Burak Çolo / Diriliş Postası

TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili Selçuk Özdağ, 15 Temmuz gecesi arkadaşından gelen telefonla darbeyi öğrendi. Arkadaşı “Evden çıkma can güvenliğine dikkat et” dedi. Özdağ, “FETÖ’cülerin darbe yapacağını bekliyordum” vurgusunu yaptı.

AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, 15 Temmuz gecesi hain darbe girişimi esnasında nerede olduğunu, darbeyi ne zaman öğrendiğini, ilk olarak ne yaptığını ilk kimi aradığını anlattı. Özdağ, “Darbenin lokal darbe olduğunu ifade ettim. Nerden bildiğimi sorduklarında bildiriyi TSK adına okuduğunu bir general adına okumadığını bu darbenin paralelcilerin darbesi olduğunu söyledim.” dedi. 15 Temmuz darbe girişimine “kontrollü darbe” yorumunu yapan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na sert açıklamalarda bulunan Özdağ, “Kılıçdaroğlu’nun ağzından çıkanı kulağı duysun” şeklinde konuştu.

Can güvenliğine dikkat et evden çıkma!

15 Temmuz günü mecliste odasında saat 18.00’a kadar çalıştığını kaydeden Özdağ, “Meclisten ayrılarak evime gittim. Eve geldiğimde saat 20.30 civarındaydı. 21.00’a doğru telefonum çaldı bir arkadaşım evden çıkma can güvenliğine dikkat et dedi. Bende gezi olayları gibi olay olsaydı bana şunu söylerlerdi, “dışarı çık”. Evden çıkma dediler ve FETÖ’cülerin darbe yapacağını bekliyordum. Bunlar egemen güçlerle hareket ediyorlar. Büyük kazanımlarını Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü iradesi ile kaybettiler. 2007 Hrant Dink olayıyla kaybetmeye başladılar. Ardından MİT Başkanı’na yapılan operasyonlar, MİT TIR’ları operasyonu, dershane olayları, 25 Aralık’ta siyasi ve ekonomik darbe girişimlerinin ardından böyle bir askeri darbe girişimini tahmin ediyordum. 15 Temmuz gecesi Başbakanımız Binali Yıldırım’ı ve milletvekili arkadaşlarımı aradım. Başbakana, darbe olacağı noktasında duyum aldım dedim. Başbakan, “Ben de bir çılgınlık, bir kalkışma yapılacak diye duyumlar alıyorum bir açıklama yapayım” dedi. Ben de parti genel merkezine geçelim ve darbeye direnelim dedim.” açıklamasında bulundu.

“Siyasi tecrübeme güvendim”

12 Eylül 1980’i yaşamış birisi olarak, 28 Şubat postmodern darbesinde Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte olduğunu ve tecrübesine güvendiğini ifade eden Özdağ, “Çankaya Köşkü’ne geçmek istediğimi Başbakanımıza ilettim, orayı bombalamayabilirler diye düşündüm. Şoförümü çağırdım, silahımı aldım ve Çankaya Köşkü’ne geçtim. Sayın Süleyman Soylu beyi orada gördüm. Birbirimize sarıldık ve ne yapabiliriz diye istişare ettik. Kılıçdaroğlu’nu ve Devlet Bahçeli’yi aramak aklıma geldi. Engin Altay’a ulaştım ve kimin darbe girişiminde olduğunu sordu bende paralel yapılanmanın yaptığı cevabını verdim. Darbeye karşıyız dedi, Devlet Bahçeli’nin özel kalem müdürü dönüş yaptı ve Bahçeli’nin MHP Genel Merkezi’ne geleceğini söyledi.Muhalefet darbeye karşıyız ve hükümetin yanındayız dedi ve bu bizi rahatlattı. Anladık ki bu bir lokal darbe, halk desteği yok. Muhakkak ki ordu içerisinden de bu darbeye karşı olanlar çıkacak. Biz o anda televizyonlara çıkma kararı aldık. Meclis Başkanımız geldiler. Meclis’e dönme kararı aldık. Meclis’e gittik, meclisin kapısını açmak istedik zorla açtık, ışıkları bulamadık. Daha sonrasında meclis bombalandı. Direneceğiz dedik, öleceğiz dedik, mezarlarımızda burası olsun dedik. TBMM’nin bahçesinde olsun dedik” ifadelerini kullandı.

“15 Temmuz yüz yılımızı çalacak, gelecek yüz yılımızı da karartacaktı”

Türkiye’de darbeciler, kirli medya patronları, kirli ve şantajcı sermayedarlar, birilerinin uşaklığını yaptıklarını dile getiren Özdağ, “Siyasetçi korkmayacak, siyasetçi boyun eğmeyecek ve en önemlisi siyasetçi vaatlere kanmayacak. Siyasetçi iki şeyden korkacak Allah’tan ve milletten. 2 şeyden de hoşlanacak sandıktan ve alkıştan. Bu PKK sorunumuz varsa, FETÖ sorunumuz varsa eğitim, gelir adaletsizliği sorunlarını siyasetle birlikte çözerdik. Türkiye’de bunlara izin verilmedi. Vesayetçiler izin vermediler, Türkiye çoktan küçük ölçekli bir ülke olmaktan çıkardı. Ünlü Kırgız romancı Cengiz Aytmatov’un Gün Olur Asra Bedel romanı vardır. 15 Temmuz bizim 100 yılımızı çalacaktı. Gelecek 100 yılımızı da karartacaktı. Buna mani olanlar TSK içerisindeki şerefli askerler, emniyet mensuplarımız, siyasetçilerimiz, medyamız ve son olarak da Malazgirt Savaşı’ndan bu yana genlerinde kahramanlık olan aziz Türk milletidir.” dedi. Sokağa çıkan kahraman halka değinen Özdağ, “Halk meydanlara indi vesayetçi yapıya karşı direndi. Bir daha darbelere maruz kalmamamız için siyaset alanını genişletmemiz, siyaset seviyemizi yükseltmemiz lazım” vurgusunda bulundu.

“Kontrollü darbe” sözü tek kelimeyle demokrasiye, Cumhuriyet’e, halk iradesine ve sandığa ihanettir.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kontrollü darbe” açıklamasına cevap veren Özdağ, “Doğru bir ifade değildir. Eğer kontrollü darbeyse darbe araştırma komisyonuna CHP milletvekilleri neden geldi diye sorarız. Eğer kontrollü darbeyse CHP milletvekilleri meclise neden geldiler. Aynı zaman da kendisi Yeni Kapı mitingine neden katıldı deriz. “Kontrollü darbe” sözü tek kelimeyle demokrasiye, cumhuriyete, halk iradesine ve sandığa ihanettir. 15 Temmuz gecesi görevini tam manasıyla yapamayanlar olabilir, gereğini hukuk zaten yapıyor. İdari soruşturmalar, adli soruşturmalar devam ediyor. O nedenle Kılıçdaroğlu’nun bu ifadelerini kabul etmemiz mümkün değil. Bu ifade tek kelimeyle garabettir. Bir ana muhalefet liderine yakışmıyor. “Kontrollü darbe” devlete de hükümete de ciddi bir şekilde iftiradır. Buradan yola çıkarak özneyi ortadan kaldırarak Ak Parti’yle hesaplaşırım mantığı doğru değildir. Özne FETÖ’dür. Bu özneyi unutturmaya Kılıçdaroğlu’nun hakkı yok.” dedi.

“Kılıçdaroğlu, kontrollü darbe derse FETÖ’yü aklar”

250 Şehit 2 bin 193 Gazimizin olduğunu vurgulayan Özdağ, “Benim yeğenim Volkan Canöz Ankara’da o gece emniyetin önünde şehit oldu. Kılıçdaroğlu’nun daha dikkatli konuşması gerekiyor, kontrollü darbe söz konusu değildir. Burada darbe olabileceği ihtimali göz ardı edilmiştir. Bunun sorumlusu bürokratlardır, MİT’tir, emniyettir. Ben siyasetçiyim bana MİT, emniyet, asker istihbarat vermezse ben bilemem. Benim kolum, gözüm, ayağım devletimizin istihbarat birimleridir. Bunlar bana bilgi verecek bizde gereğini yapacağız. Bana bilgi geldi bizde gereğini yaptık.” İfadelerini kullandı. O gece Cumhurbaşkanı, Başbakan, milletvekilleri, muhalefet, halk herkes görevini yaptığını söyleyen Özdağ konuşmasına şu şekilde devam etti, “Biz ilk kez darbe karşısında duran siyasetçileriz. Biz Adnan Menderes’in hesabını gördük. Demirel, Özal, Türkeş’in hesabını gördük. Muhsin Yazıcıoğlu’nun hesabını gördük. 28 Şubat’ta mağdur olan bütün öğrencilerin hesabını gördük. Türkiye özgürlükler ülkesi olsun istiyoruz. Kılıçdaroğlu “kontrollü darbe” dediği zaman Batı’nın eline koz vermiş olur, FETÖ’yü aklar. FETÖ’nün bu darbeyi yapmadığını bu darbenin öznesi olmadığı manası çıkar. Bu Türkiye’ye büyük bir iftiradır. Ağzından çıkanı kulağı duysun.” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim