Nizamülmülk’ün “Devlete ayaklarını sokmaya çalışanlar kethüdalığa gelmezler, halka devlet gibi davranırlar ki halkın aklında devlet ziyan olsun kendileri de devlet olsun” sözünü merkeze alarak, Gülenist teröristleri anlamaya çalışmaya devam edelim.
Çok önceleri başlamış ve 28 Şubat’ta artık iyice eziyete dönüşmüş “Müslümanlar’ı tahkir edip dışlama operasyonları”, balık sürüsü kovalama gibi halkı Gülen Hareketi’nin kucağına itti. Şimdi artık eminiz ki bunu bile isteye kasten yapmışlar. “Erdoğan’ı biz kurtardık” diyen edepsizlerin hesap vermesi gereken ilk başlık da bu olmalıdır ayrıca.
Şefkat gösterdi, sevdi ve binlerce gencin üzerinde bir minnet baskısı oluşturdu Gülen Hareketi. Hepsinden önemlisi bir mefkûre verdi onlara. Ortaklaşa inanabilecekleri, uğruna çalışabilecekleri bir hedef. Gerektiğinde canını feda edebileceğin bir ideal! Bu çocuklar 100 yıllık ceberut Kemalist diktanın elinde kalsalardı en büyük hayalleri borçlarını bitirmek olacaktı. Devlet bize Misak-ı Milli diye bir şey tarif ediyordu eskiden. İngiliz’in çizdiği daracık bir hücreyi “milli bir şey” diye yutturuyorlardı. Haddimizi çiziyordu aslında ama adını milli koymuşlardı. Vatansever, yurtsever, aydın şu, bu adı her neyse milyonlarca insan Suriye’yi bile yabancı ülke zannederken, hayaller Edirne’de başlayıp Kars’a bile varamazken Gülenciler çantasını alıp Tanzanya’ya gönüllü öğretmenliğe gittiler.
O yüzden ilaç verdiler, büyü yaptılar beyinleri yıkandı, satıldılar falan diyerek örtmeyeceğiz yaralarımızı…Cesurca üzerine gidip telafi edeceğiz. İlk iş olarak numara yapmayı bırakacağız yani. Erdoğan, Afrika’ya gidene kadar Afrika’dan haberi olmayan siyasetçi, gazeteci, akademisyen var memlekette. Şimdi Afrika’yı anlamayan, Suriye’yi yabancı memleket zanneden, Filistin mevzusu nedir bilemeyen adam ne bilsin Anadolu’yu, ne bilsin al bayraktaki hilalin temsil ettiği ideali?
Her devletin vatandaşlarıyla birlikte besleyip büyüttüğü idealleri olur. Benim devletim bana haddini bil, otur otur oturduğun yere demekten başka bir şey vermedi ki. Sağlıklı bir sosyolojik yapının ortak hedefleri olur. Gençler bu hedefler için ateşli tartışmalar yaparlar, dua ederler, zamanlarını harcarlar, emek verirler; gün gelir canını feda ederler. Kemalist aklın hangi ideali için can vereyim, evlat feda edeyim ben?Olmaz, olmadı da zaten tutmadı o maya. 15 Temmuz istiklal mücadelesinde “Allahu Ekber Kebira” diyerek sokağa çıkan adam attı kendini tankların önüne. Kadim bir davanın küllerinden çıktı yine bu kahramanlık destanı.
Biz farkında değiliz ama adamların derli toplu bir idealler bütünü var. Hastalıklıdır, saçmadır, tezgâhtır, yalandır ne derseniz deyin ama itiraf edin onların var, bizim yok.
Paylaşılan, nesilden nesle aktarılan ortak milli hedefi ve gaza şuurunu kaybettiğimiz gibi, son 107 yılda buna hiç çalışmadığımız için FETÖ’yü tarif edemiyoruz. Tarif edemezsek, teşhisi koyamayız, teşhis edemezsek tedavi edemeyiz. Sözün özü, bu yarayı kuruturuz kurutmasına ama böyle gidersek haftasına başka yerimizden daha kanlı bir yara açılacak gibi duruyor…