Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşmasına tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.

Dava dosyasına gelen evrakın okunmasının ardından mahkeme başkanı, sanıklardan ek savunmalarını sordu.

Tutuklu sanık Hüseyin Kötüce, önceki celselerde dinlenen tanıkların kendi beyanlarını doğruladığını ileri sürerek, Büyükelçi Karlov hakkında istihbarat toplamadığını, büyükelçinin korumasız gezdiği bilgisinin açık kaynaklarda olduğunu savundu.

Duruşmada tanık sıfatıyla ifade veren suikastçi Mevlüt Mert Altıntaş’ın ev arkadaşı Serkan Özkan da Altıntaş’la kendisini İbrahim Yılmazoğlu’nun tanıştırdığını söyledi.

Olayı televizyondan görmüş

Yılmazoğlu’nun, Altıntaş’ın maddi sıkıntı yaşadığını ve ev arkadaşı aradığını söylediğini aktaran Özkan, “O dönem emniyetten ihraçlar vardı. Ben de Mevlüt’e bir bağlantısı olup olmadığını sordum. O da hiçbir örgütle bağlantısı olmadığını söyledi. Eve 3 valizle geldi ve yerleşti.” diye konuştu.

Özkan, suikastın yaşandığı gün İstanbul’da olduğunu, olayı televizyondan görüp en yakın emniyet birimine gidip ifade verdiğini söyledi.

Altıntaş’ın FETÖ‘cü olduğunu bilmediğini belirten Özkan, “Ben Türk bayrağı taşıyan emniyet mensubuna kapımı açtım, elinde silahla dağda gezen birine değil. Ben insanlara iyilik yapmakla mükellefim. Bu iyilik bana ne getirir ne götürür onunla ilgilenmem.” dedi.

Verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut halinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi.

Ne olmuştu?

Büyükelçi Karlov, 19 Aralık 2016’da katıldığı sergide o sırada mesaide olmayan polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş’ın silahlı saldırısı sonucu hayatını kaybetmiş, Altıntaş da polis tarafından vurularak öldürülmüştü.

Soruşturma sonucunda FETÖ elebaşı Gülen’in de arasında bulunduğu 28 kişi hakkında dava açılmıştı. İddianamede Gülen ile birlikte 16 sanığın suikastla doğrudan bağlantıları ortaya konurken, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “terör amacıyla tasarlayarak öldürme” suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının yanında, “terör amaçlı tasarlayarak öldürmeye azmettirme” ve “terör amaçlı kasten öldürmeye teşebbüs” suçlarından çeşitli sürelerle hapis cezasına çarptırılmaları istenmişti.

Editör: Haber Merkezi