Ekranlarda FETÖ anlatan on civarında eski FETÖ üyesi var. Tövbe etmişlerdir, nedamet getirişlerdir, pişman olmuşlardır eyvallah. Beyan esastır hepsine kabul. Bu mesele değil. Mesele onların anlattığı FETÖ!
Öyle bir FETÖ anlatıyorlar ki, karşımızda insanlık tarihinin en büyük ve en derin yapısı var sanki. Amerikan filmlerinden çıkmış psişik güçleri olan paranormal bir şey anlatıyorlar.
Bu anlatılanların FETÖ mücadelesinde zerre faydası olduğunu düşünmüyorum. Aksine kamuoyunun algısında, eli kanlı, çıkarcı, kibirli, para sever işe yaramazların büyütülmesine sebep olduklarına inanıyorum.
Rasyonel bir ifşa yapmadılar şu ana kadar hiç. Hiç kimseyi deşifre etmediler. Tedbir almamız gereken, biz sivilleri ilgilendiren bir uyarıda hiç bulanmadılar şu ana kadar. Varsa yoksa “Her yere sızdılar”, “Her yerde adamları var”, “Amerika’dan da büyükler” lakırdıları.
Şimdi de 14 Ağustos’ta “Fetullah Gülen deprem yapacak” diye anlatamaya başladılar. Bu ifadelerin hepsi teknik olarak kara propaganda sınıfına girer. Hüsnüzan edelim kasıt yok diyelim ama netice itibariyle kasıtsız da olsa “kara propaganda” yapıyorlar.
Kolombiya FARC tecrübesi ve İngiltere IRA tecrübesi şöyle bir pratiği ortaya koyuyor: “Eski teröristlerin hepsi sadece kendi söylediklerinin doğru kabul edilmesi gerektiğini, hatta örgütle mücadelede kendilerinin lider olması gerektiğini iddia ederler. Örgütte kaçırdığı kahramanlık fırsatını bu sefer örgütle mücadele ederek yakalamaya çalışırlar. Bu sebeple sürekli ‘Ben demiştim, beni dinlemediniz giderek daha kötü olacak’ diye anlatırlar…”