur bize yapışmaz. Ama bu çamur cebinde, üzerinde, yanında yöresinde olan, CHP’liler başta olmak üzere, FETÖ’ye karşıyım diyen herkesin, FETÖ’ye destek olan herkese de karşı durmak zorunda olduğunu bilmesi lazım.”

“MEB’deki FETÖ tehlikesine ilk ben dikkat çektim”

Sendikacılık döneminde FETÖ’yle giriştiği mücadeleye de değinen Ahmet Gündoğdu, dershane tartışmasından önce Milli Eğitim Bakanlığına “dershanelere ihtiyaç kalmayacak şekilde eğitimin kalitesinin yükseltilmesi gerektiği” yönünde tavsiyelerde bulunduklarını ifade ederek şunları söyledi:

“Bunların meselelerinin dershane meselesi olmadığı, meselenin devlet meselesi, millet meselesi, ümmet meselesi olduğu ortaya çıkınca tavrımızı açıkça koyduk. Bundan sonra FETÖ’nün yayın organlarında Memur-Sen’in, Eğitim Bir-Sen’in, Ahmet Gündoğdu’nun aleyhinde yüzlerce yayın yapıldı. 2013 Ağustos’unda toplu sözleşmeyi imzaladık, Zaman gazetesi ‘Memura çifte bayram’ diye manşet attı, aynı gazete 17-25 Aralık’tan sonra Ocak ayının başında ‘Memur-Sen memuru aldattı’ diye yazdı. O gün ben açıklama yaptım bunlara hitaben, hangisi doğru, hangisi sizsiniz, diye. Biz özeleştiriden kaçmıyoruz, bizzat liderimiz tarafından özeleştiri yapılıyor. Özeleştiriye herkesi de davet ediyoruz. Şunu da söyleyeyim, ben Eğitim Bir-Sen Genel Başkanıyken Milli Eğitim Bakanına paralel tehlikesine ilişkin olarak il milli eğitim müdürleri bazında ilk listeyi veren kişiyim.”

Editör: TE Bilisim