Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan “27. Muhtarlar Toplantısı”nda Adıyaman, Ankara, Artvin, Bitlis, Bolu, Bursa, Çanakkale, Diyarbakır, Elazığ, Hatay, Isparta, Karabük, Kastamonu, Kırşehir, Niğde, Ordu ve Samsun’dan gelen muhtarlara hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamada, “Hem projenin gerisindeki siluetler hem de darbenin başarılı olması halinde hayata geçirilecek niyetler itibarıyla 15 Temmuz, 1912’den 1923’e kadar geçen kısa sürede beşte bire düşen topraklarımızdan elimizde kalan son parçanın işgali teşebbüsüydü. İşte, millet o toprakları bunlara teslim etmedi.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugüne kadar şahsen görüştüğüm veya arkadaşlarımın ziyaret ettikleri şehit yakınlarımızın, gazilerimizin vakur duruşları beni ayrıca duygulandırıyor. Şehitlerimizle ilgili öyle hikayeler, öyle anekdotlar işitiyoruz ki tüylerimiz diken diken oluyor. Milletimiz bu imanla, bu inançla, bu azimle, bu dirayetle mücadelesini sürdürdüğü müddetçe yedi düvel bir olup üzerimize gelse, Allah’ın izniyle bizi bir adım geriletemez. Bu devletin, bu terör organlarının uzantılarından arındırılması için zamana ihtiyacı var. Biz şu anda zamanla yarışıyoruz. Mesele öylesine derin ve öylesine girift ki 3 aylık sürenin yeterli olmayacağı görülüyor. Bunun için dün yaptığımız Milli Güvenlik Kurulu toplantısında olağanüstü halin 3 ay daha uzatılması hükümete tavsiye edildi.”
“Bizatihi milletimizin kendisi hedef alındı”
Türkiye’nin son 14 yılında maruz kaldığı ihanetler içinde FETÖ’nün darbe girişiminin çok farklı bir yere sahip olduğuna işaret eden Erdoğan, “Daha önceki ihanet girişimlerinde hedef, genellikle doğrudan biz oluyorduk, başında bulunduğumuz hükümet oluyordu, ülkemiz ve milletimiz yaşananlardan dolaylı olarak etkileniyordu. Bu defa bizimle birlikte canıyla, kanıyla, varlığıyla bizatihi milletimizin kendisi hedef alındı, ülkemiz hedef alındı, demokrasimiz hedef alındı.” diye konuştu.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“15 Temmuz Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanan üniformalı bir grubun, bir cuntanın eseri olması dolayısıyla elbette bir darbe girişimiydi. Darbecilerin milletimize karşı hedef gözetmeksizin uyguladıkları şiddet, gerçekleştirdikleri eylemler ve kullandıkları yöntemler itibarıyla 15 Temmuz aynı zamanda bir terör saldırısıydı. Bunlar milletin verdiği vergilerle, milletin imkanlarıyla onlara emanet ettikleri F-16’ları, helikopterleri, tankları, topları, o envai çeşit silahları zannediyorlardı ki bunlarla birlikte biz bu işi başarırız. Ama bunlar bir şeyi düşünmüyorlardı. Neydi o düşünmedikleri? ‘Bu millet şöyle ortaya çıkar, meydanlara dökülür, havalimanlarına dökülür eğer bedenini, göğsünü, her şeyini siper ederse o zaman biz ne yaparız’ diye bunu düşünmemişlerdi.
Hem projenin gerisindeki silüetler hem de darbenin başarılı olması halinde hayata geçirilecek niyetler itibarıyla 15 Temmuz, 1912’den 1923’e kadar geçen kısa sürede, beşte bire düşen topraklarımızdan elimizde kalan son parçanın işgali teşebbüsüydü. İşte millet o toprakları bunlara teslim etmedi. Sonuçları itibarıyla benim milletim yüce bir millet, çok aziz bir millet, çok kararlı bir millet ve hani o ‘çılgın Türkler’ diyorlar ya, işte o millet. 15 Temmuz, Türk milletinin ikinci bir Kurtuluş Savaşı’dır. Bunu böyle bilelim.”
Lozan Anlaşması
“Tarihte bize ne yaptılar. 1920’de bize Sevr’i gösterdiler, 1923’te Lozan’a bizi razı ettiler. Birileri de Lozan’ı zafer diye yutturmaya çalıştı. Her şey ortada” ifadelerini kullanan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“İşte şu an Ege’yi görüyorsunuz değil mi? Bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan’da verdik. Zafer bu mu? Oralar bizimdi. Oralarda bizim camilerimiz mabedlerimiz var ama şu anda hala Ege’de kıta sahanlığı ne olacak, havada, denizde ne olacak bunları konuşuyoruz, hala bunun mücadelesibi veriyoruz. Niye?İşte o anlaşmda masaya oturanlar sebebiyle. O masaya oturanlar o anlaşmanın hakknı vermediler veremedikleri için şimdi onun skıntısını biz yaşıyoruz. Sayet aynen bu darbede de başarılı olsaydı Sevr’i dahi aratacak bir dayatmayla karşımıza çıkacaklardı.”
Olağanüstü hal uygulaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Olağanüstü hal uygulaması, tamamen FETÖ ve PKK terör örgütleriyle daha etkin mücadele amacına yöneliktir. Anamuhalefet partisinin, ‘olağanüstü hal yetkileriyle hayata geçirilen hususların Meclis’in rutin çalışmalarıyla çözülebileceği’ görüşüne kesinlikle katılmıyorum.” ifadelerini kullandı.
“Fransa’da üç ay, artı üç ay ve son olarak da altı ay olmak üzere toplamda bir yıllık olağanüstü hal var.” diyenCumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadan kimse Fransa’ya diyor mu ‘Siz niye bir yıl olağanüstü hal ilan ettiniz?’. Bakan arkadaşlara bunlar akıl veriyorlar, diyorlar ki ‘Bir yıl olağanüstü hal Türkiye için doğru değil. Şu üç ayı bir daha uzatmayın ha’. Dur bakalım, sabırlı ol. Belki 12 ay da yetmeyecek.” şeklinde konuştu.
“Yol haritasını bu ülkenin hükümeti belirler”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimse bize takvim belirlemesin, kimse bizim yol haritamızı tayin etmesin. Bu yol haritasını bu ülkenin hükümeti belirler, bu ülkenin kurumları belirler. Şimdi bunlar kalkıyor bize yol haritası çiziyor. Ya siz bir defa Türkiye’ye ne zaman kalkıp da dost oldunuz, gerekli olan destekleri verdiniz. Hepsi bu darbenin başarılı bir şekilde sonuçlanmasını bekliyorlardı. Bunların hepsinin bilgileri bize ulaştı, geliyor. Zil takıp oynamaya çalışanlar veya o saati bekleyenler vardı ama Rabbim, milletim onlara bu fırsatı vermedi.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
“PKK’nın son dönemde artan eylemlerinin tek bir sebebi vardır, FETÖ’nün üzerinde oluşan baskıyı azaltmak ve Suriye’nin veya Suriye’de Türkiye’nin dikkatini dağıtmak.”
“Bunların cebine üç beş kuruş ekstra para koy, istediğiniz notu al”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Moody’s’in Türkiye kararıyla ilgili, “İstediğiniz kadar düşürün, Türkiye’nin gerçeği bu değil. Türkiye yatırımlarına devam ediyor, kalkınmaya devam ediyor, yükselmeye, güçlenmeye devam ediyor evelallah. Siz Türkiye’nin gerçeklerinden uzaksınız. Bunların cebine üç beş kuruş ekstra para koy, istediğiniz notu al. Bunlar böyle, böyle çalışıyorlar. Talimatları zaten nereden aldıklarını da biliyoruz. Biz gerçekleri her zaman konuşacağız.” dedi.
“15 Temmuz şehitlerimizi, gazilerimizi anma günü olacak”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz artık ‘Demokrasi ve Özgürlükleri Anma Günü’ olarak dün Milli Güvenlik Kurulu toplantımızda hükümete tavsiye edilmiştir ve her 15 Temmuz artık şehitlerimizi, gazilerimizi anma günü olarak, o gün tatil edilecektir.” ifadelerini kullandı.
“Bunlarda gayret yok ama kaderlerine isyan had safhada”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muhtarı, halkı, ülkesini küçümseyen bir siyasi parti liderinin ne kendi partisine ne de bu millete hayrının dokunması mümkün müdür? Ondan sonra diyorlar ki 14 yıldır bu ülkede iktidar niye değişmiyor? Anamuhalefetin her gün yatıp kalkıp halka hakaret ettiği, halkı ve temsilcilerini küçümsediği bir yerde iktidar nasıl değişecek? ‘Kader, gayrete aşıktır’ derler. Bunlarda gayret yok ama kaderlerine isyan had safhada.” şeklinde konuştu.