Zira bu süreçte sırf hükümetin zor durumda kalmasını isteyen CHP ve İP’in ülkesine gösterdiği nankör tavır kayıtlara geçti.

Maşa olarak kullandıkları FETÖ’nün 17/25 Aralık yargı darbesi girişimi üzerinden köşeye sıkıştıramadıkları Türkiye’yi, kıymeti kendinden menkul uydurma delillerle Halk Bank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın tutuklandığı günlerde bir takım siyasi partiler adeta havalara uçmuştu. ABD’nin esir aldığı Atilla’nın şahsında Türkiye’nin mahkum edilmeye çalışılması en çok da hükümeti düşürmek pahasına ülke menfaatlerini bir çırpıda kenara atamaktan geri durmayan ana muhalefet partisi CHP’yi sevindirmişti. CHP ile birlikte FETÖ’cüsünden NATO’cuna, İP’lisinden ülkesinin çıkarlarına ters hemen her kesimi AK Parti hükümetini yıkma hevesiyle sevindirmişti.

FETÖ’nün ekmeğine yağ sürdüler

O dönem ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’ye gidemez, giderse tutuklanır’ hezeyanları içinde adeta vatanı düşürme pahasına hükümeti düşürmekten kendini alamaz bir tavır sergilenmişti. Aynı dönem muhalefetlerini marjinal bir noktaya taşıyan CHP ve etrafında toplanan legal/illegal yapılar, MİT TIR’ları kumpası üzerinden Türkiye’yi uluslararası toplum nezdinde terörü destekleyen ülke olarak ilan edilmesini ve Erdoğan’ın Lahey’de yargılanma umudunu taşıyarak gözü kapalı FETÖ’nün perde gerisindeki oyunlarına eklemlenmişti. Kılıçdaroğlu’nun ABD’deki temasları sonrası yaptığı “Yakında öyle şeyler açıklanacak ki Erdoğan ülkeyi terk edecek…” ifadeleri hafızalardaki yerini koruyor.

Hevesleri kursaklarında kaldı

Dava süreci başladıktan sonra serbest kalmak karşılığında Reza Sarraf’ın Türkiye’ye iftira atmayı kabul etmesi bu kesimi daha da mutlu etti. Ancak Hakan Atilla’nın ABD’li savcıların dayattığı iftiraları reddederek ülkesini satmaması aynı siyasi partilerin hevesini kurağında bıraktı. Çünkü kendisine savrulan onca tehditlere boyun eğmeyen Hakan Atilla vatanına ihanet etmeyi aklından bile geçirmedi. Nihayetinde 28 aylık esaretin ardından vatanına bir kahraman gibi döndü.

Babacan suskunları oynuyor

ABD’deki esaretten kurtulan Eski Halk Banka Genel Müdür Yardımıcısı Hakan Atilla’nın Türkiye’ye dönüşünü son günlerde parti kurma söylentileriyle gündeme gelen Ali Babacan’ın suskunlukla karşılaması kafalarda soru işaretlerine yol açtı. Türkiye’yi hedef alan küresel kumpasa karşı tavır koymak bir yana sevinen muhalefet partileri bir tarafa görevde bulunduğu dönem Halk Bank’ın bağlı olduğu bakanlık görevini yürüten Ali Babacan, tek cümle açıklama yapmadı. Oysa ABD adına söz konusu küresel kumpası yürüten David Cohen mahkemede yaşananlardan Babacan’ın bilgisi olduğunu ifade etmişti. Bunun da ötesinde Cohen, 29 Kasım 2012’de Babacan’ın Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada kullandığı “İran’dan alınan petrol karşılığında Türkiye’den altın nakli yapılıyordu” sözlerini mahkeme belge olarak kullanmıştı. Türkiye’nin böylesine itibarsızlaştırılmaya çalışılması ve ekonomik olarak tehdit edilmesi bir kenara bırakılsa bile Babacan’ın ABD’nin sadece güçlünün hukukunu işleterek Hakan Atilla üzerinden ülkesine saldırılmasına tek kelime yorum yapmadı.

Editör: Haber Merkezi