Eski Bosna-Hersek Federasyonu Kültür ve Spor Bakanı Salmir Kaplan, “Türkiye, bugünkü Türkiye olsaydı, Bosna Hersek’teki savaş üç yıl devam etmezdi. Türkiye, son 13 yıldır dünyada itibarı olan güçlü bir ülke. Türkiye bu yoldan devam mı edecek, yoksa istikrarsızlıklar, krizler dönemine geri mi dönecek? Şimdi herkes bunu seçecek” dedi.
Kaplan, yaptığı açıklamada, Pazar günü düzenlenecek genel seçime ve gündeme dair değerlendirmede bulundu.
Dünyanın her yerinde insanların bir siyasetçiyi sevip sevmeme ve özgür bir seçim yapma hakkına sahip olduğunu söyleyen Kaplan, “Fakat istatistik diye, bilgi diye bir şey var. Türk halkı, seçeceği kişinin Türkiye’yi nereye götüreceği konusunda iyi düşünmeli” ifadesini kullandı.
Kaplan, Bosna’daki savaş boyunca Türkiye’nin kendilerine yardım ettiğini hatırlatarak “Hiç kimse ‘Yardım etmedi’ diyemez. Türkiye, bugünkü Türkiye olsaydı, Bosna-Hersek’teki savaş üç yıl devam etmezdi. Türkiye, son 13 yıldır dünyada itibarı olan güçlü bir ülke. Türkiye bu yoldan devam mı edecek, yoksa istikrarsızlıklar, krizler dönemine geri mi dönecek? Şimdi herkes bunu seçecek. İnanıyorum ki Türk halkı doğru bir seçim yapacak” diye konuştu.
Bosna-Hersek’in ilk cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç tarafından kurulan Demokratik Eylem Partisi’nin (SDA) Stolac İl Başkanlığını yürüten Kaplan, Türkiye’den bazı kesimlerin, Bosna’daki savaşta yapılan Markale Katliamı’nı Ankara’daki terör saldırısıyla özdeşleştirmesine ve Markale’deki katliamın Boşnaklar, Ankara’daki saldırının da hükümet tarafından “kendi halkına yönelik saldırılar” olduğunu ima etmesine tepki gösterdi.
Kaplan, şunları kaydetti: “Bu kimseler, bunları söyleyerek hem Boşnaklara hem de kendi vatanına ihanet etmiş oluyor. Tabii ki biz demokrasiye saygı duyuyoruz. Seçimlerde kim kazanırsa hükümeti de o kuracak ama böyle düşünen kimselerle herhangi bir alanda işbirliği yapmak çok zor. Çünkü bu insanlar, iktidara gelmek için her şeyi kullanıyor. Eminim ki böyle düşünen insanlar iktidara gelirse işbirliğimiz, Türkiye’den Bosna-Hersek’e gelen yardımlar ve Türkiye’nin AB’deki, NATO’daki, hatta tüm dünyadaki itibarı azalacaktır. İnşaallah bu gerçekleşmez.”
“Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması”nın (FETÖ/PDY) Türkiye’deki gibi tüm devlet mekanizmalarını ele geçirme amaçları olmasa da örgütün Bosna-Hersek’te de devletin bazı mekanizmalarını kontrol etmeyi hedeflediğini savunan Kaplan, “17 Aralık’taki senaryo neydi? İran olmak değil miydi? Humeyni, 1979 yılında nasıl Paris’ten İran’a dönmüşse Fethullah Gülen de aynı şekilde 2013 yılında Türkiye’ye geri dönmek istemedi mi? Fethullah Gülen, ülkesine Humeyni gibi geri dönmek istedi” dedi.
Kaplan, “İran mı olacağız” diye endişesi olan kesimin, şimdi bu örgütün sözüne uyarak Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) oy verdiğini ileri sürerek HDP’ye oy verildiği takdirde Türkiye’nin sadece “savaş alanı” olabileceğini söyledi.
FETÖ’nün, zamanında Bosna-Hersek’e gelerek burada da örgüt yapısını kurmaya başladığını ifade eden Kaplan, örgütün tarihine iyi bakılması gerektiğini, bugüne kadar hangi partilere destek verdilerse kimlerle işbirliği yaptılarsa onlara ihanet ettiklerini, bu nedenle onlarla beraber Türkiye’nin de ileri gidemeyeceğini vurguladı.