TBMM Genel Kurulunda, İYİ Parti’li Hayrettin Nuhoğlu, HDP Grubu’nun, Kürtçe’nin korunması ile ilgili araştırma önergesinin bugün görüşülmesine ilişkin grup önerisi üzerinde söz aldı.

Nuhoğlu, HDP’nin bu önerisini yersiz ve mesnetsiz bulduklarını, Türkiye’nin resmi ve ana dilinin Türkçe olduğunu söyledi.

Bir Trabzonlu olduğunu belirten Nuhoğlu, “Esenler Belediye Başkanı’nın Trabzonlularla ilgili söylediklerini kınıyor ve kendisini derhal özür dilemeye davet ediyorum. Cahil bir FETÖ’cüye benziyor. Bu densize ders verilmelidir.” ifadelerini kullandı.

Bunun üzerine AK Parti’li milletvekilleri Nuhoğlu’na tepki gösterdi.

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, “Bir terör örgütüyle ilişkilendirerek böyle bir açıklama yapmasını kınıyorum.” dedi.

Zengin’in bu sözlerine karşılık İYİ Parti’li Nuhoğlu, oturduğu yerden, “Meclis Başkanı da FETÖ’cü. ‘Fetullah Gülen’in vaazlarıyla büyüdüm dizinin dibinde.’ diyor.” diye konuştu.

TBMM Başkanvekili Levent Gök, Nuhoğlu’nun bu sözlerinin kabul edilemez olduğuna işaret ederek, “Sayın Nuhoğlu, hiçbirimizin tasvip etmediği bir cümleyi kullandı. Sayın Meclis Başkanımızın bu denli bir tartışmaya dahil edilmesini uygun görmem” diye konuştu. Gök, İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan’ın, grubu adına bu konuda bir açıklama yapmasını istedi.

İYİ Parti’li Türkkan, “FETÖ tartışmalarının içerisine Meclis başkanlarının dahil edilmesini doğru bulmam. Sadece Mustafa Şentop beyfendi için değil diğer Meclis Başkanları için de aynı şey söz konusu. Kendisinin FETÖ’cülükle itham edilmesi doğru değil.” ifadesini kullandı.

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in, Nuhoğlu’nun ifadeleri nedeniyle cezalandırılması talebine karşılık Gök, Türkkan’ın açıklamalarının Nuhoğlu’nun sözlerini doğru bulmadığını ortaya koyduğunu ifade ederek, “Sayın Türkkan grubu adına bunu yapmıştır. Geri alınan söze ilişkin bir yaptırım yoktur.”  değerlendirmesinde bulundu.

MECLİS BAŞKANI ŞENTOP GENEL KURUL SALONUNA GELDİ 

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, daha sonra Genel Kurula gelerek kürsüden Nuhoğlu’nun ifadelerine cevap verdi.

FETÖ ile irtibatlı ve iltisaklı olmanın suç niteliği taşıdığını anımsatan Şentop, Nuhoğlu’nun kendisini bir suçla itham ettiğini, bu bakımdan sözlerinin disiplin hükümleri açısından da değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

TBMM’de Meclis Başkanı’na hakaretin Genel Kuruldan geçici çıkarmayı gerektiren bir suç olarak düzenlendiğini anımsatan Şentop, şunları belirtti:

“Böyle bir iddiayı, ithamı bütünüyle ithamı reddediyorum. Şunu gayet rahatlıkla söyleyebilirim, gerek siyasette, gerek milletvekilliklerimde FETÖ ile itham edilebilecekler arasında en sonda yer alacak bir arkadaşınızım. Bunu bütün hayatım boyunca da ifade edebilirim. Bu yapılanmayla daha 1985 yılında ilk defa karşılaşmış ve mücadele etmeye başlamış bir arkadaşınızım.”

Şentop, 17-25 Aralık öncesinde bir televizyon kanalında FETÖ’cülerin bir hükümet darbesi yapma girişimine karşı çıkıp, konuşan siyasetçi olduğunu anlatan Şentop, “Herkes daha meselenin mahiyetinin ne olduğunu anlamaya çalışırken, ‘Duman ortadan kalksın, sükunet olsun da bakalım, ona göre konuşalım.’ dediği bir zamanda ben A Haber’de ilk defa, bu işin içerisinde bu örgütün, yapılanmanın şahıslarının olduğunu, temel sorunun bunun hiyararşik yapı içerisinde bir hareket mi yoksa örgüt içerisinde başı bozuk birilerinin yaptığı bir hareket mi olduğunun, bunun vuzuha kavuşturulması gerektiğini ifade ettim o zaman.” ifadelerini kullandı.

FETÖ ile mücadelesinin çeşitli aşamalarda değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden Şentop, “Yeni elde edilen bazı bilgiler, deliller bağlamında başka bağlantılar ortaya çıkıyor. Başka birtakım yöntemler ortaya çıkıyor.” diye konuştu.

İlk kez 2011 yılında milletvekili seçildiğini anlatan Şentop, dönemin Başbakanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bürokrasideki kritik örgütlenmeye karşı bir duruş sergilediğine bizzat tanık olduğunu kaydetti.

Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunları isim isim… Hangi bürokratik kademeye atamayla ilgili bir sorun yaşandığını, hangisine karşı çıkıldığını bilen birisiyim. Dikkat ederseniz 17-25’ten sonra FETÖ örgütünün elebaşısı bir mektup göndermişti zamanın cumhurbaşkanına. ‘Bizim arkadaşlarımızın bürokrasideki yükselmelerine rezerv koyuyorlar, engelliyorlar.’ ifadesi vardı. İşte o ifade, 2010-2011’den itibaren başlayan devletin refleksiyle alakalı bir şey. Mevcut olanları temizleme, yenilerinin de bürokraside yükselmesini engelleme yönündeki bir iradeden kaynanlanan bir reaksiyonlarıydı. Sonra yaşanan süreç, 17-25 dahil, bu tavra karşı örgütün gösterdiği bir reaksiyon olduğu kanaatindeyim. Bu reaksiyonlara verilen cevaplarla meselenin geldiği noktada 15 Temmuz’da yaşananlar, görüyorsunuz.

Ben her zaman her platformda bu örgüte karşı bir duruş sergilemiş, fikri yapısı itibarıyla da bu örgüte karşı olan birisiyim. Bununla ilgili de birçok sıkıntılar yaşamış birisiyim. Bu örgütün adında bir örgüt olduğundan hiçbirimizin haberi yokken, 1985 yılında liseler arası yarışmada, bu örgütten olduğunu çok daha sonraları öğrendiğim arkadaş, verilen haksız puanlarla, benim de katıldığım bir  yarışmada birinci olmuştu, ben ikinci olmuştum. O zamandan beri buna karşı bir tavır koyan biriyim, öğrencilik yıllarımdan bilen arkadaşlarım var. Bütün detaylarıyla hayatımın her safhasında olduğu gibi bu konuda açıklama yapabilecek rahatlıkta olan bir kardeşinimizim, arkadaşınızım. Bu ithamı reddediyorum, itham sahibini de kınıyorum. Gerekli disiplin cezası için işlem yapılmasını da talep ediyorum.”

NUHOĞLU’NA MECLİSTEN ÇIKARMA CEZASI

Şentop’un konuşmasının ardından Gök, birleşime ara vererek grup başkanvekilleriyle görüştü.

Daha sonra birleşimi açan Gök, söz konusu ithamla ilgili tutanakları incelediğini, Nuhoğlu’nun sözlerinin Meclis İçtüzüğüne göre de kabul edilemez olduğunu söyledi. Gök, İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu’nun, Meclis Başkanı Şentop’u “FETÖ’cü olmakla itham ederek” hakaret fiilini işlediği gerekçesiyle Meclisten iki bileşim çıkarılması cezası verilmesini oylamaya sundu.

Oylama sonucunda Nuhoğlu’na, Genel Kuruldan iki birleşim çıkarma cezası verildi. Kararın ardından Levent Gök, Nuhoğlu’ndan, Genel Kurul salonundan ayrılmasını istedi.

Öte yandan, Genel Kurulda, HDP’nin grup önerisiyle, İYİ Parti’nin “3600 ek gösterge” konusundaki grup önerisi ve CHP’nin, engellilerin çalışma yaşamına katılımının önündeki engellerin kaldırılmasına ilişkin grup önerisi kabul edilmedi.

Grup önerilerinin ardından Kapadokya Alan Başkanlığı kurulmasına ilişkin kanun teklifinin görüşmelerine geçildi.

Editör: TE Bilisim