Bild Gazetesi, 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçim tekrarı sonuçları ile ilgili yazdığı analizinin “Erdoğan’dan sonra bir Türkiye mümkün” başlığıyla dikkat çekti. Bu da akıllara şu soruyu getirdi, “CHP Avrupa’nın Türkiye ayağı mı?” Bild gazetesi yazdığı analizinde Cumhur İttifakı’nın Adayı Binali Yıldırım’dan hiç söz etmezken 23 Haziran seçimleri ile İstanbul seçmeninin, Erdoğan’a seçimi kaybettirerek ona seçimin tekrarlanma gücünü vermek istemediğinin mesajını verdiğini belirtti.
FETÖ ağzıyla analiz yazdılar
Analizde Cumhurbaşkanı Erdoğan için “Güç sevdalısı” diyerek haddini aşan Bild, “Erdoğan güçlendikçe Türkiye zayıfladı“ ifadelerini kullandı. PKK ile iltisaklı belediyelere kayyım atanmasını eleştiren Bild analizinde “Bu gücü Erdoğan arsızca kullandı. Kürt savunucusu olan HDP‘li politikacı Selahattin Demirtaş’ı hapse attı öğretmenleri, profesörleri, memurları, gazetecileri, insan savunucularının veyahut üniversite öğrencilerini tutuklattı“ ifadeleri ile FETÖ’cü ağzı bir ifade yöntemi kullandı.
Bu nasıl bir nefret?
Türkiye’deki yaşanan gelişmeleri çarpıtan Bild, ülkenin şuan kötü durumda olduğunu, ekonominin inişte olduğunu, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan güvenini kaybettiğini söyledi. Türkiye’de enflasyonun çok yüksek olduğunu belirten Bild, Türkiye‘nin dış politikaya karşı ise hiç olmadığı kadar kapalı olduğunu, dış politikaya karşı set çektiğini söyledi. Türkiye’nin, komşu ülkeleriyle iletişim kurmaya çalıştığını fakat Avrupa ve Amerika ile olan ilişkisinin en dipte olduğunu vurgulayan Bild, Erdoğan‘ın uluslararası diplomaside istenmeyen kişi olduğunu iddia etti. Bu yüzden de İstanbul seçmenin Erdoğan’a seçimin tekrarlanma gücünü vermek istemediğini ifade eden Bild, Erdoğan’a seçimi kaybettirerek bu mesajı verdiklerini ve bu seçimin daha çok şey gösterdiğini belirtti.
Bild-CHP ittıfakı
Bild Gazetesi analizinde, “Bu demokratik seçimlerle güç değişiminin Türkiye’de hala mümkün olduğunu gösterdi ya da öyle değil mi?“ ifadelerine yer vererek, Erdoğan‘ın İmamoğlu’na karşı bazı suçlamalar yönelterek onu suçlu hale getirip görevinin tekrar elinden alınmamasını umduklarını söyleyerek Vali‘ye küfür ettiğini hatırlatıp ceza alma durumu ihtimaline işaret etti. Bu durumu da “Fakat İmamoğlu‘na karşı böyle bir darbe girişimi sağlayabilecek mi?“ sözleriyle ifade eden Bild Gazetesi’nin Erdoğan karşıtı, İmamoğlu yanlısı tutumu İmamoğlu’nun arkasındaki güçlerin kim olduğunu bir kez daha açıkça gözler önüne sermektedir.
“Erdoğan dönemi sona eriyor”
Avrupa ve Amerika basınının 23 Haziran ile ilgili haberlerine bakıldığında İmamoğlu’nun Avrupa ve Amerika tarafından çoktan seçilmiş ve kabul edilmiş bir politikacı olduğunu görmekteyiz. Amerikan gazetelerinin 23 Haziran ile ilgili haberlerine bakacak olursak: New York gazetesi, “Türkiye’nin Cumhurbaşkanı İstanbul’daki seçimlerin tekrarında can acıtıcı bir yenilgi aldı” başlıklı haberinde, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi kariyerinin en büyük mağlubiyetini aldığını” ifade etti. Wall Street Journal gazetesinin, İmamoğlu’nun seçim galibiyetini duyuran ‘Erdoğan için can acıtıcı bir yenilgi’ haberinde de, bu sonucun “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mega kentteki çeyrek asırlık hakimiyetine son verdiğini ve uzun süredir siyaset sahnesine hakim olan iktidar partisindeki sorunları gözler önüne serdiğini” belirtti.
Ta Nea’dan alçak manşet: Sultan’a tokat
Ülkenin çok tirajlı gazetelerinden Ta Nea seçim sonuçlarını “Sultan’a tokat, İmamoğlu tekrar kazandı” manşetiyle duyurdu. Haberde Erdoğan ve politikalarının bir kez daha demokrat adayı karşısında yenilgiye uğradığı, Ekrem İmamoğlu’nun pazar günü yapılan seçimleri rakibi Binali Yıldırım’a karşı çok büyük bir farkla kazandığını belirtildi. 23 Haziran seçimlerinde dış basın yine şaşırtmadı. Seçimler her ne kadar Cumhur İttifakı’nın adayı Binali Yıldırım ile Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu arasında gerçekleşmiş olsa da Avrupa ve Amerika medyasına göre sanki seçim Recep Tayyip Erdoğan ile Erdoğan karşıtları arasında geçmiş gibi lanse edilmiştir. Avrupa ve Amerika basını tarafından İmamoğlu’nun galibiyetinin mutlulukla karşılanması şu soruyu akıllarda uyandırmaktadır: İmamoğlu Avrupa ve Amerika’nın ortaya çıkardığı bir aday mıydı?