Suriye’de insani kriz, beraberinde getirdiği göç dalgası, Avrupa’nın insan hakları konusunda sınıfta kalmasına neden oldu.

Dünyada insan hakları ihlalleri noktasında yargılama yetkisinin kendisinde bulunduğunu söyleyen Avrupa’nın hak ihlalleri karnesi incelendiğinde, durum kendisiyle çeliştiğini gösteriyor. Suriyeli mültecilere karşı tutum ve davranışlar, sığınma taleplerine verilen haklı bir gerekçe olmaksızın ret ve geri iadeler, Avrupa’da yaşanan insan hakları ihlallerinin en açık göstergesi olarak karnesine geçti. Müslüman ve mülteci karşıtı gösterilerin yıldan yıla artış gösterdiği Avrupa’da, yabancı düşmanlığı söylemlerinin yükseltilmesi, ırkçı saldırılara karşı etkin çözüm yollarının aranmaması yaşanan durumun vahametini açıkça ortaya koyuyor. Avrupa, bugün gelinen noktada kendi çıkarları doğrultusunda diğer ülkeleri hak ihlalleri üzerinden eleştirirken insan hakları temel prensiplerine aykırı olarak din, dil vb. ayrımlarla insanları ötekileştiriyor.

İstatistiklerle Avrupa ülkelerinde öne çıkan hak ihlalleri, Suriyeli mültecilere karşı saldırı boyutuna varan haksız tutumlar, İslam karşıtlığı üzerinden çıkan saldırılar ve PKK/FETÖ terörist yapılara karşı sessiz kalması hali üzerinden incelendiğinde, hukukun ilke ve esaslarına ters düşüyor. Zira uluslararası hukukta yer alan sığınma hakkı, din ve inanç özgürlüğü, terör örgütlerinin amaçlarının sivil halkı katletmeye yönelik tanımlamalarına rağmen yapılan haksız uygulamalar, saldırılar Avrupa’ya bakış açısının değişmesine neden oluyor. AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı konuyu araştırdı. Avrupa’da yaşanan hak ihlallerini, Diriliş Postası muhabiriyle paylaştı.

İFLAH OLMAZ MUHACİR DÜŞMANLIĞI

Almanya’da mültecilere yönelik hak ihlallerine bakıldığında günde 5,2 saldırı oranıyla 1906 saldırı gerçekleşirken mülteci barınaklarına 286, mültecilere yardım eden görevliler ise 132 saldırı vuku buldu. Fransa’da ise durum, Almanya’dan farklı görünmüyor. Grande-Synthe bölgesinde çadır ve barakalarda yaşayan 800 mülteci polis tarafından tahliye edildi. İslam karşıtlığı üzerinden 447 saldırı gerçekleşirken 39’u fiziki saldırı, 58’i ise nefret söylemi üzerinden gerçekleşti. Fransız hükümeti tarafından 19 cami kapatıldı. Hollanda’da ırkçı siyasetin yükselmesiyle 2017 yılında Müslümanlara yönelik nefret suçu 5 bin olarak kayıtlara geçti. Avusturya’da göçmen karşıtlığını kriminal bir tehdit olarak görenlerin sayısı yüzde 78 iken birçok Avrupa ülkesinin en yüksek oranı olarak dikkati çekiyor.

MÜSLÜMANLAR ÖTEKİLEŞİTİRİLİYOR

Almanya’da Müslümanlara yönelik saldırılar bir hayli fazla görünüyor. Nitekim Avrupa’da Müslüman nüfusun en çok yaşadığı yerlerden bir tanesi olarak dikkati çekiyor. Cami saldırılarının yüzü geçtiği bir yılda Müslümanlara karşı 908 saldırı gerçekleşti. Müslüman öğretmenlerin yüzde 60’ı ayrımcılığa maruz kaldıkları ifade ederken Alman basını, İslam’ı gerici, şiddet yanlısı, kadınları hor gören hakaretlerle yaftalıyor. 2017’de Almanya’da gerçekleşen saldırılar, Neonazi gruplar tarafından gerçekleşirken Müslümanlara yönelik saldırılarda, Müslümanlar olumsuz ithamlarla karşı karşıya kalıyor. Fransa’da Müslümanlara yönelik saldırılarda en çok mağduriyet yaşayanlar kadınlar oldu. Saldırılarda iş göremez raporu alanların yüzde 85’ini kadınlar oluştururken 121 islamofobik suç ihbarı alındı.

TERÖR ÖRGÜLERİ FETÖ VE PKK HAMİLİĞİ

Ortadoğu’da yaşanan insani kriz ve savaşların bir nedeni olarak dikkati çeken terörü kınamaktan başka bir şey yapmayan Avrupa, terör örgütlerine üyelik ve sempati duyanların ev sahibi haline geldi. Almanya’da PKK’ya bağlı 200’den fazla dernek, vakıf bulunurken PKK mitinglerine izin veriliyor. Zekeriya Öz başta olmak üzere birçok FETÖ militanı Almanya’da elini kolunu sallarken 15 binden fazla FETÖ/PKK üyesi iltica başvurusunda bulundu. Fransa’da en az Almanya kadar ırkçı, nefret söylemi, Müslüman karşıtı, mültecilere yönelik tutum ve davranış sıralamasında zirveyi zorlarken PYD terör örgütünün ofis açmasına izin veriyor. PKK’nın mitinglerine sesini çıkarmıyor.

2’nci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan en büyük insani kriz olarak dikkati çeken Suriye iç savaşının dünyada dengeleri değiştireceğinden kimsenin şüphesi bulunmuyor. Hal böyleyken Avrupa’nın Müslüman ve mülteci karşıtlığı, ırkçı hali ve çifte standardıyla insan hakları ihlalleri noktasında Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere dünyanın diğer ülkelerine söyleyecek sözünün bulunmadığı da bir gerçek olarak ortaya çıkıyor.

Editör: TE Bilisim