Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramankazan ilçesi Ahi Köyü’nde, 49 mahalleden gelen çiftçiler ve aileleriyle iftarda bir araya geldi.
Sözlerine “Köyümüzün muhtarı Ali Anar başta olmak üzere, 15 Temmuz’da şehit verdiğimiz tüm kardeşlerime Allah’tan rahmet diliyorum.” diyerek başlayan Erdoğan, Türkiye tarihinin en alçak ihanet girişimine göğüslerini siper ederek geçit vermeyen tüm vatandaşları bir kez daha minnetle selamladı.
Erdoğan, darbenin merkezinde yer alan hava üssündeki hainlere inat, ezanlarını ve bayraklarını korumak için gözlerini kırpmadan ölümün üzerine yürüyen tüm Kahramankazanlılara şükranlarını sundu.
Kazan ilçesinin, isminin başına “kahraman” ifadesini bir lütuf olarak değil, verdiği 9 şehit ve 92 gaziyle, yüreğinin ve bileğinin hakkıyla elde ettiğini belirten Erdoğan, kendisini dinleyenlere, “Şu güzel topluluğun içinde şehitlerimizin yakınları var, gazilerimiz var. Allah onlardan da razı olsun ki, onlar şehitlerimizle beraber ‘Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın. Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.’ diyerek, bütün o uçakların, helikopterlerin, tankların, topların üzerine yürüdürler ama bu toprakları o alçaklara vermediler, verdirmediler.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramankazan’dan yükselen bu kahramanlık ateşi sönmediği müddetçe, bu millete kimsenin diz çöktüremeyeceğini, bu bayrağı kimsenin indiremeyeceğini, bu ezanları kimsenin susturamayacağını, bu vatanı kimsenin bölemeyeceğini, bu devleti kimsenin yıkamayacağını vurgulayarak, “İşte onun için birileri anlamaz ama varsın anlamasınlar, bizim Rabiamız var.” ifadesini kullandı.
“Asla o paçavraları kimse bize yutturmaya kalkmasın”
Rabia işareti yapan Erdoğan, Rabia’nın içinde tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devletin bulunduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Biz tek milletiz, 80 milyon tek milletiz… Bu akşam burada olduğu gibi. Bizim tek bayrağımız var. Asla o paçavraları kimse bize yutturmaya kalkmasın. Bayrağımızın rengi şehidimizin, gazimizin kanının rengidir. Hilal, bağımsızlığımızın ifadesidir. Yıldız, her yıldız bir şehidin ta kendisidir. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Vatan nasıl vatan olur? Şehidin kanıyla yoğrulduğu zaman vatan olur, yoksa kuru kuruya bir topraktır.”
Erdoğan, “Bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka bir devletimiz yok.” diyerek, şunları kaydetti:
“Kimse bize devlet içinde devlet yutturmacası yapmasın. Yok paralel devletmiş, yok şu devletmiş, yok bu devletmiş. Sıkıysa Pensilvanya’da durma, buraya gel. Onlar kendilerine başka yerlerde vatan arıyorlar, işte buralardan kaçıp oralara sığındılar. Şimdi oralarda koruma altındalar. Biz de ‘verin bu adamı bize’ diyoruz. Bu adam bu ülkeye ihanet etmiştir, bu adam teröristtir. Şu ana kadar hala vermediler ve orada çiftlikte bey bey kalıyor.
Oradan da dünyadaki bütün o FETÖ teröristlerini yönetiyor. Biz de dost bildiklerimize sesleniyoruz, verin. Eğer verilmeyecekse gün ola harman ola… Böyle bir milletin, hele hele o 15 Temmuz gecesini yaşayan böyle bir milletin bir mensubu olmaktan, cumhurbaşkanı olmaktan, böyle bir milletin hizmetkarı olmaktan iftihar ediyorum, Allah’ıma hamd ediyorum.”
“İspatlayamazsanız alçaksınız”
Özellikle son 3 yıldır adeta kesintisiz bir şekilde süren bu saldırılara karşı milletle omuz omuza tarihi bir mücadele verdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kirli senaryoların ardı arkasının kesilmediğine dikkati çekti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bir gün milletimizin teslim olacağını sananlara anlaşılan o ki 15 Temmuz’da verdiğimiz ders yeterli gelmemiş. Birileri yolda yürüyor şimdi, İstanbul’a yürüyeceklermiş. 15 Temmuz gecesi neredeydin? Benim milletim, benim vatandaşım İstanbul Atatürk Havalimanı’nda F16’ların altında dururken, helikopterlerin bütün o saldırılarına karşı dururken sen nerdeydin? Oraya geliyorsun saat 23.15 ve ‘darbe oldu’ diyorlar. Beyefendi oradan hemen bir resmi araca bindiriliyor ve Bakırköy Belediye Başkanı’na gidiyor. Belediyenin misafiri oluyor. Açıklamalarına bakın, çok enteresandır. Ne diyor? ‘Oteller kapalıydı onun için belediye başkanımıza misafir oldum’ diyor. Şecaat arz ederken sirkatin söylüyor ve utanmadan, sıkılmadan şimdi de bu darbeye bir kılıf uyduruyor. ‘Örtülü darbe girişimi’ diyor. Kimin lafı bu? Pensilvanya’daki o FETÖ denilen örgüt başının tabiri. Onu aynen kullanıyor.
Şimdi daha da ileri gidiyorlar. Bu milleti tehditle, şantajla, gizli-açık kumpaslarla alt edemeyeceğini anlayınca, bu sefer başka yollara sapıp, gündem oluşturmaya kalkıyorlar. Çıkmış mesela bana kendisinin grup başkanvekili midir ne karın ağrısı… 3.5 milyar dolar benim mal varlığım varmış. Şimdi bunu söylüyor. Utanmadan, sıkılmadan çıkıyor genel başkan denilen bu kişi, o da ‘namusluyum ben’ diyor. Sen bunu bugüne kadar çok söyledin. Biz sana bu dediklerinin böyle olmadığını da mahkeme kararlarıyla, herşeyle çok ispat ettik. Şimdi bak Kahramankazan’dan sesleniyorum, ey Kılıçdaroğlu, senin bu adamının yaptığı açıklamayı ispatlayamazsanız alçaksınız, namustan yoksunsunuz. Eğer bizim böyle bir malımız, böyle bir varlığımız olmuş olsaydı Türkiye’de bu hizmetleri kimse göremezdi. Eğer bu ülkede bu hizmetler yapılmışsa ta Ahi Köyü’ne bu asfaltlar gelebiliyorsa, bunlar o yolsuzluklarla gelmediler. O yolsuzluklar yapılmadığı için geldiler.
Ey Kılıçdaroğlu, 260 bin derslik 15 senede yapıldı bu ülkede. Üniversitelerimizin sayısı eğer bugün 74, 75’ten 184’e çıktıysa bizim bu kılı kırk yararak attığımız adımlarla yapıldı. 25 havalimanı 55’e çıktıysa bunlar kılı kırk yararak attığımız adımlarla oldu.”
“Eline diline dursun”
Bununla kalmadıklarını vurgulayan Erdoğan, artık Türkiye’de hastanenin olmadığı il kalmadığını ve neredeyse büyük ilçelerin hepsinde hastane bulunduğunu aktardı.
Şimdi de şehir hastanelerine başladıklarını, Yozgat, Isparta, Mersin ve Balıkesir’de bitirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da ise 2 şehir hastanesi yapımının hızla devam ettiğini bildirdi.
Erdoğan, bunların dünyada örnek muhteşem hastaneler olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
“Bütün bunların yanında adalet saraylarıyla…Bunlarla beraber şu anda 79 senede cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmışken -‘otoyol’ demiyorum, bölünmüş yol- biz şu 15 senede 19 bin kilometre bölünmüş yol yaptık.
Eline diline dursun, bu yollardan gidip geliyorsun, görmüyor musun? Bu havaalanlarından uçuyorsun, gidip geliyorsun, görmüyor musun? Şu anda THY dünyanın ilk 7’si içerisinde. Buralara durup dururken gelmedik. Öyle kasasında 3 milyar dolar malı olacak, parası olacak ve bu yatırımlarda yapılacak. Böyle şey olur mu? Bitmedi. İstanbul’da Marmaray’ı yaptık. Ecdadımızın eski eskiz çalışmalarını yaptığını, biz hayata geçirdik. Denizin altından Asya’yı Avrupa’ya bağladık. Dedik ki yetmez. Oradan raylı sistem geçiyor. Bir de otomobillerin geçmesi lazım. Asya’yı Avrupa’ya yine denizin altından, yine bir tünelle bağladık. Dedik ki bu da yetmez. Tuttuk, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık. 4 gidiş, 4 geliş. Dünyanın ilkleri arasında. Şimdi bu köprüden bir de demiryolunu yapıyoruz, bu köprünün üzerinde. Kılıçdaroğlu senin havsalan almaz bunları, havsalan. O ağzı olup konuşana da söyle de haddini bilsin, haddini bilsin. Müddei, hukukta tabirdir bu, kuraldır iddiasını ispatla mükelleftir. İddiasını ispat edemiyorsa, o dönüp dolaşıp bumerang gibi onu vurur.”
“Heveslerini kursaklarında bırakacağız”
Erdoğan, İzmir Otoyolu, Körfez’de Osmangazi Köprüsü’nü yaptıklarını anımsatarak, şu anda İstanbul-Bursa’nın 1 saat 15 dakikaya düştüğünü aktardı. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Nerelerden nerelere geldik ve inşallah bittiği zaman İstanbul-İzmir arası 2 saat 45 dakikaya falan düşüyor. Biz çalışıyoruz. Bizim bu millete aşkımız var, bu millete sevdamız var. Yapacağımız çok iş var, bu ülkede.
Bunların yapacağı iş de şu; iftira. Sürekli iftira atsınlar. İftira at, tutmazsa iz bırakır. Yaptıkları iş bu. Ama tutmayacak. Milletimiz bizim kim olduğumuzu gayet iyi biliyor. Onun için biz de daha çok çalışacağız, daha çok çalışıyoruz.
İnşallah bölgemizdeki krizleri ülkemize taşımaya çalışanların heveslerini de kursaklarında bırakacağız. Enerjide attığımız adımlar da ortada. Çok ciddi adımlar atıyoruz ve Türkiye enerjide dışa bağımlılıktan büyük ölçüde kurtuldu, kurtulmaya devam ediyor. Teröristleri yurt içindeki ve yurt dışındaki inlerinde bulup yok ederek, bu kirli oyunu da mutlaka bozacağız. Bak Tendürek’te vuruyoruz, Cudi’de vuruyoruz, Gabar’da vuruyoruz, Bestler Dereler’de vuruyoruz, vuracağız ve onlar silahları gömene kadar biz onları gömeceğiz. Aynı şekilde Kandil’e kadar uzanacağız, uzanıyoruz.”