Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Çankaya Köşkü’nde, Radyo Televizyon ve Gazeteciler Derneği, Parlamento Muhabirleri Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği ile Türkiye Haber Kameramanları Derneği Yönetim Kurulu başkanları ve üyelerini kabul etti.

Kurtulmuş, kabulde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 15 Temmuz gecesi hem büyük bir felaketi yaşadığını hem de bu felaketin millete büyük bir rahmet olarak tecelli ettiğini söyledi.

Milletin bütün kesimlerinin, bütün meslek gruplarının demokrasi karşıtı, Türkiye, millet, vatan karşıtı cuntaya karşı yek vücut olarak karşı çıktığını belirten Kurtulmuş, “Geçmiş dönemlerde, ‘Türkiye’nin ekonomik ve siyasi istikrarıyla Ortadoğu ve bölge ülkelerine bir ilham kaynağı olabilir mi?’ deniliyordu. Şimdi Türkiye, demokrasiye karşı nasıl durulur konusunda bir ilham kaynağı olmuştur. 15 Temmuz demokrasi destanı büyük bir model oluşturulmuştur. Bu demokrasi mücadelesine destek veren bütün milletimize teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.

Özel bir teşekkürün de Türk medyasına yapılması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, “Türk medyası bir milim geri adım atmadan, hele hele darbenin henüz nereye evrileceği belli olmayan anlarda bile medyadaki arkadaşlarımızın tamamına yakını çok güzel bir duruş sergilediler. Bu bir övünç vesilesidir. Her birimizin çocuklarımıza, torunlarımıza aktaracağımız bir başarı öyküsü, kahramanlık öyküsüdür.” ifadesini kullandı.

“Bu bir işgal teşebbüsüdür”

En zor anlarda, “Evet, bu gece zor geçiyor ama yarın sabah uyandığımızda Türkiye aydınlık bir şafağa uyanacaktır.” denildiğini dile getiren Kurtulmuş, nihayetinde de 16 Temmuz sabahının beklendiği gibi olduğunu söyledi.

“Bundan sonra yine geri adım atmak yok.” diyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu sadece bir darbe girişimi değil, bir kere bunu görmek lazım. Darbe neyi hedefler, darbe yaparsınız, iş başındaki hükümeti alırsınız, yerine yeni bir hükümet, yönetim kurarsınız. Bu adamların amacının bir yönetim kurmak olmadığı, Türkiye’de büyük bir kaos, iç çatışmalar çıkarmak olduğu, yapabilirlerse Türkiye’yi Suriye gibi her şehrinin başka silahlı grupların elinde olduğu parçalanmış bir ülke haline getirmek olduğu ve bunun sonucunda da Türkiye’yi dış güçlerin müdahalesine müsait hale getirilmesini sağlamak olduğu ayan beyan açıktır. Onun için bu 15 Temmuz meselesini sadece bir darbe falan diye de görmemek lazım. Bu bir işgal teşebbüsüdür. Vatanın yabancı güçler tarafından işgal teşebbüsüdür. “

“Birileri bu ortamda yanlış anlamak ya da yanlış anlatmak isteyebilirler”

Türkiye’nin dünden itibaren yeni bir döneme girdiğine dikkati çeken Kurtulmuş, olağanüstü hal (OHAL) uygulamasına Meclis’in de karar verdiğini aktararak, teşekkür etti.

OHAL’in, bundan öncekilerde olduğu gibi millete karşı değil devlete karşı olduğuna işaret eden Kurtulmuş, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Devletin içine girerek, devletin kurum ve kuruluşlarını ele geçirerek, mefluç hale getirmeye çalışan bu FETÖ’cü çeteye karşı alınmış bir karardır. İşlerimizin daha seri, etkin olabilmesi için alınmış olan bir karardır. Üç aylık süre için OHAL’i ilan ettik. Ümit ederiz ki kararlılığımız çok hızlı hareket ederek üç aydan önce bu OHAL’i bitirmektir. Belki bunun yarısı kadar bir sürede bunları bitirmek mümkün olabilir. Bugün bazı gazetelerde gördüm, maalesef yanlış anlamak isteyen yanlış anlıyor ve yanlış anlatıyor. OHAL, Türkiye’deki demokratik hak ve özgürlüklerde bir milim bile geri gidiş sağlamayacaktır. Sokaktaki vatandaşlarımızın hak ve özgürlükleri kısıtlanmayacaktır. Toplantı, gösteri yürüyüşleri, diğer politik haklar, siyasi haklar neyse bunlar aynen korunacaktır, bunda en ufak bir tereddüt yoktur.”

“Mücadeleyi bu millet kazanacaktır”

Bazılarının, “OHAL ile insan hakları askıya alındı” gibi son derece anlamsız ve çarpıtılmış sözler ifade ettiklerine dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle konuştu:

“Söylediğimiz şudur, ‘OHAL ilan edilmesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırıdır’ diyenler olabilir. Ona karşı biz de dedik ki, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin tarafı olan bir ülkeyiz, bu sözleşmenin 15. maddesi, üye, taraf ülkelere OHAL ilan etme hakkını tanıyor. Türkiye de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 15. maddesindeki haklarını kullanarak OHAL ilan etmiştir. Yani bu insan haklarının, özgürlüklerinin çiğneneceği, askıya alınacağı anlamında değildir. Oradaki hukuki terim odur. Diğer bütün haklara bağlı kalmak şartıyla ülkeler, OHAL ilan edebilirler. Fransa, bu maddeye dayanarak OHAL ilan etmiştir. Çok sayıda Avrupa ülkesinin OHAL ilan ettikleri zaman bu maddeye istinat ettiklerini biliyoruz. Bu bir hukuki terimdir. Yoksa Türkiye’de OHAL gerekçe gösterilerek, en ufak bir demokraside geriye gidiş, temel hak ve özgürlüklerde kısıtlama söz konusu değildir, olmayacaktır, bunun teminatını bir kere daha açıklıkla ifade etmek istiyorum.”

“Milletimizi uyanık olmaya davet ediyorum”

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, sosyal medyadaki yayınlara da dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Bu süreçteki en çok dikkat etmemiz gereken hususlardan birisi sosyal medyadır. Sosyal medya, insanlara bu anlamda örgütlenme, haberleşme kolaylığı sağlıyor ama aynı zamanda da kirli haberlerin de son derece hızlı yayılmasını temin ediyor. Sosyal medya üzerinden şuursuzca, izansızca yapılan bazı çağrıların çok tehlikeli olduğunu ifade etmek isterim. Milletimizin bunlara karşı uyanık olması lazım. Tweet’i atan iyi ya da kötü niyetli, o bizi ilgilendirmez. Ama bu tür sosyal medya paylaşımlarıyla Allah korusun bir anda istenmedik noktalara gelinebilir.

Bunun için de milletimizi uyanık olmaya davet ediyorum. Nasıl uyanık olacağız? Resmi açıklamaları takip edeceğiz ve çok dikkat kesileceğiz. Şu anda TSK, bütünüyle emir komuta zinciri içerisinde hareket etmeye başlamıştır. Emniyet teşkilatımız, bütünüyle ilk andan itibaren emir komuta içerisinde hareket ediyor. Üst düzeyde ilgili arkadaşlarımızın, yetkililerin paylaşmadığı hiçbir paylaşımın esas alınmaması gerektiğini ifade etmek istiyorum.”

Editör: Haber Merkezi