Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Pensilvanya’daki terörist başının ülkemize iadesi için bugüne kadar birçok adım attık, atmayı da sürdüreceğiz. Tüm darbeciler yargı önünde hesap verene kadar peşlerini bırakmamakta kararlıyız.” dedi.
Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’ın daveti üzerine ABD’ye yapacağı çalışma ziyareti öncesinde Esenboğa Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi.
Ziyareti, Türk-Amerikan ilişkilerinin içinden geçmekte olduğu sancılı bir dönemde icra ettiklerini belirten Erdoğan, Trump ile gündemlerinde yer alan tüm konuları ayrıntılı ve samimi bir şekilde görüşeceklerine inandığını söyledi.
Erdoğan, ziyaret vesilesiyle terörle mücadele başta olmak üzere güvenlik konularını, askeri ve savunma sanayi iş birliğini, ekonomik ve ticari münasebetleri de ele alma fırsatı bulacaklarını dile getirerek, “Sayın Trump ile ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarma hedefi koymuştuk. Bu hedefe ulaşmak amacıyla atılacak adımlar ile yapılan çalışmaları da görüşmemizde değerlendirme imkanı bulacağız.” diye konuştu.
“TÜM DARBECİLER HESAP VERENE KADAR PEŞLERİNİ BIRAKMAYACAĞIZ”
ABD Ticaret Odası’nın ev sahipliğinde yapılacak toplantıyı bu bakımdan son derece önemsediğini ifade eden Erdoğan, “Türk-Amerikan iş dünyası temsilcileriyle gerçekleştirilecek istişareler ülkemize yönelik propagandaların arttığı bugünlerde inşallah gerçeklerin anlaşılmasına büyük katkı sağlayacaktır.” değerlendirmesini yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“FETÖ terör örgütü meselesi de yine ele alacağımız konular arasında en üst sıralardadır. 15 Temmuz gecesi demokrasimize saldıran, 251 insanımızı şehit eden, 2 bin 193 kardeşimizi, evladımızı gazi olarak bugünlerde yine kendileriyle birlikte yaşam sürdürdüğümüz, ailelerinin aynı şekilde bu yaşamı devam ettirdiği kardeşlerimizin durumu da bu yapıyla mücadele konusundaki beklentilerimizi bir kez daha ortaya koymuştur. Pensilvanya’daki terörist başının ülkemize iadesi için bugüne kadar birçok adım attık, atmayı da sürdüreceğiz. Tüm darbeciler yargı önünde hesap verene kadar peşlerini bırakmamakta kararlıyız.”
Washington’daki temaslarda ikili ilişkilerin yanı sıra özellikle Suriye meselesini de enine boyuna konuşacaklarını bildiren Erdoğan, “Bu bağlamda DEAŞ ve PKK/YPG gibi terör örgütleriyle mücadelede iş birliği üzerinde duracağız. Ülkemizin DEAŞ’la mücadelede ödediği bedelleri ve kararlılığını bir kez daha gündeme getirirken bu sıralar bildiğiniz gibi DEAŞ’lıları ülkelerine iadeye başladık ve tabii buralarda ciddi bir telaş, artık bir tutuşma süreci de başlamış bulunuyor. Tabii bugüne kadar biz düşündük bundan sonra da onlar düşünsün, onlar ne yapacaklarının kararını versinler.” dedi.
“FERHAT ABDİ ŞAHİN’İN NASIL BİR TERÖRİST OLDUĞU ANLATACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı ile ilgili gelinen son aşamayı da ayrıntılarıyla konuşma fırsatı bulacaklarına işaret ederek, şöyle devam etti:
“Kendilerine, Amerika’nın PKK/YPG terör örgütüne tıpkı DEAŞ ve diğer terör örgütleri gibi yaklaşması ve muamele etmesi gerektiğini de söyleyeceğiz. Tabii bu arada Ferhat Abdi Şahin’in nasıl bir katil olduğunu, nasıl bir terörist olduğunu ve böyle bir teröristi kendilerinin kabul etmesinin, kendilerinin bunlarla görüşmesinin yanlış olduğunu da aynen belgeleriyle ifade edeceğiz. Bu teröristbaşının da Türkiye’mizde bugüne kadar yapmış olduğu bütün terör eylemlerini resimleriyle, belgeleriyle kendilerine takdim edeceğiz. Bu harekatla ilgili vardığımız mutabakatın hala tam olarak yerine getirilmediği hususunu da yine belgelerle kendilerine ifade edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, elindeki kitapçığı göstererek “Güvenli Bölge konusunda da yine hazırladığımız belgeleri ki bunlardan bir tanesi yani şu anda Suriye’deki durumu bu şekilde içinde bütün plan, proje çalışmalarımızı da burada gösteriyoruz. Aynı zamanda da Güvenli Bölge ile alakalı olarak da bölgenin şu andaki geldiği noktayı da ifade ediyoruz. Burada da özellikle gördüğünüz gibi Irak sınırıyla Cerablus’a kadar olan bölgenin burada bizim sınırımız, Suriye sınırı olmak üzere bu da yeni bu güvenli bölge tablosu içerisinde haritada yerini alıyor.” şeklinde konuştu.
“İLİŞKİLERİMİZİN GELİŞMESİ NOKTASINDA TRUMP İLE HEM FİKİRİZ”
Resmi temaslarının ardından Maryland eyaletindeki Amerika Diyanet Merkezi’ni ziyaret edeceklerini aktaran Erdoğan, 2 Nisan 2016 tarihinde açılışını yaptığı bu merkezin camisiyle, kütüphanesiyle, misafirhanesiyle, derslikleri ve diğer müştemilatıyla Türkiye’nin Amerika’daki gurur kaynaklarından biri olduğunu söyledi.
Merkezin kısa sürede Amerikalı Müslümanların buluştuğu, öğrencilerin kaldığı bir yer konumuna geldiğini ifade eden Erdoğan, “Çok çeşitli, verimli tartışmaların da olduğu bir merkez haline geldi. İnşallah burada vatandaşlarımız, soydaşlarımız ve Amerikalı Müslüman kardeşlerimizle bir araya geleceğiz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlişkilerimizdeki sisli havaya rağmen Başkan Trump’la sorunların çözüme kavuşturulması ve ilişkilerimizin geliştirilmesi noktasında hemfikiriz. Önceki yönetim bakiyesi kimi kesimlerin bürokratik ve siyasi sabotaj girişimlerine rağmen şimdiye kadar pek çok konuda ciddi mesafe aldık.” değerlendirmesinde bulundu.
Trump ile önce dar kapsamlı bir görüşme ve heyetler arası görüşme gerçekleştireceklerini anlatan Erdoğan, daha sonra da geniş kapsamlı bir basın toplantısı yapacaklarını bildirdi.
“TERÖR ÖRGÜTLERİ ÇIKMIŞ DEĞİL”
“Terörle mücadele bütün bu görüşmelerimizde öncelikli konumuzu oluşturmaktadır. Her iki ülkenin güvenliğini ilgilendiren konularda yeni bir dönemi başlatmak istiyoruz.” ifadesini kullanan Erdoğan, ziyaretin hayırlı sonuçlara vesile olmasını diledi.
Bir basın mensubunun, Soçi mutabakatı kapsamındaki bölgelerden YPG’lilerin çekilmemesine ilişkin sorusuna karşılık Erdoğan, terör örgütlerinin bu bölgeden çekildiğini söylemenin mümkün olmadığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hala terör örgütleri burada. Dün Kamışlı’da sivillere yönelik cereyan eden terör eylemleri ortada. Ondan önceki günlerde sivillere yönelik terör eylemleri ortada. Münbiç’ten çekildiğini söylememiz mümkün değil, terör örgütleri Münbiç’te de ne yazık ki var. Aynı şekilde kısmen Tel Abyad’da da bunlara rastlıyoruz. Aynı şekilde bunlar Tel Rıfat’ta da var. Ne Rusya ne Amerika bu terör örgütlerini verdikleri ne saatlerde ne de günlerde temizleyebilmiş değil. Bunları Sayın Trump ile konuşacağız, döndükten sonra Sayın Putin ile de tekrar telefon görüşmesiyle bu gelişmeleri değerlendirme imkanı bulacağız. Çünkü İdlib’de de benzer bazı sıkıntılar hala yaşanmaya devam ediyor.”
“MÜZAKERELER BİR ANDA BİTEBİLİR”
Erdoğan, “Brüksel’de toplanan AB Dış İlişkiler Konseyi, toplantı sonunda Türkiye’nin sondaj faaliyetlerine ilişkin bir karar aldı. Sondaj faaliyetlerine cevap olarak uygulanması planlanan kısıtlayıcı tedbirler için bir çerçeve belgesi kabul edildi. Bu konuya ilişkin değerlendirmeniz nedir?” sorusunu yanıtlarken de “Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü gayet güzel açıklamalarını yaptı. Avrupa Birliği bir şeyi unutuyor. Çünkü Avrupa Birliği’nde şu anda görev yapanların bir çoğu siyasette hala çok yeni. Bunların bir çoğu da maalesef yeniliğin verdiği cehaletle yaklaşıyorlar.” ifadesini kullandı.
Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin Kıbrıs’ta garantör ülke olduğunu hatırlatan Erdoğan, Türkiye’nin garantör ülke olarak burada, o sularda, münhasır ekonomik bölgelerde uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları bulunduğunu söyledi.
Uluslararası hukukun herhangi bir hak vermediği ülkelerin buralarda kendilerine göre çalışma yapma hakkını elde ettiğine, bunların bir kısmının da AB üyesi ülkeler olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle dedi:
“Ama Türkiye’ye gelince ‘Türkiye buralara giremez, yaptırım uygulayacağız.’ diyorlar. Zaten siz bize 1959’dan, 1963’ten beri yaptırım uyguluyorsunuz. ‘Aldık, alacağız.’ diye sürekli Türkiye’yi oyaladınız. Hangi ülkeler geldi geçti, onları Avrupa üyesi yaptınız ama Türkiye’ye karşı hiçbir zaman verdiğiniz sözleri tutmadınız. Bunlara karşı köşeli ifade kullandığınız zaman da kötü oldunuz. Ey Avrupa Birliği şunu bilin, Türkiye, sizin bugüne kadar tanıdığınız ülkelerden biri değil. Şu anda sizinle müzakere masasında olan bir ülke. Bu müzakere masasında olmak da bizi bağlamaz. Bunu da bilmenizi istiyoruz. Bu müzakereler bir anda da bitebilir. Şu anda 4 milyon mülteciyi ülkesinde ağırlayan bir Türkiye’ye karşı takındığınız tavrı iyi bilin. Bu kadar DEAŞ’lıyı şu anda cezaevlerinde bulunduran ve aynı şekilde Suriye tarafında bulunanları da kontrol altında tutan bir Türkiye’ye karşı takındığınız tavrı iyi gözden geçirin. Bunları siz hafife alıyor olabilirsiniz, bu kapılar açılır bu DEAŞ’lılar da size gönderilmeye başlandı, gönderilir. Ondan sonra siz başınızın çaresine bakın. Türkiye’ye gelip de Kıbrıs’taki bu gelişmelerle ilgili gözdağı vermeye de kalkmayın. Biz bunları da pek takmayız, yolumuza devam ederiz.”
“ABD TIRLARI KİME GÖNDERİYOR?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriyelilerin yeniden güvenli bölgeye gönderilmesi planlaması var. Planlama nasıl olacak? Tel Abyad gibi noktalarda hala terör saldırıları devam ediyor, PKK da PYD de oradan henüz çekilmiş değil. Bu, planlamaları bozdu mu?” sorusu üzerine şunları söyledi:
“Planları yaparsınız, bu planların bazıları çok böyle planlandığı gibi yürür, bazıları da sıkıntılı olur, aksayarak yürür. Şimdi burada düşünün çok ciddi bir mücadele var. Adeta bir savaş havasında bir yapı söz konusu. Çünkü karşımızda dikkat edin kimler var? Devamlı isim vermemize gerek yok. Kimlerle Türkiye bir şeyin mücadelesini veriyor? Yani Amerika’nın 32 bin, 33 bin tır silah, mühimmat, araç gereç gönderdiği bir ülke. Kime gönderiyor bunu? Suriye devletine değil, terör örgütlerine gönderiyor. Niye gönderiyor? Terör örgütleri burada çok ciddi bir yapılanmaya girsin ve bu yapılanmayla birlikte de kime karşı elde ettikleri bu silahlarla, bu mücadeleyi verecekler? Herhalde Türkiye’den başkası değil. İşte devamlı taciz atışları devam ediyor. Nereye? Türkiye’ye. Şehit olanlar, yaralananlar kimlerden? Benim vatandaşlarımdan. Aynı şekilde bizim kendi Mehmetçiklerimiz de. Bakın şu an itibarıyla Silahlı Kuvvetlerimizden 11 şehidimiz var, 163 yaralımız var, Suriye Milli Ordusundan 202 şehit var, 656 yaralı var. Sivil can kaybı 21, sivil yaralı ise 184.”
Bunun hesabını kimin vereceğini soran Erdoğan, “Şu anda bölgede beraber güvenli bölge yapıyoruz, devriye çalışmaları yapıyoruz. Yapıyoruz da yani neticeye bakın. Neticeye gelince herhangi bir netice maalesef yok. Öbür tarafta kontrol altına alınan toplam alana baktığımız zaman 4 bin 219 kilometrekarelik alan şu anda kontrol altında ama bunun yanında yine kontrol altına alınan meskun mahale baktığımızda o da 579.” diye konuştu.
“NATO NE İŞ YAPIYOR?”
Bütün bunlara rağmen mücadeleyi bu şekilde verdiklerini ve vermeye de devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Hepsinden öte burada biz Amerika, Rusya ile bugüne kadar yürüttüğümüz samimi çalışmayı, bunda sonra da kararlı bir şekilde yürütmek istiyoruz. Aynı şekilde tabii bir Soçi mutabakatı üçlüsü var. O da Rusya, Türkiye, İran. Bunun aynı şekilde yürümesi lazım ama çok daha önemlisi var. O da özellikle NATO Paktı içinde yer alan ülkeler olarak NATO’nun buraya şu ana kadar eğilmediği bu süreci gözden geçirmesi lazım, artık eğilmesi lazım. İşte onun için 3-4 Aralık tarihlerinde İngiltere’deki Liderler Zirvesi’ni çok önemsiyorum. Liderler Zirvesi’nde bunları tepeden tırnağa gündeme getireceğiz. NATO ne iş yapıyor? Bu 5. madde ne işe yarar? Bunların hepsini orada gündeme getireceğiz. Orada bütün NATO ülkelerine ki bu NATO ülkelerinin büyük bir çoğunluğu da biliyorsunuz AB üyesi ülkelerdir. Hepsini orada, bunları, bütün belgeleriyle ortaya koyacağız. Eğer NATO kendi müttefiklerine her zaman bu şekilde bakıyor, yalnız bırakıyorsa herhalde bunun izahı mümkün değildir. Dünyanın çok değişik yerlerinde ihtiyaç olduğu zaman Türkiye’yi haberdar edeceksin. Belli ücretin ödenmesi noktasında Türkiye dünyada şu anda Amerika’dan sonra neredeyse ikinci, üçüncü sırada yer alıyor. Böyle bir görevi ifa edecek. Böyle bir saldırı karşısında, terörle mücadele karşısında Türkiye’yi yalnız bırakacaksınız. Bunların hepsini Londra’da da gündeme getireceğiz.”
DEAŞ MİLİTANLARININ İADESİ HAKKINDA
DEAŞ’lıların iadesine ilişkin bir soruya da Erdoğan, “Orada sınırda kalmış kalmamış artık onlar bizi çok da ilgilendirmiyor. Biz şimdi bunları göndermeye devam edeceğiz. Yani burada almışlar, almamışlar, bunlar bizi pek de ilgilendirmiyor. Bunların başka belki planları da olabilir. Onları da yeri geldiği zaman uygulamaya koyarız.” yanıtını verdi.