Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen 9. Avrasya İslam Şurası’nın açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Üst aklın Ortadoğu’da Türkiye’ye yönelik kirli planlarına değinen Erdoğan, Musul operasyonu konusunda izlenilecek yol hakkında bilgi verirken, PKK’lı destekleyen ABD’yi yaylım ateşine tuttu.

FETÖ, DAEŞ kadar tehlikeli

Erdoğan, Şura’ya katılan temsilcileri işgalci FETÖ konusunda uyardı. FETÖ’nün sadece Türkiye için değil, yapılanmalarının bulunduğu tüm ülkeler için tehdit unsuru oluşturduğunun altını çizerek, “İslam coğrafyasını kana ve ateşe bulayan El- Kaide gibi, DAEŞ gibi, bu tür örgütlerin de kendilerince çok ulvi gayelere hizmet ettiğini düşünen kişilerden oluştuğunu unutmamalıyız. Fetullahçı Terör Örgütü, kısaca FETÖ olarak adlandırdığımız yapı hem itikadi sapkınlığıyla hem de eğitim ve ticaret odaklı yöntemleriyle Müslümanlar ve tüm dünya için DAEŞ kadar önemli bir tehdittir” diye konuştu.

Benim dinim İslam’dır

Erdoğan, ayrıca üst akıl ve İran emperyalizminin İslam coğrafyasını kana bulamak için kullandığı mezhep savaşlarına tepki gösterdi. Mezhepleri din olarak görenlerin yanlış yolda olduğunu belirten Erdoğan, kirli planlara karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade ederek, “Mezhepçilik fitnesi, İslam dünyasına müdahalelere kapı açan bir diğer önemli gerekçeyi oluşturuyor. Bugün Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de, geçmişte Lübnan’da, hatta bir dönem Türkiye’de aynı oyun oynandı, oynanıyor. Her fırsatta ifade ettim, burada bir kez daha tekrarlıyorum. Benim Sünnilik diye bir dinim yoktur, benim Şiilik diye bir dinim de yoktur, benim dinim, din-i mübin olan İslam’dır” şeklinde konuştu.

Kimseden izin almayız

Erdoğan, İslam ülkelerinde terör mücadele bahanesiyle işgallerini sürdüren emperyalistlere meydan okudu. Erdoğan, Türkiye’nin Suriye ve Irak’ın işgalden kurtularak, özgürleşmesi için elinden geleni yapacağını vurgulayarak, şunları söyledi: “ Irak ve Suriye’nin başı dertteyse, sorunun çözümü için her türlü çabayı göstermek, tedbiri almak, en çok Türkiye’nin sorumluluğudur. Bunun da böyle bilinmesini özellikle ifade ediyorum. Bazı ülkeler, binlerce kilometre uzaktan gelip Afganistan’da ve daha pek çok yerde, kendine tehdit oluşturduğu iddiasıyla operasyon yapacak, Türkiye yanı başında 911 kilometre Suriye sınırı, 350 kilometre Irak sınırı, buradaki tehlikeye müdahale edemeyecek. Biz, bu çarpıklığı asla kabul etmiyoruz.”

Sözlerini tutmadılar

Erdoğan, PKK’yı Fırat’ın batısını geçiren ABD’nin sözünü tutmadığını kaydetti. Erdoğan, ABD’nin sözünü yerine getirmemesi üzerine Türkiye’nin kendi planlarını hayata geçirdiğini dile getirerek, ABD’ye dedik ki ‘Münbiç’te PYD ve YPG olmayacak.’ Bizzat bana Sayın Başkan ‘Olmayacak’ dedi. Hep beraber el ele verir, burayı temizleriz. Niye buraya bunları sokuyorsunuz?’ dedik. ‘Merak etmeyin, bunlar buraya girmeyecek.’ Bu sözü vermelerine rağmen tutmadılar. Biz de şu anda kendi planımızı, kendimiz uyguluyoruz” mesajını verdi.

Haddini bil İbadi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 63 emperyaliste sessiz kalıp, Türkiye’yi işgalci güç olarak sayan Irak Başbakanı İbadi’yi muhattap aldığını ve Türk Ordusu’nun Musul’u kurtaracağını söyleyerek, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Şu anda Irak’ta, yakında da Musul’da yapılacak operasyonlara aynı anlayışla, nasıl Cerablus’ta katıldıysak, nasıl Rai’de katıldıysak, evet şimdi yine söylüyorum. Şahsıma hakaretler ediyor, sen benim zaten muhatabım değilsin, seviyemde değilsin, kıratımda değilsin, kalitemde değilsin, Irak’tan senin bağırman çağırman bizim için hiç de önemli değil, biz bildiğimizi okuyacağız, bunu böyle bilesin. Kim bu? Irak’ın Başbakanı. Önce haddini bil… Şu anda kendileri Başika üssünü kurmamız için Sayın Davutoğlu döneminde bizlere talepleri var, bunların hepsinin canlı kayıtları var ve bugün yarın bunların hepsi televizyonlarda yayınlanacak.”

“Kaderimiz bir kederimiz de”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tek gayesinin İslam alemi terör belasından kurtarıp barış ve huzur getirmek olduğunun altını çizerek, “Türkiye’nin, kimsenin bir karış toprağında gözü yoktur, egemenliğinde gözü yoktur. Bin yıldır beraber, kardeşçe yaşadığımız bu coğrafyada kaderimiz de kederimiz de ortaktır. Bizim kendi topraklarımızın güvenliğini sağlamak ve bölgedeki Müslümanların esenliğini istemek dışında bir gayemiz söz konusu değildir” dedi.

Editör: TE Bilisim