Bir dizi ziyarette bulunmak üzere Kayseri’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, FETÖ’nün darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz gecesine yönelik çarpıcı bilgiler aktardı. FETÖ’cü hainlerin suikast girişiminden 15 dakikayla kurtulan Başkomutan Erdoğan’ın İstanbul’a gelmeye karar verdiği andan itibaren, anında havalimanına doğru hareketlendiklerini belirten Bilal Erdoğan, “Havaalanına ulaşmaya çalıştık, arka sokaklardan. Trafik kitliydi, bu şekilde havaalanına ulaştık. Tabii havaalanında bulunduğumuzda da güvenlik şartları maalesef çok iyi değildi. Cumhurbaşkanımız havadayken de güvenlik şartları çok iyi değildi” dedi ve şöyle devam etti:
Bağımsızlık mücadelesi
“Cumhurbaşkanımız bütün bu riskleri göze almak suretiyle hakikaten çok yaman bir liderlik örneği gösterdi. Milletimiz de bu liderliği hak ettiğini gösterdi. Nasıl ki kendi hayatını feda etmeyi göze alarak ülkede huzuru ve yeniden düzeni temin etmek için yola çıkan bir lider varsa halkımız da Ankara Kazan’da, İstanbul’da Boğaziçi Köprüsü’nde ve birçok yerde ülkenin düzeni için, bağımsızlığını korumak için hayatlarını feda etme pahasına meydanlara, yollara, tankların önüne çıktılar.”
Çanakkale ruhunu gördük
15 Temmuz’da Çanakkale ruhuyla işgal kuvvetlerinin püskürtüldüğüne değinen Erdoğan, milletin tek yürük olduğunu ifade ederek, “Biz gerçekten millet olarak yeniden Çanakkale ruhunu gördük. Bu milletin, ‘Bu vatan geçilmez, bu bağımsızlık, bu namus kimseye verilmez’ anlayışını kendi hayatını verme pahasını ortaya koyduğunu gördük” şeklinde konuştu.
Değerlerimizi koruduk
Türkiye’ye yönelik tehditlerin bir hayli fazla olduğunu ifade eden Erdoğan, milli ve manevi değerlerin muhafaza edilmesinin önemine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Türkiye’nin dışarıda yeterince düşmanı var, eskiden olduğu gibi bugün de var. Bu topraklar, bu coğrafya gerçekten çok büyük zenginliğe sahip. Dünya açısından çok büyük stratejik önem taşıyor. Nasıl ki biz o Çanakkale, Kurtuluş Savaşı ruhunu şehitlerimizle gazilerimizle 15 Temmuz’da yaşattıysak işte bütün bu yitik değerlerimizi, ruhumuzu kazanmanın mücadelesini vermek durumundayız. Bunun için gayret etmek, çalışmak zorundayız.”