Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ankara’da Din Şurası Kapanış Programı’nda açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

“MÜSLÜMANLAR DEVAYI BATI’DA ARIYOR”

“Diyanet İşleri Başkanlığımız anlamlı bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Oldukça verimli fikir alışverişleri gerçekleştirildi.  Birikimleriyle şuraya katkı sağlayan tüm din adamlarımıza teşekkür ederim. Zira istişare peygamber geleneğidir. İslam ümmeti ne yazık ki zamanla bir araya gelme zeminlerini de kaybetmişlerdir. Bugün bile Kudüs, Filistin, terörle mücadele gibi pek çok konuda bu eksikliği görüyoruz.

Son 2 asırdaki sıkıntıların gerisinde İslam Şurası’na gerekli önemin verilmemesi vardır. İslam dünyasının üzerine serpilmiş ölü toprağını kaldırmak için çok büyük mücadeleler verdik. Yıllardır örselenmiş Müslüman özgüvenini yeniden diriltmek için gayret gösterdik.

Müslümanlar sıkıntılarına devayı Batı başkentlerinde arıyor. Böyle bir anlayışın Müslümanlara verebileceği bir şey yoktur. Tecrübelerimiz aşılması gereken en büyük sorunun karar almak değil, karar alma aşamasına geçmek olduğunu gösterdi.

Her 5 senede bir düzenlenen din şurası çağımızın sorunlarına İslami bakışlar aracılığıyla çözüm üreten bir platformdur. Dinimiz İslam hayatımızın tüm alanlarını kapsayan kurallar manzumesidir.

“DİNDE EKLEME ÇIKARMA OLMAZ”

Bir Müslüman olarak günün 24 saati Müslümanca yaşamak için emrolunduk. Zaman ve şartlar değişse de İslam’ın nasları değişmeyecektir. Faiz yalan zulüm kibir iftira zan hırsızlık masumu öldürmek yasak olmaya devam edecektir. Hangi sebeple olursa olsun Kuran’ın emirlerini yok saymak bir Müslümana yakışmaz. Dolayısıyla dinde ekleme çıkarma olmaz. Bana uymuyor bahanesi ile kimse nasları inkar edemez.

İnsan, inandığı gibi yaşamazsa bir süre sonra yaşadığı gibi inanmaya başlar. Bunun için İslam, bize göre değil biz İslam’a göre hareket edeceğiz. Nerede ve hangi zamanda yaşarsak yaşayalım Kuran’ın emirlerini hükümsüz kılmak olmaz, biz İslam’a göre hareket edeceğiz.

“SOSYAL ÇÖZÜLME YAYGINLAŞIYOR”

İnsan sadece kendi fıtratına göre değil içinde yaşadığı toplumdan diğer varlıklara göre pek çok şeye bencilleşiyor. Modern insan onca imkana rağmen hiç olmadığı kadar yalnızdır. Modern çağın hastalığı denen stres yaygınlaşırken sosyal çözülmede giderek hızlanıyor. Gençlerin arasında ekran bağımlığı gibi yeni alışkanlıklar ortaya çıkıyor.

İstikbalimizin teminatı olarak baktığımız evlatlarımız çoğu Batı menşeli sapkın akımlar karşısında ne yazık ki savunmasız kalıyor. Paylaşmanın yerini bencillik alıyor.

Dini hayattan tecrit belli kalıplara şekillere davranışlara hapseden dogmatik bir anlayışa itibar etmeyeceğiz.

“İSLAM’A GÖRE HAREKET EDECEĞİZ”

Bir Müslüman, dinini hayatın şartlarına göre değil, hayatını inancının esaslarına göre uyarlamakla mükelleftir. Şayet insan inandığı gibi yaşamazsa, bir süre sonra yaşadığı gibi inanmaya başlar. Din, kişinin hayatına nüfuz etmezse, kişi zamanla yapıp ettiklerini dinleştirme yanlışına düşer. Bunun için İslam, bize göre değil, biz İslam’a göre hareket edeceğiz.

Hakla batılı karıştıran amorf inanç sistemlerinin genç kuşaklar arasında rağbet görmesinden endişe ediliyor.

FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütleri cihat kavramını çarpıtarak şer odaklarının ekmeğine yağ sürmüştür. FETÖ ve DEAŞ tecrübesi, her türlü din istismarına karşı samimi bir mücadele halinde olmamızı gerek kılıyor.

Dinini sağlam kaynaklardan öğrenen mümin aklını başkasına kiralamayacaktır. Benim kayınbiraderlerimin bir tanesini adı Hüseyin, bir tanesinin adı Hasan bir tanesinin adı da Ali’dir. Böyle bir ayrım bizde yok. Bunlar sevgili Peygamberimizin (asm) en yakınlarıydı; biz onun için severiz.

ALEVİ BİR VATANDAŞIN EVİNİN İŞARETLENMESİ

Bazı evlerin kapılarına bazı işaretler konuyor. Ülkemizi parçalamak için. Açık ve net söylüyorum. Böyle bir sorunumuz yok. Bu kapılara bu işaretleri koyanların üzerinde tüm güvenlik teşkilatlarımız çalışmaktadır. Bunlar yakalandığı zaman da hesabı sorulacaktır. Bu tarz projelerle insanlarımızın arasına nifak tohumu eklenmesine rıza göstermeyiz. Bunları Çorum’da Maraş’ta yaşadık. Bu tarz girişimlere karşı hepimiz uyanık olmalıyız.

Şiilik veya Sünnilik, amel ve itikada dair farklı yorumlar olmanın ötesinde, belli çevreler tarafından adeta ayrı bir din gibi yansıtılmaya çalışılıyor. Batı’da pişirilen, son dönemde ülkemize ihraç edilmeye çalışılan ‘Ali’siz Alevilik’ gibi kimi yıkıcı projelerin, toplumumuz içinde pohpohlanmasının gerisinde yine bu senaryolar var.”

“PENSİLVANYA’DAKİ OLAY BİR PROJEDİR”

Artık, ‘kapımıza gelene dini anlatalım’ anlayışı yerine, ‘yüce dinimizi anlatmak için her kapıyı çalalım’ dönemi başlıyor. İslam düşmanlığının ve Neonazi terörünün adeta veba gibi yayıldığı bir ortamda, gurbette yaşayan insanımızı sahipsiz bırakamayız. Bu kardeşlerimizi ılımlı İslam gibi emperyalist projelerin pençesine terk edemeyiz. Pensilvanya’daki olay bir projedir. Bu proje, Türkiye üzerinde oynanan bir oyunun alametifarikasıdır.”

Editör: Haber Merkezi