Süleyman Gündüz 26 yaşında. Hayali subay olmaktı. Maltepe Askeri Lisesi’ni kazandı. Ardından Kara Harp Okulu’na girdi ama hayalleri yarım kaldı. Gündüz, okulda kendi tanımlamasına göre işkencelere maruz kaldı. Sağlığı iyi olduğu halde sürekli olumsuz sağlık raporları verildi, devre kaybettirildi. Sonunda okulu bırakmak zorunda kaldı. Al Jazeera’ya konuşan Gündüz, askeri okulda yaşadıklarını ve nasıl ayrılmak zorunda kaldığını anlattı. Gündüz, askeri lise sonrası gittiği intibak eğitiminde sürekli ceza ve işkencelere maruz kaldığını söylüyor. “Eğitim adı altında işkencelere maruz kaldık, İlk önce intibak eğitiminde başladı. Sonra Kara Harp Okulu’nda eğitim adı altında işkence gördük. Bu süreç devam etti, biz dayandık. Bazı arkadaşlarımız ayrıldı. Burada dayanan arkadaşlarımıza psikolojik olarak başlayıp fiziksel devam eden işkenceler yapıldı.”

“7 yılın sonunda uyumsuzluk raporu verildi”

Süleyman Gündüz’ün anlattığına göre üç aşamalı bir yıldırma yöntemi uygulanıyordu. Önce intibak eğitiminde “şok mangaları”nda işkence dolu eğitimden geçirildiler. Birçok arkadaşı dayanamadı ve ayrıldı. Dayanabilen Harp Okulu’na geçti. Burada ise önce fiziksel sonra da psikolojik işkence ve cezalara maruz kaldılar. Bunlara da dayananlara ise ders notlarının düşürülmesi ve sağlıklı oldukları halde sağlık raporu verilmesi gibi yıldırma yöntemleri uygulanıyordu. Gündüz, lisede başarılı bir öğrenciyken Harp Okulu’nda derslerden kaldı. İkinci sınıfı tekrar etmek zorunda kaldı. Gündüz, “Bazı derslerde de bu yapılanmanın teşkilatları vardı. Bu derslerden biz bırakıldık. Arkadaşlarımızı çalıştırmamıza rağmen onlar geçti, biz kaldık. Ben ikinci sınıfta kaldım. Mesela Türk dili dersi. Asya’dan gelen yabancı öğrenciler geçebilirken ben bu dersten kaldım. Ekonomi, iktisat dersi çalıştırdığım arkadaşlarım yüksek not aldı, ben düşük notlar aldım. Bu mümkün mü?” şeklinde anlattı.

Gündüz’e 7 yıllık askeri okul eğitiminin ardından “uyumsuzluk” raporu verilmiş. Gündüz, “Yılmayan harbiyeliler GATA’ya sevk ediliyordu. Kardiyoloji ve Psikiyatri bölümlerine özellikle. Kalp kapağı, mitral kapağı yetmezliği adı altında çoğu arkadaşıma olumsuz rapor verildi. Benim raporum ‘uyum bozukluğu’ şeklinde. Kalpten de ‘muharip sınıf olamaz’ raporum var. En son olarak bunlarla bizi Türk Silahlı Kuvvetleri’nden uzaklaştırdılar. Şu anda GATA’dan da ihraçları öğreniyoruz zaten. Gündüz, ne psikolojik olarak ne de fiziksel olarak kendisine verilen raporları hak etmediğini söylüyor. Üç yıl boyunca bütün “işkence ve yıldırma yöntemlerine” dayanabildiği için sürekli sağlık raporları verilerek okuldan ayrılmak zorunda bırakıldığını söylüyor. Sağlık raporları verilmesine rağmen ben bunların hiç bir rahatsızlığını hissetmedim. Arkadaşlarım da böyleydi. Dışarıda tedaviye giden arkadaşlarımız oldu. Hiçbir sorunları olmadığı anlaşıldı.” dedi.

“İade-i itibar istiyoruz”

Süleyman Gündüz, kötü muamele gördüğü komutanlarının 15 Temmuz’dan sonra darbeci olduğunu duydu.O zaman neden böyle bir muameleye tabi tutulduklarını anladıklarını söylüyor: “Bize bu muameleyi yapan sıralı amirlerimizi zaten biz 15 Temmuz gecesinden itibaren haberlerde görmeye başladık. Direkt bu konuşmaların içinde ihraç edilen subayların içinde görüyoruz.” Süleyman Gündüz, şimdi Marmara Üniversite’sinde iktisat okuyor.  Bazı arkadaşları okula dönmek istiyor. O ise sadece iade-i itibar istiyor.

Editör: TE Bilisim