Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesinin 33. Toplantısı’nda konuştu. İslam dünyasının son yıllarda yaşadığı sancılı sürece dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam dünyası olarak gerek ekonomik, gerekse siyasi ve sosyal olarak sancılı bir süreçten, kelimenin tam anlamıyla fitne döneminden geçtiğimiz aşikardır.” dedi.
“Projelerimizi masaya yatıracağız”
Gerek İSEDAK bünyesinde gerekse 1,5 yıldır yürüttükleri İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlıklarında bu ilkeyi tatbik etmenin gayreti içerisinde olduklarına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Hemen her fırsatta kardeşlerimizin görüşlerini, fikirlerini, daha da önemlisi eleştirilerini almaya gayret ediyoruz. İnşallah bugün de siz kıymetli kardeşlerimizin kanaatlerini birinci ağızdan dinleme fırsatı bulacağız. Burada gündemimizde yer alan ekonomik, sosyal ve ticari meseleler yanında şüphesiz bölgemizin ve İslam dünyasının içinde bulunduğu ahvali de mütalaa edeceğiz. İSEDAK olarak hem geride bıraktığımız bir senenin muhasebesini yapacak hem de geleceğe dair projelerimizi masaya yatıracağız. Ben şimdiden teklif, tespit, eleştiri ve yorumlarıyla toplantımızı zenginleştirecek tüm kardeşlerime gönülden teşekkür ediyorum. Fakat burada eksikliğini hissettiğimiz bir noktaya dikkatlerinizi özellikle çekmek istiyorum; istişarenin maksadına ulaşması için samimi olması yanında alınan kararların tatbik edilmesi, hayata geçirilmesi gerekir. Gerçeğe dönüşmeyen her fikir, ne kadar ufuk açıcı olursa olsun hoş bir söz olarak kalmaya mahkumdur. Bu tür toplantıların görüş alışverişinden öte bir anlamı, manası olmalıdır. Bu açıdan tartıştığımız ve karara bağladığımız hususları hep birlikte kuvveden fiile geçirmenin mücadelesini vermeliyiz. Ancak bu şekilde harcadığımız emekler hakiki anlamını bulacak, ümmetin dertlerine deva üretecek sonuçlar doğurabilecektir. İnşallah sizlerin de katkısı ve gayretiyle İSEDAK’ın önümüzdeki dönemde bu anlayışla yoluna devam edeceğine inanıyorum.
“İslam dünyası üzerinde kirli bir senaryo uygulanıyor”
İslam dünyasının birliğini, beraberliğini, zenginliklerini ve istikbalini yok etmeye yönelik kirli bir senaryo uygulandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açıkçası Batı kendi tarihinde ne kadar hastalıklı unsur varsa hepsini de İslam dünyasına ihraç ederek, geleceğini garanti altına almaya çalışıyor. DAEŞ, El-Kaide, Boko Haram, YPG, FETÖ gibi katil sürülerinin, tüm bölgemizi büyük bir kan gölüne dönüştürdüğünü görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Batı gerçek yüzünü gösterdi”
Emperyalist çıkarları için Ortadoğu’yu kana bulayan, sözde “barış” söylemleriyle masum insanların ölümüne sebep olan Batı ülkelerine sert eleştirilerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’de, 7 yıldır yaşanan vahşete karşı sergilenen kayıtsızlık, sınır kapılarında mültecilere maruz görülen insanlık dışı muameleler, Arakan’daki soykırıma tepkisizlik, Batı’nın gerçek yüzünü gösterdi. Demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi değerlerin yerini giderek daha fazla İslam karşıtlığı, Neo-Nazism ve ırkçılık almaya başladı.” açıklamasını yaptı.
“İslam düşmanlığının aracı yapılmasına seyirci kalamayız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“İslam ülkelerinin Batı’ya verdikleri yüzlerce milyar dolarlık silah siparişlerinin gerçek kazananları kimlerdir? Buradan kim kazanıyor? Her gün beş kez aynı kıbleye yönelen kardeşlerin kimi zaman köken, kimi zaman mezhep, kimi zaman ideolojik farklılıklar üzerinden birbirlerine düşman edilmeleri kimlerin işine yarıyor? Ülkelerimizin yeniden yapay sınırlarla parçalanması aslında kimlerin işine geliyor? Bu sorulara verilecek hasbi cevapların bize yeni bir perspektif kazandıracağına, meselelere daha farklı yaklaşmamıza vesile olacağına inanıyorum. Bunu başardığımızda hem tuzakları bozacak hem de birilerinin bizim kaynaklarımız üzerinden palazlanmasının önüne geçeceğiz. Kimler tarafından ortaya çıkartıldığı, beslendiği, büyütüldüğü artık tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmış, bu katil sürülerinin İslam düşmanlığının aracı yapılmasına seyirci kalamayız. Terör örgütlerinin eylemleri üzerinden tüm Müslümanların töhmet altında bırakılması, bu bahaneyle en temel haklarının dahi gasbedilmesi gerçek niyeti ele veriyor.”