Diriliş Postası Muhabiri Gökhan Yılmaz
Çoğu sömürge ülkesi olan Afrika ülkelerinde son on yılda 11 darbe girişimi gerçekleşti. İngiltere, Fransa gibi ülkelerin yanı sıra Rusya ve Çin de bölgede etkin olmaya çalışıyor. Bunun yanı sıra kaosa sürüklenen Yemen ve Somali’de güç savaşları devam ederken, söz konusu ülkelerde yaşanan darbe girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanması dikkat çekiyor.
DARBECİLERİN DÖNEMİ BİTTİ
Kaosa sürüklenen Yemen ve Somali’de güç savaşları devam ederken, söz konusu ülkelerde yaşanan darbe girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanması dikkat çekiyor. Türkiye’de de ABD
destekli FETÖ kalkışmasının da başarısızlığa uğraması, “Darbe ile dizayn dönemi bitti” şeklinde yorumlanıyor.
LEJYONER ÇETELER İŞBAŞINDA
Afrika’da yer altı ve yer üstü zenginliklerini paylaşamayan Emperyalistler “işine gelmeyen yönetimi” lejyoner çeteler vasıtasıyla devirmeye çalışıyor. 2010 yılından beri 11 darbe veya darbe girişimi yaşanan Afrika’da askeri kalkışmanın olmadığı ülkelerde bile istikrar sağlanamıyor.
TÜRKİYE “KAZAN KAZAN” DİYOR
15 Temmuz’da darbeye boyun eğmeyen Türkiye, bir sonraki süreçte Libya’da bir darbe olmasının önüne geçti. Bugün aynı şekilde başta Somali olmak üzere Afrika’daki 46 ülkeyle kurulan ticari işbirlikleri bölgeyi eli kanlı sömürgecilerin etkisinden kurtarıyor.
Türkiye’de de ABD destekli FETÖ kalkışmasının da başarısızlığa uğraması, “Darbe ile dizayn dönemi bitti” şeklinde yorumlanıyor. Uranyum zengini Mali’de yaşanan darbe girişimi dikkatleri bir anda Afrika’ya çevirdi. Çoğu Batı sömürgesi olan ülkelerde yer altı ve yer üstü zenginlikleri paylaşamayan Emperyalistler “işine gelmeyen yönetimi” lejyoner çeteler vasıtasıyla devirmeye çalışırken, Afrika’daki güç savaşı dikkat çekiyor. 2010 yılından beri 11 darbe veya darbe girişimi yaşanan Afrika’da askeri kalkışmanın olmadığı ülkelerde bile istikrar sağlanamıyor.
İSRAİL DE DENKLEME DAHİL OLUYOR
Bunlardan en bilineni, Sudan’da 1989’da darbeyle hükümeti ele geçiren Ömer el-Beşir’in darbeyle devrilmesi oldu. İktidarının son döneminde Türkiye ile oldukça yakın ilişki kuran ve Sevakin Adası’nın Türkiye’ye tahsis eden el-Beşir, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) desteklediği darbe ile 2019’da devrildi. El-Beşir’in yerine kurulan Askeri Geçiş Konsey’e başkanlık eden Abdulfettah el-Burhan, Sudan’ı BAE güdümüne sokarken, İsrail’le normalleşme anlaşması imzalayan BAE’nin açtığı kapıdan girmeye hazırlanıyor. İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin’in güç gösterisinde bulunduğu Afrika’ya sıçramaya çalışan İsrail’in denkleme dahil olmasıyla yakın dönemde yeni krizlerin yaşanması bekleniyor.
SOMALİ AYAKTA KALMAYA ÇALIŞIYOR
1960’da bağımsızlığını kazanan 1969’da darbe ile sarsılan Somali ise 1990 yılından 2012 yılına kadar hükümetsiz kaldı. Merkezi bir hükümetin olmadığı dönemde Somali sahillerinde kurallara aykırı şekilde avlanan Avrupa ve Asya gemileri, bölgedeki türlerin birçoğunun tükenmesine sebep oldu. Somali’de petrol olduğunu keşfeden ABD, 1992’de Umudun Yeniden Tesisi Operasyonu’nu düzenledi.
ABD deniz piyadeleri ilk defa Afrika’daki bir ülkenin denetimini ele almış oldu. Devam eden süreçte Somali’de 2012’de federal devletin kurulması, başta Türkiye olmak üzere uluslararası toplumun desteğiyle sürüyor. Türkiye ile oldukça aktif bir ilişki yürüten Somali’de eş-Şebab gibi terör örgütleri ve BAE’nin kurduğu baskı sebebiyle, sistem halen kırılganlığını korurken Türkiye, Somali askerlerini eğiterek askeri desteğin yanı sıra bu ülkeyle sosyal ve ekonomik anlamda da ilişkilerini geliştirdi.
LİBYA’DA DARBEYİ TÜRKİYE ENGELLEDİ
15 Temmuz 2016’da, FETÖ’nün Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’nin destek verdiği, Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın da üstü örtülü şekilde desteklediği Darbeyi, halkın sokağa inmesiyle engelleyen Türkiye’nin sınır ötesi etkinliğini arttırması da neredeyse aynı döneme denk geliyor. Libya’da Trablus’taki meşru hükümeti devirmek isteyen darbeci Hafter, her taşın altından çıkan BAE’nin yanı sıra, Rusya ve Fransa’nın da askeri, siyasi ve ekonomik desteğine rağmen bu amacını gerçekleştiremedi. Türkiye’nin Libya’ya asker göndermesi, meşru hükümete bağlı ordunun eğitilmesi gibi konuların yanı sıra iki ülke arasında imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması mutabakatının yankıları sürüyor. Rusya, BAE, Fransa, Mısır, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi, Türkiye’nin bölgedeki konumuna karşı aktif politika yürütürken İsrail ise geriden destek vererek kendine zemin açmaya çalışıyor.
500 MİLYAR DOLAR FRANSA’NIN KASASINA!
Benin, Burkina Faso, Gine-Bissau, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo-Brazzaville, Ekvator Ginesi ve Gabon… Adı geçen ülkeler sözde bağımsız olsalar da 1961’den beri ulusal rezevlerini Fransa kasasına koyuyor. Söz konusu ülkeler 74 yıllık Fransız sömürge parası CFA frangını kaldırma konusunda bile anlaşamazken, her yıl 500 milyar dolarlık bir geliri Fransa Merkez Bankası’na yatırmak zorunda. Söz konusu ülkelerden herhangi birinin duruma itiraz etmesi halinde Gabon örneğinde olduğu gibi darbe
girişimlerine maruz kalıyor. Çoğu diktatörlükle yönetilen ülkelerde iktidarı korumak adına Fransa’nın taleplerine “Hayır” diyen yok.
MALİ’DEKİ DARBENİN ARKASINDA RUSYA MI VAR?
23-24 Ekim 2019’da Soçi’de Rusya-Afrika Zirvesi düzenleyerek, Afrika’da etkin olma isteğini adeta duyuran Rusya, zirve kapsamında gerçekleşen fuarda Afrika ülkeleriyle toplam değeri 12,5 milyar dolar olan 50’den fazla anlaşma imzalamıştı. Rusya’nın bölgedeki etkisi henüz net olarak bilinmezken, Mali’de yaşanan darbe girişiminin arkasında Rusya olduğu iddia ediliyor. Darbenin liderleri arasında bulunan Albay Malick Diaw’ın Rusya’da eğitim görmüş olması dikkatleri bu yöne çekiyor.
ÇİN ETKİSİ FARK EDİLİYOR
Uzak Asya’nın önemli siyasi ve ekonomik gücü olan Çin de Afrika’da etkin olan ülkelerden biri. Bir yandan “Diplomatik” kanalları kullanarak bölgeye nüfuz etmeye çalışan Çin, Kamerun, Gabon, Kongo Cumhuriyeti ve Mozambik gibi ülkeleri sömürmeye başladı. Söz konusu ülkelerin ormanlık alanlarını adeta talan eden Çin, üretilen ahşabın yüzde 75’ini kendi topraklarına götürüyor. 2003 yılından beri Afrika ülkeleriyle ticareti arttıran Çin, 230 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaştı. Son 15 yılda Afrika ülkelerini 100 milyar dolara yakın borçlandıran Çin’in madencilik ve inşaat sektöründe ana oyuncu olmayı hedefliyor.
ALMANYA TUTUNACAK DAL ARIYOR
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de 2016’da Etiyopya, Mali ve Nijer ziyaretlerinin ardından 2017 yılını “Afrika yılı” ilan etmesi, 2018’de ise Senegal, Nijerya ve Gana’ya ziyarette bulunması “Almanya, bölgede kaybettiği etkisini yeniden kazanmaya çalışıyor” şeklinde yorumlanıyor. Afrika’ya doğrudan yatırımı 10 milyar Euro civarında olan Almanya’nın Alman Güneybatı Afrikası (Bugünkü Namibya), Alman Doğu Afrikası (Ruanda, Burundi, Tanzanya), Togoland (Togo) ve Kamerun üzerinde etkili olmaya çalıştığı belirtiliyor. Adı geçen ülkelerden Namibya, Almanya’nın 20’inci yüzyıl başında sebep olduğu soykırım dolayısıyla tazminat talep ediyor.
KAOS VE KRİZ DERİNLEŞECEK
Diğer yandan, Afrika ülkelerinde 2010 yılından beri 11 kez darbe veya darbe girişimi yaşanmış olması bölgedeki güç savaşının boyutlarını gözler önüne seriyor. 2015’te Burkina Faso’da, 2019 yılında Sudan’da “Başarılı” bir darbe gerçekleşirken, Etiyopya, Gabon, Burundi, Nijer, Gambiya ve Güney Sudan’da söz konusu darbelere “girişim” olarak kaldı. İsrail’in de devreye girmesiyle birlikte, Rusya, Çin ve her yıl kasasına 500 milyar dolar koyan Fransa arasında yoğun bir rekabetin yaşanması ve “Kara-Kıta’da yaşanan krizin daha da derinleşmesi bekleniyor.
TÜRKİYE’NİN “KAZAN-KAZAN” POLİTİKASI
Türkiye, 15’inci yüzyılda coğrafi keşiflerle başlasa da 19’uncu yüzyılda en ağır şekilde hissedilen sömürge politikalarının kurbanı olan Afrika’ya yaklaşımı ile muadillerinden ayrılıyor. başta Somali olmak üzere 46 Afrika ülkesiyle “Ticaret ve Ekonomik İşbirliği” imzalayan Türkiye, “Kazan-Kazan” politikasıyla bölgedeki etkisini arttırıyor. Sahra Altı ülkelerle işbirliği hedefleyen Türkiye’nin başta Libya olmak üzere, birçok ülkede etkisi hızla artıyor.