Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) Bakü Buluşması’nda açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

“Amacımız tek bir soydaşımızın dahi dışarıda kalmayacağı bir yapıyı tesis etmektedir. Türk dünyası olarak hem birbirimize hem dünyanın farklı bölgelerine göç veriyoruz. Geleceklerini kendi ülkelerinde değil başka ülkelerde görmeye başladılar.  Sadece işçiler değil doktorlar, akademisyenler var. Ayrıca doğrudan iş kurmak, yatırım yapmak yurt dışına giden girişimcilerin sayısı artıyor.”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de, Dünya Türk İş Konseyi Toplantısı’na katılarak konuşma yaptı. ( Cumhurbaşkanlığı / Murat Çetinmühürdar – Anadolu Ajansı )

TÜRK MÜTEŞEBBİSLERE DAVET

Her türlü imkansızlığa rağmen ulaştıklarını konumdan mutlu oluyoruz. Yine DEİK bünyesinde kurulan Türk İş Konseyini kurduk. Ekonomik bakımdan kalkınmış bir Türk toplumunun anavatana daha çok katkıda bulunacağı açıktır. Yurtdışında yaşayan Türkler için bu çatı bir referanstır. Buradan yurtdışında yaşayan tüm müteşebbislerimizi Dünya Türk İş Konseyi’ne üye olmaya çağırıyorum.”

Özbekistan’ın tam üyeliği ile konsey daha da güçlenmiştir. Bu sene 10. yılını kutlayan konseyin Türkmenistan’ın katılımı ile yerine pekiştireceğinin inancındayım. Amacımız tek bir soydaşımızın dahi dışarıda kalmayacağı bir yapıyı tesis etmektir.

İş dünyasının lokomotifi olmadığı her proje eksiktir. Türk dünyası olarak hem birbirimize hem dünyaya göç veriyoruz. Her yıl binlerce insanımız göç ediyor. İkili ticaretimizin önündeki engelleri kaldırırken ortak ulaşım projeleriyle mesafeleri kısaltıyoruz.

“BİR MİLLETİN İKİ DİASPORASI OLMAZ”

300 milyonluk Türk dünyası içinde barındırdığı potansiyeli ancak böyle hayata geçirebilir. 15-20 sene öncesine göre büyük bir mesafe aldık. İş dünyasının da bu süreç içerisinde olması gerekmektedir. 6.5 milyon vatandaşımız başta Avrupa olmak üzere dünyanın yüzlerce bölgesinde yaşıyorlar. Değerli dostum Aliyev’in dediği gibi bir milletin iki diasporası olmaz. Kazak, Özbek, Türkmen, Çeçen tüm kardeşlerimize Türk diasporasının doğal üyesi olarak bakıyoruz.

“DOST BİLDİKLERİMİZİN AYAK OYUNLARINA MARUZ KALDIK”

Bizler coğrafi konum nedeniyle terör tehdidine daha fazla maruz kalıyoruz. DEAŞ’tan FETÖ’ya PKK’dan El Kaidesi’ne kadar dünyanın en kalleş terör örgütlerinin hedefi olmuş vatandaşlarını kurban vermiş bir ülkeyiz. 40 yıllık terörle mücadelemizde pek çok hadise yaşadık. Dost bildiklerimizin ayak oyunlarına maruz kaldık.

“HER TÜRLÜ YAPTIRIMA MARUZ KALDIK”

DEAŞ ile mücadele gerekçesiyle vahşi bir terör örgütünün TIR’lar dolusu silahla donatıldı. Dünyanın gözü önünde yaşandı. Dergilerinin kapakları terörist fotoğraflarıyla süslendi. Ambargodan yaptırıma kadar türlü tehditlere maruz kaldık.”

ARAP LİGİ’NE SERT ELEŞTİRİ

Suriye’nin kuzeyinde PKK’nın yan unsurları durumdaki PYD/YPG ve DEAŞ terör örgütlerinden temizlemek ve gerçek sahiplerine teslim etmek istiyoruz. El Bab’da yaptık. DEAŞ’tan temizledik. 3 bin 500 DEAŞ’lıyı temizledik.  Cerablus’ta şimdi Türkler mi var, gerçek sahipleri var. Avrupa, Arap Ligi bunları görmüyor mu? Bu Arap Ligi Suriye’yi Arap Ligi’nden çıkaranlar değil mi? Şimdi bu operasyon nedeniyle Suriye’yi yeniden Arap Ligi’ne almayı planlıyor.

“ATTIĞIMIZ BU ADIMDAN VAZGEÇMEYİZ”

Türkiye NATO’nun üyesi mi, üyesi. AB’nin hemen hemen tamamı NATO üyesi mi, üyesi. Ne zamandan beri NATO üyelerine karşı terör örgütlerini savunur hale geldiler. Yoksa bu terör örgütlerini NATO’ya üye yaptınız da benim mi haberim olmadı? Bu iki yüzlülük neyle izah edilebilir. PKK’nın yan kolları birlikte hareket ediyorlar. DEAŞ’lıların çıkarıldığı hapishanede terörist başının fotoğrafları var, işte ispat. Onun için biz bu attığımız adımdan vazgeçmeyeceğiz. Ne derseniz deyin.

“TÜRKİYE ŞU ANDA YEK VÜCUT”

Biz Suriye Milli Ordusu ile oradayız. Şu anda yolculuğumuz devam ediyor. Şu anda bütün kardeşlerimiz, Mehmetçiklerimiz bu mücadeleyi sürdürürken biz buradayız. Yarın yeniden bir araya geleceğiz. Terör örgütünün sözde siyasi tarafı var, onun haricinde hep beraberiz. Türkiye şu anda yek vücut. Terörü kaynağında yok etme irademizi sekteye uğratmadık.”

“BUNLAR HER ZAMAN SİVİL ÖLDÜRDÜ”

Harekatımızın iki önemli amacı var. İlki Suriye’nin kuzeyindeki terör tehdidinin ortadan kaldırılması. Buradan bize tehdit var. 700’ü aşkın havan topu bizim ülkemize ilçelerimize atıldı. 18 şehidimiz var. Bunun yanında 200’e yakın yaralımız var. 9 aylık Muhammedimiz şehit oldu. Sivil öldürmüyordu hani bunlar? Bunlar her zaman sivil öldürdü. Sivil vatandaşlarımızı öldürmedikleri zaman mı var?”

“GELSİNLER O ANNELERİ DİNLESİNLER”

Malum partinin önünde haftalardır ağlayan anneleri neden görmüyorsun ey Avrupa. Farklı olduğu zaman gönderiyordunuz, gelsinler o anneleri de dinlesinler. Gelse de gelmese de biz bu yola kararlılıkla devam ediyoruz. Bunlar etnik temizlik yaptılar. barış Pınarı Harekatı başladığından bu yana 700’ün üzerinde havan ve roket atıldı. 18 insanımız hayatını kaybetti. Ey Arap Ligi, şu anda 3 milyon 650 bin Arap bizim topraklarımızda misafir. Neden görmüyorsunuz bunları? Nereden kaçtı bunlar? Suriye’den varil bombalarından kaçtılar. Bir kardeşlik görevi yapıyoruz. Siz bir kuruş destek mi verdiniz bunlar için. Şimdi Türkiye ile ilgili ileri geri kararlar alıyorsunuz. Alsanız ne yazar almasanız ne yazar.”

“40 MİLYAR DOLAR HARCAMA YAPTIK”

AB söz verdi, 6 milyar euro destek verecekler… Şu ana kadar ne verdiler, 3 milyar euro. Biz şu ana kadar 40 milyar dolar harcama yaptık. Gelse de gelmese de yapmaya devam edeceğiz. Bizim medeniyetimizde bu tür darda kalmışların elinden tutmak var. Bu mücadelede 9’undan bu yana şimdiye kadar 550’nin üzerinde terörist etkisiz hala getirildi. 500’ü ölmüş vaziyette. 26’sı yaralı durumda, 24’ü de teslim olmuş durumda. Barış Pınarı Harekatı’nın Kürtleri hedef aldığı, siyasi çözümü tıkayacağı, insani felakete yol açacağı gibi iddiaların hepsi yalan ve iftiradır. Şu anda benim partimin parlamentodaki Kürt milletvekili sayısı 50’dir. Ayrımcılık olsa herhalde bu olmazdı.”

“TÜRKİYE EN AĞIR BEDELİ ÖDEDİ”

Türkiye, Suriye kaynaklı düzensiz göçe en fazla maruz kalan ülke, en ağır bedeli ödedi. Yaptığımız harcama 40 milyar doların üzerinde. Tüm liderlere Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge ilan edelim dedik. Bu insanları çadırlardan kurtaralım dedik. Hepsi çok güzel dedi ama destek vermeye gelince kimse bir kuruş vermedi. Buraya kimler gelecek, mülteciler gelecek. Uluslararası toplumdan istediğimiz karşılığı alamadık. Bugüne kadar verdikleri sözleri tutmadılar. Fedakarlığımızın kıymetini bilmediler. YPG terör örgütü meşrulaştırılmaya çalışıldı. Türkiye’nin sabrı kalmadı ve kendi göbeğini kendi kesmeye karar verdi.”

“BAŞLADIĞIMIZ İŞİ MUTLAKA BİTİRECEĞİZ”

Türkiye Barış Pınarı Harekatı ile en az Kıbrıs Barış Harekatı kadar hayati öneme sahip bir adım atmıştır. Açık söylüyorum başladığımız işi muhakkak bitireceğiz. Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez. Biz de nihai zafere ulaşana dek mücadelemizi sürdüreceğiz.

Editör: Haber Merkezi