15 Temmuz kahramanlarına verilen yargı zırhı ve milli ittifak, Türkiye üzerinde hesabı olan Batı’nın hamlelerini öne çekmesini sebep oldu. Önce Abdullah Gül “hayırcı” cepheye göz kırptı, ardından Gül’ün atadığı AYM üyeleri, 2 FETÖ’cü teröristin tahliyesine hükmetti, Batı da FETÖ’cüler için sesini yükseltirken, Kılıçdaroğlu ise AB’li patronlarıyla 2019’u masaya yatırdı.
Sabri İşbilen / Analiz Haber
16 Nisan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi referandumundaki hezimet sonrası sessizliği bürünen emperyalistler, 15 Temmuz kahramanlarına yargı muafiyeti tanıyan KHK düzenlemesi ve AK Parti-MHP arasındaki milli ittifakın ortaya çıkması sonrası uzun süredir tasarladığı 2019 planını sahnelemeye başladı. CHP’nin başını çektiği hayırcı cephenin 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak aday çıkaracağı konuşulurken, en önemli meselelerde bile sessiz kalan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, KHK’yı bahane ederek ortaya çıktı. Gül, darbecileri alt eden milli iradeye verilen zırhtan tıpkı Meral Akşener gibi kaygı duydu, muğlak ifadesiyle karalamaya çalıştı. Abdullah Gül’ün sürpriz çıkışının ardından 2019 safları daha bir netleşmeye başlarken, Kemal Kılıçdaroğlu’da boş durmadı.
Erdoğan’sız Türkiye planı
Kılıçdaroğlu, daha önce sadece Türkiye’yi şikayet etmek ve talimat almak için temas kurduğu Avrupa Birliği üyesi ülkelerin büyükelçileri ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, basına kapalı şekilde gerçekleştirilen sürpriz toplantıda Erdoğan’a karşı çıkarılacak cumhurbaşkanı adayı ve seçim ittifakına ilişkin olarak Batılı üst akıllarının fikirlerini aldı. Kılıçdaroğlu, AB’li muhataplarıyla “Erdoğan’sız Türkiye” planı kapsamında atılacak adımları masaya yatırırken, aday olarak Gül’ün durumunun da konuşulduğu öğrenildi.
AYM kimin tarafında?
Kılıçdaroğlu’nun Haçlı birliğinin üyeleriyle yaptığı zirvenin ardından devreye Anayasa Mahkemesi girdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bile reddettiği FETÖ’cülerin başvuruları Anayasa Mahkemesi tarafından kabul gördü. Anayasa Mahkemesi, yetki gaspı yaparak FETO’ya söz söyleyen herkesin cezalandırılacağı tehdidi savuran haşhaşi Şahin Alpay ve 15 Temmuz’u aylar öncesinden bildiğini gösteren FETÖ militanı Mehmet Altan’ın “Hak ihlali” gerekçesiyle tahliye kararı verdi. AYM’nin FETÖ’cüleri sevindiren, aynı zamanda emsal teşkil edecek skandal kararına 13. Ağır Ceza Mahkemesi geçit vermedi. AYM’nin toplumu güvensizliğe sevk eden kararı, devletin teyakkuz durumunun haklılığını ortaya çıkardı.
AB küstahlaştı
Gül’ün Erdoğan karşıtı çıkışları, Kılıçdaroğlu’nun temasları, AYM’nin milli iradeye operasyon anlamını taşıyan kararı sonrası Avrupa Birliği’de Türkiye’ye karşı daha da küstahlaştı. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, AYM kararından aldığı güçle, gazeteci görünümlü FETÖ’cü, PKK’lı teröristler serbest kalmadan Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin düzelmeyeceği, Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakerelerinde ilerleme olmayacağını anlattı.
Milli mutabakat
Öte yandan Bahçeli’nin seçime 23 ay varken, neden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekleyeceğini, AK Parti ile ittifak kuracağını açıkladığı sorusu da, Anayasa Mahkemesi’nin FETÖ’yü kollayan, milli iradeyi hedef alan kararı, aynı zamanda ABD Dışişleri heyetinin PKK’ya silah gönderilmesinin dışında resmi temaslar kurmaya başlaması sonrası cevabını bulmuş oldu. AK Parti-MHP ittifakının siyasi bir ittifaktan öte bağımsızlık mücadelesini kazanacak bir milli mutabakat olduğu belgelendi.