Feyza Dursun / FİKRİYAT

Bir şahlanıştı 15 Temmuz, kökleri Çanakkale’ye dayanan…

Rabbimizin, Ebrehe’nin ordularına karşı ebabil kuşlarını gönderdiği fil vakasından süregelen bir ilahi yardımdı. FETÖ’nün işgaline karşı her bir insana bir melek yardıma geldi. O gün yeryüzü bambaşkaydı, gökyüzünde yıldızlar ışıklarını saçıyordu ve o gün şehadet şerbetini içmek için ölüme koşan milyonlar vardı.

Seksen bir il tek yürek oldu ve her bir ilden gökyüzüne ulaşan ezanlar, salalar… Her okunan ezandan sonra ruhun kavuştuğu huzur ve salasını dinleyen, şehadeti yaşayacak şehit adayları…

Bedir Savaşı gölgesi vurdu o gün vatanımıza, Rabbim vatanını savunmak için koşan milyonlara ilahi yardımını gönderdi. “Vatan sevgisi imandandır” sözü 15 Temmuz’da vücut buldu.

Bir işgal saldırısı ki, tarihte eşi benzeri olmayan… O gün Cumhurbaşkanımızın dışarı çıkın sözünü dinleyen kim varsa şehadet şerbetini içmek için meydanlara indi.

Ankara ve İstanbul, biri tüm stratejik noktaların bulunduğu şehir, diğeri ise dünyanın gözünün üstünde olduğu kadim şehir… İşgale buradan başlamak ne tesadüftü ne de rastlantı. Ve adına darbe denilen, darbelerde dahi bu kadar dehşetli saldırıların olmadığı bir işgal girişimi…

Bir diriliş ruhu canlandı Türkiye’de, bir ruh dünyaya geldi eşi benzeri olmayan. Merhum vatan şairi Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi: “İmandır o cevher ki, ilahi ne büyüktür, imansız olan o paslı yürek sinede yüktür.” Ve bu söz o gün için yazılmış gibi, sokağa çıkan her insan bu sözü kuşanıp öyle çıktı.

Bir gün yaşanır bir ömre bedel… 15 Temmuz’da bir gece yaşandı ki senelere bedel. Dakikalar saat gibi, saatler gün gibi geldi inanlara. Ümitvar olarak yaradana sığınarak herkes vatan savunmasına geçti. O gün astsubay Ömer Halisdemir adını gökyüzüne Hamza (a.s.) edası ile yazdırdı. O gün nice şehitler farketmeden salalarını dinleyerek şehadet şerbetini içtiler.

Bizler inanıyor ve biliyoruz ki, her karanlığın ardında bir aydınlık vardır. İçteki zalim düşmanlarımızın, Allah’ın hesabını düşünmeyerek giriştikleri bu işgal girişiminde, tuzak kuranların en hayırlısı olan Allah, tuzaklarını kendilerine çevirdi. Rabbimiz dilemese bir yaprak dahi düşmezken o gün Reis-i Cumhuru öldürmeye çalışanlar şunu fark edemediler: Rabbimiz ona kuvvet, feraset vererek ülkeyi onun vesilesiyle diriltti.

Anadolu’nun her karışında şehit kanı varken, yakın zamanda Çanakkale zaferi yaşanmışken; gerçek olan halkı seferde olandı bu vatan. Şehitler de o gün yardıma geldi ve milyonların yanında nice milyonlar vardı.

15 Temmuz bir milat oldu ve savunması meydanlarda verilen. Beşikteki yavrudan, ak sakalı amcaya kimler yok ki bu savunmada. O gün meydanlarda olan bir tek renk vardı, tek bir görüntü, Türkiye… Türk’ü, Kürt’ü, Alevi’si, Sünni’si… kim varsa bu toprakta yaşayıp yüreğinde vatan sevgisi taşıyan, hepsi meydanlardaydı. Ülke bir bayrak taşımaya başladı üzerinde şehit kanı olan al bayrağı…

Yüreği ülke için çarpan niceleri var beklemede şehadeti, kimi de var menfaati için satmada ülkeyi. Bu atmosfer, bu görüntü hep devam etmeli. Biliyoruz ki biz bir oldukça, tek yürek, tek millet oldukça hiçbir güç bizi yenemeyecektir.

Başkoymuşuz Türkiye’mizin yoluna, her karışı için, bu ülke için canımızı veririz. 15 Temmuz bir destandır; unutmamalı, unutturmamalıyız. Ve o şehitlere çok şey borçluyuz.

Bu sevda burada bitmez ülkem!..

Editör: Haber Merkezi