Ordu Vali Yardımcısı olarak görev yapan eski Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç hakkında, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink‘in öldürülmesinde sorumluluğu olan kamu görevlileriyle ilgili hazırladığı teftiş raporlarında, Dink’in “mutlak suretle öldürüleceği” bilgisi yer alan F3-F4 raporlarını bilinçli kullanmadığı iddiasıyla “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yardım etmek” suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, “şikayetçi” olarak Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, kardeşi Hasrof Dink, oğlu Arat Dink ile kızları Delal ve Sera Dink, şüpheli olarak halen Ordu Vali Yardımcılığı görevini yürüttüğü belirtilen dönemin mülkiye başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç yer aldı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin, Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de Şişli’de çalıştığı Agos gazetesi önünde öldürülmesine ilişkin açılan kamu davasında 17 Ocak 2012’de karar verdiği belirtilen iddianamede, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin yerel mahkemenin kararını 13 Mayıs 2013’te “Dink’in öldürülmesi davasında sanıkların suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt faaliyeti çerçevesinde atılı suçun işlendiği yönündeki kabulü doğrultusunda yargılamanın yürütülmesi gerektiği” gerekçesiyle bozduğu, yargılamanın halen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütüldüğü hatırlatıldı.
İddianamede, “FETÖ/PDY’ye üye olmamakla beraber örgütün amaçları doğrultusunda örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden şüpheli Şükrü Yıldız’ın, Dink cinayetinde sorumluluğu bulunan İstihbarat Daire Başkanlığındaki görevlilerle hareket ederek, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü ve İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerinin açığa çıkartılmasını engelleyerek, bütün sorumluluğu kasıtlı olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri üzerine yıktığı anlaşılmıştır.” denildi.
“‘F3-F4 benden gizlendi’ diyen Özkılınç, suç duyurusunda bulunmadı”
İddianamede, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığı tarafından 23 Şubat 2016’da düzenlenen raporda “17 Şubat 2006’da Trabzon Emniyet Müdürlüğünün Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığına gönderdiği yazı ve ekindeki F3-F4 belgelerini, DDK üyeliği görevi sırasında gördüğünü ve incelediğini beyan eden şüpheli Mehmet Ali Özkılınç’ın, ‘Mülkiye müfettişliği sırasında kendisinden söz konusu belgelerin gizlendiğini, bu nedenle de bu evraklar üzerinden başkaca sorumluların belirlenmediği’ yönündeki ifadeleri dikkate alındığında, şüphelinin, söz konusu belgeleri gizleyenler hakkında herhangi bir suç duyurusunda bulunmadığı gibi bu belgeler üzerinden İstihbarat Daire Başkanlığı görevlileri hakkında herhangi bir yasal işlem başlatılması yönünde işlem tesis etmediği iddiasıyla ilgili olarak inceleme yapılmıştır.” ifadelerinin yer aldığı bildirildi.
Trabzon emniyeti ile İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerinin aklandığı iddiası
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan 4 Aralık 2015 tarihli iddianamedeki şüphelilerden “Şükrü Yıldız” başlıklı bölüme yer verilen iddianamede, “Halen mülkiye başmüfettişi olarak görev yapan şüpheli Yıldız, Dink cinayetinin işlenmesinde sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin tespiti için ön inceleme ve araştırma raporları düzenlemek için görevlendirilmiştir. Yıldız, mülkiye başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç ile müşterek düzenlediği 13 rapor ve kendisince düzenlenen 3 raporun hiç birisinde, ‘Dink’in Yasin Hayal tarafından ne pahasına olursa olsun mutlak suretle öldürüleceğine’ ilişkin bilgiyi içeren 17 Şubat 2006 tarihli F3 buluşma ve F4 haber raporunu kullanmamıştır.” bilgisinin yer aldığı aktarıldı.
Şüpheli Mehmet Ali Özkılınç’ın, “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianame, 34 sanığın yargılandığı davayla birleştirilmesi talebiyle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.