Batı’nın çirkin yüzünü artık saklamadığı bir dönemde, ABD’nin Türkiye ile olan tarihi müttefiklik ilişkisini bir kenara bırakarak terör örgütleriyle işbirliği içine girmesi ilişkilerde bir turnusol kâğıdı etkisi yaptı. Müttefiklik ilişkilerini meşru zeminden çıkararak terörle göbek bağı kurmaya kadar vardıran ABD’nin bu adımı geri dönüşü imkânsız bir süreci başlatıyor.

Muhammed Şimşek/Analiz 

ABD, Türkiye’nin güneydeki Suriye sınır hattı boyunca kendi kurdukları terör örgütü DAEŞ ile mücadele bahanesiyle PKK/PYD ve YPG’li teröristlerden oluşan gayrimeşru bir ordu kurdu. Bu orduya her türlü desteği veren ABD, aynı zamanda binlerce TIR dolusu yani bir orduya fazlasıyla yetecek miktardaki mühimmatı teröristlerin ayağına götürdü.

Hatta son süreçte teröristler ABD menşeli bu silahlarla Türkiye’ye karşı saldırılar da gerçekleştirdi. Teröristlere havadan ve karadan silah sevkiyatı yapılmaya başlandığı daha ilk günlerde, Türkiye, önümüzdeki tarihlerde bu durumun sınırda bir güvenlik tehdidine dönüşeceğini söylemiş ve ABD’yi bu konuda uyarmıştı. Ancak uyarıları dikkate alınmadığı gibi yaşananlar Türkiye’nin kaygılarının haklılığını bir kez daha ortaya çıkardı.

Her şeye rağmen geri adım atmayan ABD’nin kaos planları işlemeye devam etti.

Bölgede Akdeniz’e açılan bir terör koridoru kurmak için elinden gelen her türlü desteği veren ABD, en sonunda Türkiye’nin demir yumruğu “Zeytin Dalı” Harekâtının başlamasından sonra müttefiklik ilişkisini derinden yaraladığı yakın süreci yeniden gözden geçirmeye başladı.

Tam bu noktada ABD’nin başkenti Washington’da bir dizi temaslarda bulunan Avrupa Bölgesel Yönetimleri Onursal Başkanı Hande Özsan Bozatlı önemli değerlendirmelerde bulundu.

Türk-Amerikan ilişkileri ve Türkiye-AB ilişkileri konusunda çarpıcı tespitlerde bulunan Bozatlı Batı’da son dönemde Türkiye karşıtı söylemlerin arttığını gözlemlediğini anlattı.

ABD BU HATASINI İZAH EDEMEYECEK

Türkiye ile ABD arasındaki uzun yıllara dayalı müttefiklik ilişkisinin ciddi yaralar aldığına dikkati çeken Bozatlı, “Batı ve ABD, Türkiye ile tarihe dayanan dostluğunu terör örgütleriyle değiştirmesini Türk halkına hiçbir zaman anlatamaz. ABD tarihi bir hata yapıyor. Umarım bu hatadan dönerler çünkü Türk halkı bu konuda birlik olmuş durumda.” ifadelerini kullandı.

Avrupa Bölgesel Yönetimleri Onursal Başkanı Hande Özsan Bozatlı

Ulusal çıkarlar söz konusu olduğunda Türk halkının bir araya geldiğini söyleyen Bozatlı, “Milli menfaatler söz konusu olduğunda her şekilde hükümetin yanında, Suriye ve Irak’ta yapılan bütün hareketlerin yanında ve ordumuzun yanındayız. ABD, müttefiki olduğu Türkiye’yi bir terör örgütüne nasıl tercih ettiğini bize anlatamaz” değerlendirmesini yaptı.

ABD’NİN TERÖR İTTİFAKI

Diğer yandan ABD’de faaliyet gösteren düşünce kuruluşu Ortadoğu Enstitüsünün Terörle Mücadele Bölümü Direktörü Charles Lister ise, ABD’nin terör örgütü PYD/PKK’ya verdiği desteğin Türk-Amerikan ilişkilerine ciddi düzeyde bozucu etki yapmasının “kaçınılmaz” olduğunu vurguladı.

Türk-Amerikan ilişkilerindeki ana sorunun ABD’nin PYD/PKK’ya verdiği destek olduğunun altını çizen Lister, Suriye’deki kriz çözülmediği sürece PYD/PKK sorununun da çözülemeyeceğine işaret etti.

Charles Lister, “ABD’nin YPG ile en başından beri kurduğu iş birliğinin, Türk-Amerikan ilişkilerine ciddi bir bozucu etki yapması kaçınılmaz bir durumdu. (PYD/PKK’ya karşı) Türkiye’nin belirli bir noktaya geleceği belliydi; buna mukabil Amerikan yönetimi de SDG’ye ve YPG’ye desteğini kesmeyecekti. Bu noktada Amerikan yönetiminin kendini çok aldatıcı bir pozisyona düşürdüğünü düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

ABD DURMADAN DİL DEĞİŞTİRİYOR

ABD’nin PYD/PKK konusunda tutarsız bir çizgi izlediğini anlatan Lister, “2014’teki Kobani operasyonu başlamadan önce ABD hükümetinin Ulusal Terörle Mücadele Merkezi YPG’yi PKK’nın Suriye kolu olarak göstermişti. Ancak operasyon başladıktan ve onlarla (YPG ile) çalışmaya başladıktan sonra dil değişti ve o ibareler internet sitesinden silindi. Ancak ilginçtir ki ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) kısa süre önce YPG’yi yeniden PKK’nın Suriye kolu olarak etiketledi; bu çok çarpıcı bir durum. Demek ki bu noktada ABD Savunma Bakanlığı ile CIA arasında bazı ayrışmalar var. Belki de bu durum o kadar da sürpriz sayılmamalı; fakat Amerikan politikasındaki bu YPG tutarsızlığı önemli bir problem” şeklindeki sözleriyle bir durum tespiti yaptı.

ABD’nin hata üstüne hata yaptığını ve bu durumun ilişkideki güveni ciddi şekilde zedelediğini dile getiren Lister, “Umuyorum ki bir noktada iki taraf da bu durumun iki ülkenin de çıkarlarına uymadığını fark eder” temennisinde bulundu.

TÜRKİYE BİR ARAYIŞA GİRDİ

Lister, ABD’nin Suriye ve YPG politikasının Türkiye’yi Rusya’ya ittiği yönündeki yaklaşıma ilişkin, “Bu durum kaçınılmazdı. Türkiye, ABD ve NATO tarafından terk edildiğini hissediyordu; böyle bir durumda Suriye’de, özellikle Suriye’nin kuzeyinde elbette başka ilişkiler arayacaktı. Bu da Rusya oldu. Birçok jeopolitik ve tarihi sebepten dolayı (Türkiye’nin) İran ile aynı düzlemde ilişki kurulabileceğini düşünmüyorum. Ancak Rusya potansiyel bir ara bulucu olarak ortaya çıktı.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye ile Rusya arasındaki yakınlaşmanın “Türkiye’nin çıkarına en uygun yol olmadığını” düşündüğünü de kaydeden Lister, bir noktada Washington ile Ankara’nın Suriye konusunda ortak bir noktada buluşmaları gerektiğini vurguladı.

“TÜRKİYE KIZMAKTA HAKLI”

Temsilciler Meclisi’ndeki oturuma katılan Washington merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi kıdemli Ortadoğu uzmanı Faisal Itani de ABD’nin PYD/PKK’ya verdiği desteğin Türkiye’yi haklı olarak kızdırdığını belirtti. Kendisini dinleyenlere can alıcı bir soru yönelten Itani, “Bir düşünün: ABD, Suriye’nin güneyinde El Kaide ile savaşıyor ve bu savaşı kendi adına yürütmesi için Hizbullah’a silah yardımı yapıyor olsa sizce İsrail bu duruma ne derdi? İşte Türkiye de YPG’ye verilen destekten dolayı aynı şekilde kızgın.” Şeklindeki ifadeleriyle meselenin anlaşılmayacak bir tarafı yok mesajı verdi.

Ortadoğu Enstitüsünün Terörle Mücadele Bölümü Direktörü Charles Lister

Aynı oturumda ABD’nin son Suriye Büyükelçisi Robert Ford ise ABD’nin Suriye’de gerçek ve uygulanabilir bir strateji geliştirmekte zorlandığını vurguladı.

Ford, sahada Rusya, İran ve Türkiye’nin güçlü olduğunu, ABD’nin askeri varlığının ise PYD/PKK üzerinden gerçekleştiğini anlatarak, “Suriyede bir savaş var ve biz içinde değiliz. O yüzden Astana veya Cenevre süreçlerinden çok güçlü sonuçlar çıkarabileceğimizi düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

AVRUPA KORKU İÇİNDE

Son dönemde Türkiye’nin Avrupa ile olan ilişkilerindeki gerilimli seyri de değerlendiren Bozatlı, 2009 yılından bu yana Avrupa yerel yönetimlerinin içinde olduğuna dikkati çekerek, “Avrupa’nın bize karşı korkuları var. Nüfusumuz, geçmişten gelen kültürümüz, genç nüfusumuz, girişimciliğimiz. Bu korkularını yenmeleri çok kolay değil. Avrupalılara şunu anlatmak lazım, kenarda oturarak, Türkiye’yi dışlayarak problemlerden kendilerini izole edemezler. Avrupa bize karşı hala önyargılı davranıyor. 2013’te ilk kez başkanlığa seçildiğimde çok büyük tepkilerle karşılaştım. Seçimler iptal edilsin diyenler oldu. Kültürü Avrupa Birliği olmayan bir kadın siyasetçi nasıl Avrupa Bölgesel Yönetimlerini temsil edebilir diye yazılar çıktı” dedi.

Son dönemde özellikle Avrupa’da mülteci konusundan dolayı Türkiye’ye karşı negatif bir tutum olduğunu belirten Bozatlı, bununla birlikte AB bünyesinde halen “Türkiye dostu” birçok siyasetçi olduğunu ve bu kişileri bulup onlarla birlikte çalışmak gerektiğini vurguladı.

TÜRKİYE’YE İHTİYAÇLARI VAR

Bugüne kadar Ortadoğu’da Batı’nın körüklediği savaşlardan kaçarak mülteci konumuna gelen milyonlarca insanı Avrupa kendi geleceği açısından tehlike olarak görüyor. Ancak buna karşılık Türkiye savaş ve ölüm tehlikesi karşısında çaresiz bu insanlara insanlık namına sahip çıkıyor. Bu noktada Avrupa’nın Türkiye’ye karşı ihtiyaç içinde olduğuna dikkat çeken Bozatlı, “Türkiye’de şu anda 2,7 milyon Suriyeli göçmen varsa Türkiye geçici anlaşmalarla bir noktaya kadar bu insanları tutabilir. Avrupa’nın bize ihtiyacı var ve onlar da bunun farkında. Sayın Cumhurbaşkanımızın da vurguladığı gibi Suriye’nin toprak bütünlüğünün bizim için çok önemli olduğunu anlamak zorundalar” tespitinde bulundu.

2013-2017 yılları arasında iki dönem Avrupa Bölgesel Yönetimleri Başkanlığı görevini yürüten Hande Özsan Bozatlı Avrupa’da PKK ve Fetullahçı Terör Örgütü’nün halen rahatça hareket edebildiklerine işaret ederek “PKK ve FETÖ, Avrupa’da yoğun bir şekilde aktivitelerine devam ediyor ve hala destek bulabiliyorlar. Bunu kabul etmemiz mümkün değil” sözleriyle Türkiye’nin hassasiyetlerine vurgu yaptı.

“Türk halkına izah edemezler”

Bozatlı: “Batı ve ABD, Türkiye ile tarihe dayanan dostluğunu terör örgütleriyle değiştirmesini Türk halkına hiçbir zaman anlatamaz. ABD tarihi bir hata yapıyor. Umarım bu hatadan dönerler çünkü Türk halkı bu konuda birlik olmuş durumda.” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim