Milleti ve iradesini hedef alan 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ortaya çıkan belgeler, darbe girişiminin, örgüt elebaşısının iddialarının aksineFetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından yapıldığını kanıtlayacak izler taşıyor.

Polis, asker ve sivil 246 kişinin şehit düştüğü, sivillerin üzerine mermi ve bomba yağdırıldığı Türkiye’nin yaşadığı o karanlık geceye ait bazı görüntüler, ele geçirilen belgeler ve şüpheli ifadeleri, darbenin faili olarak FETÖ’yü işaret ediyor.

FETÖ’cü polis, darbeci tankından çıktı

17-25 Aralık sürecinde İstanbul Güvenlik Şube Müdürü olan ve daha sonra FETÖ/PDY bağlantısı olduğu iddiasıyla açığa alınan Mithat Aynacı’nın, İstanbul Emniyet Müdürlüğünü ele geçirmek üzere Vatan Caddesi’ne konuşlanan bir tankın içerisinde üniformayla yakalanması darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını ortaya koyan deliller arasında yer aldı.

FETÖ mensubu olduğu iddiasıyla açığa alınan ardından meslekten ihraç edilen fakat açtığı dava sonucu mesleğe geri dönmesine karşın kendisine bir görev verilmeyen Aynacı’nın, Vatan Caddesi’nde askeri araca bindiğini gösteren kamera kayıtları da ortaya çıktı.

Vatandaşların kamerasına yansıyan görüntülerde Aynacı’nın üzerinde polis üniforması ve elinde telsiz ile darbe girişimi esnasında İstanbul Emniyet Müdürlüğünü ele geçirmek üzere Vatan Caddesi’ne konuşlanan Zırhlı Personel Taşıyıcı (ZPT) aracına yaklaştığı ve aracın arka kapağının içeriden açılarak ZPT’ye bindiği görüldü. Sosyal medyaya yansıyan başka bir görüntüde ise Aynacı’nın zırhlı aracın üst kısmından üzerinde askeri kamuflajla çıktığı görülüyor.

“Abiler”e darbeye destek mesajı

Darbe girişiminin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan soruşturma çerçevesinde, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) İstihbarat Daire Başkanlığının giriş kapısı yakınlarında gözaltına alınan eski emniyet müdürlerinden Zeki T’nin cep telefonundan çıkan mesajlar da darbe girişimini FETÖ mensuplarının yaptığını gösteren örnekler arasında yer aldı.

Abiler, emniyetten gelen emirleri yerine getirilmemelidir. Herkes G.Kurmaya gitsin, devreler birbiriyle bağlantı kursun zincir kursunlar haberdar olmayan kalmasın, emekliler dahil… Ankara’da muvazzaf emekli kim varsa silahını alsın… direnen herkesi indirsin…” ifadelerinin yer aldığı mesaj, örgütün darbe girişim planının nasıl işlediğini ortaya koydu.

Darbeci yüzbaşının cebinde Gülen duası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın Marmaris’te kaldığı otele saldırı düzenleyen askerlerden yaralı olarak ele geçirilen Deniz Yüzbaşı Haldun Gülmez’in üzerinde ise Erdoğan’a ve hükümete yönelik bedduanında yer aldığı yazı bulundu.

İzmir’de gözaltına alınan şüpheliler arasında yer alan Gülmez’in üzerinde “H.E. duaları” başlıklı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve hükümete yönelik beddua da bulunan yazı çıktı.

İki subayın eşi KPSS şüphelisi çıktı

Haldun Gülmez ile İzmir’deki askeri casusluk soruşturması kapsamında, hakkında yakalama kararı çıkarılan Binbaşı Recep Zafer’in eşlerinin KPSS soruşturması şüphelileri arasında yer alması, her iki soruşturmanın FETÖ ile bağlantılı olması nedeniyle dikkati çekti.

Gülmez’in eşi Kübra Gülmez’in de 2010 soruşturmasının şüphelileri arasında yer aldığı görüldü.

Darbecilerin, girişimlerini apar topar başlatmalarına neden olduğu iddia edilen İzmir’deki askeri casusluk soruşturması kapsamında, hakkında yakalama kararı çıkarılan Binbaşı Recep Zafer’in eşi Zeynep Afra Zafer’in de 2010 KPSS sorularının sızdırılması davasındaki şüpheliler arasında yer aldığı aktarıldı.

2010 KPSS soruşturması kapsamındaki şüpheli 580 kadının subay eşi olduğu ve bu kişilerin KPSS’de 100 ve üzerinde soruya doğru cevap verip, sınavı kazandıkları tespit edildi. Kübra Gülmez ve Zeynep Afra Zafer’in de yüksek puan alan asker eşleri arasında yer aldığı öğrenildi.

Ankara Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman’ın yürüttüğü 2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturma kapsamında, Mali Suçları Araştırma Kurulunun (MASAK) hazırladığı raporda, TSK’nin kritik birimlerinde görev yapan bazı subayların eşlerinin FETÖ’ye “himmet” adı altında para ödediğine ilişkin iddialar yer almıştı.

Sakarya il imamı, Akıncı üssünde yakalandı 

FETÖ‘nün Sakarya imamı olan Yrd. Doç. Dr. Adil Öksüz, 16 Temmuz sabahında Ankara Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığında yakalandı. Savcılıktaki ifadesinde, bölgeye satın almak amacıyla arazi bakmak için geldiğini öne süren Öksüz’ün darbe girişiminden iki gün önce yurt dışından döndüğü tespit edildi.

Öksüz’ün öğretim üyesi olarak görev yaptığı SAÜ İlahiyat Fakültesindeki odasında, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ile Siber Suçlarla Mücadele şube müdürlükleri ekipleri arama gerçekleştirdi.

Aramada, bazı evrak ve dokümanlara el konulurken, Öksüz’ün bilgisayarının harddiski kopyalandı. Öksüz’ün masasındaki kilitli çekmeceyi tornavida yardımıyla açan ekipler, burada FETÖ elebaşı Fetullah Gülen‘in “Kalbin Zümrüt Tepeleri” adlı kitabını buldu.

Emir subayından FETÖ itirafı

Tutuklanan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın Emir Subayı Yarbay Levent Türkkan, savcılık soruşturmasında Genelkurmay’da emir subaylığı görevine getirildikten sonra cemaat adına verilen görevleri yerine getirmeye başladığını itiraf etti.

Türkkan ifadesinde, ortaokulda cemaatin abileriyle tanıştığını aktararak “5 yaşından beri Subay olmayı hayal ediyordum. Bu idealim cemaatin ekmeğine tuz biber oldu. 1989 Işıklar Askeri Lisesinin sınavlarına girdim. Sınavı kendi bilgilerimle kazanacağımdan emindim. Cemaatteki abilerim de emindi. Fakat yine de bana sınav olmadan önceki gece yarısı getirip soruları verdiler. Soruları Serdar Abi getirmişti. Bursa merkezde bir cemaat evinde soruları bana vermişlerdi.” dedi.

Türkkan, ifadesinde şu itiraflarda bulundu:

Paralel Yapı üyesiyim. Fetullah Gülen cemaatindenim. 1989’da Işıklar Askeri Lisesi sınavlarına girdim. Sınavdan önceki gece soruları getirip verdiler ve liseyi kazandım. Genelkurmay’da emir subaylığı görevine getirildikten sonra cemaat adına verilen görevleri yerine getirmeye başladım. Necdet Özel Paşayı (Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel) dinleme cihazıyla sürekli dinliyorduk. Cihazı Türk Telekom’da çalışan ‘Abi’ verdi. Haftada bir cihazları götürüp ‘Abi’ye veriyordum. Necdet Özel Paşa, Hulusi Akar Paşa ve Yaşar Güler Paşa döneminde dinleme yapıldı. Ben darbeyi 14 Temmuz 2016 Perşembe günü saat 10.00 sıralarında öğrendim.”

Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’i sürekli dinlediğini aktaran Türkkan, “İki boğum parmak ucu kadar ‘radyo’ diye tabir edilen dinleme cihazını her gün paşanın odasına herhangi bir yere koyup akşam da çıkarken alıyordum. Kendi hafızası vardı. Pili bir gün dayanıyordu. Haftada bir dolan cihazı cemaat abime götürüp veriyordum, boş olanları alıyordum. Arada sırada Genelkurmay Başkanı’nın odasına dinleme cihazı araması yapılıyordu. Doğal olarak ben bu aramaların ne zaman yapılacağını önceden bildiğim için cihazı koymuyordum.” ifadesini kullandı.

“FETÖ’nün darbe planı istihbarat çalışmalarında yer aldı”

Uzmanlar, Türkiye’deki siyasi pozisyon, sosyal atmosfer, yargıda işleyen süreç dikkate alındığında darbeye kimin ihtiyaç duyduğunun belli olduğunu belirtti.

“Balyoz darbe planı davası”nda beraat eden, “askeri casusluk soruşturmasında kumpas” davasının müştekilerinden, emekli Albay ve Askeri Hakim Ahmet Zeki Üçok da FETÖ’nün TSK içinde “sinsice” yapılandığını, devletin tüm kademelerini ele geçirmek gibi nihai hedefi olan örgütün TSK’yı da ele geçirmek için gizli planlar yaptığına dikkati çekti.

Üçok, 17-25 Aralık sürecine değinerek, “Seçimle gelmeleri mümkün olmadığı için kamu kurumları ile emniyet, yargı ve askeriye içerisindeki mensuplarını harekete geçirerek hükümete açık bir şekilde darbe planladılar. Gülen’in lideri olduğu FETÖ/PDY‘nin darbe yaparak hükümeti, devleti ele geçirme planı, 70’li ve 80’li yıllardan bu yana birçok istihbarat çalışmalarında yer aldı. TSK’da söz sahibi olmak için özel çabası olan cemaat, askeri liseye öğrenci sokmak için son sınıfta okul değiştirdi, dershanelerine göndermedi. Bugünlerde ise TSK bünyesindeki imamları deşifre oluyor.” ifadesini kullandı.

“Gülen’in emriyle havalanacak F-16’lar var”

Emekli Askeri Hakim Üçok, 2009’da askeri savcı olarak Kayseri’de yürüttüğü, 2011’de Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen “Işık Evleri soruşturması”yla ilgili iddianameden örnekler vererek, “O davada 9 yıl hapis cezası alan bilirkişi emekli yarbay, Gülen’e karşı sempatisi olduğunu, Harp Okulu sınavlarında ‘Işık Evleri’nde kalan öğrencilere yardım ettiğini mahkeme heyetine anlattı. Emekli yarbay ifadesinde, kod ismi ‘Asım’ ve ‘Yüksel’ olan iki tuğgeneralin öğrencilik yıllarında Gülen’i ziyaret ettiğini anlatarak, 7 yıl önce bir albayın Hava Kuvvetleri Komutanlığının bahçesinde ‘Çok güçlendik. Gülen’in emir vermesi halinde havalanacak F-16 ve F-4 jet uçaklarımız var’ dediğini söyledi.” şeklinde konuştu.

Emekli askeri hakim Faik Tarımcıoğlu ise cunta ekibinin hem darbeye teşebbüs suçundan hem de FETÖ/PDY ile olan zihinsel, manevi ve organik bağı nedeniyle terör örgütü üyeliği suçundan yargılanacağını belirterek, “Resmi açıklamalara göre, cuntacı askerler ile FETÖ arasında ‘fiili bağlılık’, ‘organik bağlılık’ ve ‘zihinsel bağlılık’ var. Bütün bunlar yan yana gelince daha evvel oluşmuş bir suç şebekesi ile cuntacıların birlikteliği ortaya çıkıyor. Bu nedenle cunta ekibi hem darbeye teşebbüs hem de FETÖ/PDY ile olan zihinsel, manevi ve organik bağı nedeniyle terör örgütü üyeliği suçunda yargılanacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Haber Merkezi