Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Etnik köken, cinsiyet, inanç, gelir grubu ayrımı yapılmadan tüm vatandaşlarımız eşit muamele görmektedir, başta yaşam hakkı olmak üzere, tüm temel haklar ve özgürlükler anayasamızın garantisi altındadır. Eşit muamele göremeyecek olanlar, temel hak ve özgürlüklerden şikayeti olanlar, olacaklar teröristlerdir; onlara da böyle bir garantimiz söz konusu olamaz.” dedi.
Fuat Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, sadece Türkiye ve İslam dünyası değil, tüm dünyaya, planların değil insanlığın ortak sesinin yön vermesi gerektiğini her fırsatta vurguladığını ifade etti. Oktay, böyle bir liderin, kendi ülkesinde herhangi bir şekilde vatandaşlarına farklı muamele yapılmasına razı gelmesinin mümkün olmadığını, bu yöndeki eleştirileri reddettiklerini söyledi.
Hükümetin iktidara geldiğinden beri bu perspektifle herhangi bir etnik, mezhepsel ve din konusunda ayrım yapmadığının altını çizen Oktay, şunları söyledi:
“Tüm vatandaşlarımızın eşit anayasal haklara sahip olduğunu kabul ederek, politika geliştirmekte ve uygulamalarını bu doğrultuda yürütmekteyiz. Bu anlayışla etnik köken, cinsiyet, inanç, gelir grubu ayrımı yapılmadan tüm vatandaşlarımız eşit muamele görmektedir, başta yaşam hakkı olmak üzere, tüm temel haklar ve özgürlükler anayasamızın garantisi altındadır. Eşit muamele göremeyecek olanlar, temel hak ve özgürlüklerden şikayeti olanlar, olacaklar teröristlerdir; onlara da böyle bir garantimiz söz konusu olamaz. Ama onlar da gerekli muameleyi yine yasalarımız ve anayasal çerçevede, bir hukuk devletinin vermesi gereken, bir hukuk devletinden alması gereken muameleyi alacaklardır, göreceklerdir.”
Oktay, diğer taraftan, Türkiye’ye diz çöktürmek isteyen ve istediği gibi yönlendiremediği için antidemokratik tüm güçleri harekete geçirmeye çalışan ve bunu yaparken de terörü kullanmaktan çekinmeyen terör örgütlerinin varlığının da çok açık bir gerçek olduğuna işaret etti.
FETÖ ve PKK ile mücadeleye değinen Oktay, “Herkes çok iyi bilmelidir ki Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, bu ve benzeri ayrılıkçı, bölücü, yıkıcı hiçbir terör örgütüne fırsat vermemeye var gücümüzle devam edeceğiz. İnsanımızın onurunu ve yaşam hakkını korumayı sürdüreceğiz.” dedi.
Oktay ayrıca, “Bizim mücadelemiz PKK/PYD/YPG terör örgütüyledir. Kürtler bizim asli unsurumuzdur. Terör örgütleri Kürtleri asla ve asla temsil etmemişlerdir, bundan sonra da temsil edemezler.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2020 yılı bütçesini ülkenin her kesimini düşünerek hazırladıklarına dikkati çekerek, “Bütçeden 3,4 milyon kamu çalışanı için yaklaşık 334 milyar maaş, ücret ve sosyal güvenlik prim ödemesi yapılacaktır. Aileleri ile birlikte 16 milyon vatandaşımız bütçe imkanlarından doğrudan yararlanmaktadır. 290 bin işçimizin ücretleri ve sosyal güvenlik prim ödemeleri bütçeden karşılanmaktadır. Bütçeden işçilerimiz için yaklaşık 24 milyar lira ödeme yapılması öngörülmektedir.” ifadelerini kullandı.
“2020 bütçesi, halka hizmet bütçesi”
Oktay, 31 bin KOBİ ve girişimciye 1,4 milyar lira KOSGEB destek ödemesi yapılmasının da planlandığını belirterek, şunları kaydetti:
“2,7 milyon çiftçimize 22 milyar lira ödeme yapılması öngörülmektedir. 24,3 milyon ilk, orta ve yükseköğretim öğrencisinin faydalandığı eğitim hizmetleri için 176 milyar lira kaynak aktarılması planlanmaktadır. Sağlık hizmetleri için yaklaşık 189 milyar lira kaynak ayrılmış olup, bu hizmetlerden 82 milyon vatandaşımız yararlanmaktadır. Engelli, evde bakım ödemeleri, 65 yaş üstü muhtaç vayandaşların maaşı, ödeme gücü olmayan vatandaşlarımızın sağlık primleri gibi sosyal harcamalar için ise yaklaşık 70 milyar lira kaynak ayrılmıştır. Tüm bu veriler, 2020 bütçesinin halka hizmet bütçesi olduğunu açıkça göstermektedir.”
2002 yılında bütçenin yüzde 43,2′ si faize giderken, 2020’de bütçenin yüzde 12,7’sinin faiz giderlerine ayrılmasının öngörüldüğünü de dile getiren Oktay, “2020 bütçesi 2002 yılından bu yana aralıksız olarak, milletimizin bize güvenini temsilen verdiği yetkiyle hazırlanmıştır.” dedi.
Oktay, başka bir soruyu yanıtlarken, program bütçenin hayata geçirilmesine yönelik çalışmaları sürdürdüklerini belirterek, “Bu bütçeleme sistemiyle kamu kaynaklarını dağıtırken topluma sunulan hizmetlerden hangilerine öncelik verildiği programlar aracılığıyla burada gösterilecektir. Bu kapsamda 2020 idari performans programları, program bütçeye uygun şekilde Meclisimize sunulmuştur. 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ni ise tüm unsurlarıyla program bütçeye uygun bir şekilde hazırlamayı öngörüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Oktay, Bütçe Kanunu’nun, Hazine ve Maliye Bakanlığı dışında başka bir kurum tarafından parlamentoya sunulduğu başka bir ülke olup olmadığına ilişkin soruya ise bu konuda OECD Uluslararası Bütçe Uygulamaları ve Prosedürleri Veri Tabanına göre örnek olarak ABD, Arjantin ve Brezilya ve Belçika’yı gösterdi.
Oktay, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Meclis’in hükümeti denetleme yetkisi ve bu bağlamda erkler birliği iddiasına ilişkin olarak da yasama, yürütme ve yargı erklerinin ayrılığı bulunmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirtti.
“Hedefimiz 2020 Nisan”
Savunma Sanayii Başkanlığıyla ilgili soru ve eleştirilere ilişkin de Oktay, şunları söyledi:
“Öncelikle S-400 projesi kapsamında hazır alım olarak, tedarik edilen ilk unsurlar teslim alınmış olup, kurulum, yurt içi ve yurt dışındaki eğitimlerin tamamlanması süreçleri devam etmektedir. Hedefimiz 2020 Nisan ayında sistemin kullanıma hazır hale getirilmesidir. İkinci sistemin ise ortak üretim ve teknoloji transferini içeren bir modelle tedarik edilmesi hedeflenmekte ve çalışmalar bu doğrultuda sürdürülmektedir. Türkiye’nin hava savunma sistemi ihtiyacına yönelik yine diğer teklifler de buna Patriot teklifi de dahil değerlendirilmektedir. Bununla birlikte hava savunma sistemi alanındaki ihtiyaçlarımız kapsamında kendi milli sistemlerimizi de geliştirmeye devam ediyoruz.”
Savunma sanayi ihracatı ve ithalatı arasındaki farka ilişkin bir soruya da Oktay, ithalat rakamlarının yıllar önce envantere girmiş bakım ve idame işlemlerine yönelik tedarik alımlarından kaynaklandığını belirterek, ayrıca yurt dışından hazır olarak alınan büyük tedariklerin de ithalat rakamlarını etkilediğini söyledi.
Savunma sanayi ile ilgili Türk makina ve imalat sanayinde hammadde bulmada sıkıntı çekilebilecek alanlara dair tedbirlerin olup olmadığına ilişkin olarak da Oktay, yerli ve millileştirmeyle savunma sanayini olabildiğince bağımsız hale getirmek istediklerini ifade etti.
Oktay, bu konuda sıkıntı çekilmediğini belirterek, ileriye dönük olası sıkıntılarla ilişkin de Savunma Sanayii Başkanlığının birçok proje ve yatırımı bulunduğuna işaret etti. Bu konuda zırh çeliği, yüksek kalite alaşımlı çelik, nikel alaşımlı çelik, alüminyum alaşımları ve diğer metal alaşımları konularının da Ar-Ge ve üretim boyutunda sürdürüldüğünü, yüksek mukavemetli cam elyafı, karbon elyafı, bor kalbür üretim ve yatırımlarının da başlatıldığını vurguladı.
948 şirkette TMSF tarafından kayyum gönderildi
TMSF tarafından atanan kayyumlara ilişkin bilgi veren Oktay, ekim ayı itibariyle Türkiye’nin 37 farklı ilindeki mahkeme kararlarıyla toplam 948 şirkette TMSF tarafından kayyum görevlendirildiğini ve bu şirketlerin listesinin TMSF’nin internet sitesinde güncel olarak yayımlandığını söyledi.
Söz konusu şirketlerin yönetimine 136’sı TMSF personeli olmak üzere 262 kişinin atandığını anımsatan Fuat Oktay, TMSF’ye devredilen şirketlerin toplam aktif büyüklüklerinin, TMSF bünyesinde oldukları dönemde arttığını belirtti.
Hutbelerde siyasetin politikalarını destekleme iddiasına ilişkin Oktay, “Anaysa’nın 136’ncı maddesinin Başkanlığın stratejik amaçları arasında birinci sırada yer alan toplumun birlik ve beraberliğine, barış ve huzuruna katkıda bulunmak amacının gereği olarak hutbelerinde zaman zaman milli konulara değinilmektedir. Sınır ötesindeki askere, güvenlik birimlerine motive edici içerikler olabilir ama siyasete mesaj vermek şeklindeki şeyleri biz de kabul etmeyiz. Böyle bir şey olamaz, böyle bir uygulamayı biz de kabul etmeyiz.” ifadelerini kullandı.
Kıyılara ilişkin tüm yetkilerin Cumhurbaşkanlığına verildiğine dair iddaların gerçeği yansıtmadığını belirten Oktay, “Bu iddialar doğru değildir, tüm yetkiler Sayın Cumhurbaşkanımızda değildir. 3621 Sayılı Kıyı Kanunu ile 1 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine göre kıyılara ilişkin Cumhurbaşkanlığı makamınca yapılması öngörülen bir husus bulunmamaktadır. Kanunun 7’nci maddesine göre kıyı alanlarındaki imar planları, koruma alanları da dahil olmak üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu kapsamında kalan alanlardaki planlar ise Kültür ve Turizm Bakanlığınca onaylanmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Son 3,5 yılda bazı vatandaşların kaçırıldığına ilişkin bir iddia üzerine Fuat Oktay, şunları kaydetti:
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tüm kurum ve kuruluşlarıyla bir hukuk devletidir. Kurum ve kuruluşların görev ve yetkileri de kendi kuruluş kanunlarında açıkça belirtilmiştir. İddia edildiği gibi böyle bir durum, hiçbir kurumumuz nezdinde asla ve asla söz konusu değildir ve olamaz. Suç ve suçluya yönelik tüm işlemler gözaltı, tutuklama, soruşturma ve yargılamaların tamamı hukuk devleti kuralları çerçevesinde yürütülür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, vatandaşını kaçıracak kadar düşmez, düşmemiştir. 2 bin yıllık bir geleneği olan bir millete, devlete böyle bir iddianın atfedilmesi bile utanç kaynağıdır.”
Oktay, geçtiğimiz 5 yılda önceki yıllara oranla Sivil Toplum Kuruluşu sayılarında neden azalma olduğuna dair bir soruya, “29 Kasım 2014’te 102 bin 529 faal dernek bulunmaktayken bugün itibar 118 bin 384 faal dernek bulunmaktadır. İddia edildiğinin aksine 2014’ten bu yana dernek sayısında yaklaşık yüzde 15 artış gözlenmiştir. Ayrıca insanların kendilerini farklı ifade edebileceği sosyal medya, internet kanallar da artmıştır.” yanıtını verdi.
Ankara Garı terör saldırısı başta olmak üzere, birçok saldırının faili olan DEAŞ’lı İlhami Balı ve Gar davası sanıklarından Yakup Şahin’in MİT ile ilişkisi olup olmadığına dair soru üzerine Oktay, söz konusu şahısların MİT ile herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını söyledi.
Toplantıda, Cumhurbaşkanlığının yanı sıra Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, İletişim Başkanlığı, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Savunma Sanayii Başkanlığı bütçeleri de kabul edildi.
Başbakanlık, Kalkınma Bakanlığı ve Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün kesin hesapları da kabul edildi.