Lise ve üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü okuyan öğrencilerinin sıklıkla merak ettiği veya ders çalışmak için sorduğu ”Şiir nedir? Şiir bilgisi (Şiirde ahenk unsurları, Şiir türleri) konu anlatımı” soru sıklıkla karşımıza çıkmakta. Türk dilini oluşturan temel taşlardan biri olan şiir ülkemize hizmet etmeye ve söz söylemeye devam ediyor. Peki şiir nedir? İşte şiir bilgisi (şiirde ahenk unsurları, şiir türleri) konu anlatımı…

Şiir nedir? Şiir içinde hangi unsurları barındırır?

Duygu, hayal ve düşüncelerin bir düzene bağlı olarak, çekici bir dil ve ahenkli mısralar içinde aktarılmasına şiir denir. Şiir, bir ana duygu etrafında örgülenir. Diğer türler gibi şiir de bir plana sahiptir. Ancak her ölçülü ve kafiyeli metin, şiir değildir. Şiirde “duygu’ temel unsurdur ama duygunun dışında “düşünce” ve “hayal” de vardır. Şiirde “sanat” öğesi çoğu zaman ağır basar. Ancak şiiri ”şiirsellikten” uzak tutanlar da vardır. Bu bakımdan şiirde sözcük seçimi öne çıkar. Aslında şiir, sözcüklerin ahenk oluşturacak şekilde bir araya getirilmesinden oluşur.

Şiir yazan kimselere şair adı verilir. Halk şiiri yazan ve bunu çalıp söyleyene de ozan denir. Günümüzde ise Halk şiiri yazan biri kalmadığı için -çünkü şehirleşme taşrayı da içine almıştır- şair yerine ozan sözü de kullanılmaktadır.

Şiir başlıksız yazılamaz. Başlık şiirin yüzde ellisini oluşturur. Ancak başlığın şiirle uyumlu olup olmadığı çoğu zaman önemsenmez. Şiirde her bir satıra dize (mısra) denir. Şairin isteğine göre her mısra başlangıcı küçük veya büyük harfle başlayabilir.

Dört dizelik kümelere kıta (dörtlük) denir. İki dizeden oluşan kümelere de beyit adı verilir. Şiiri, düz yazıdan ayıran ölçükafiyeuyak şeması gibi ahenk unsurları vardır.

Şiirde Ahenk Unsurları

1-Ölçü (Vezin)

Şiirde, hecelerin sayılarına ya da heceyi oluşturan seslerin uzunluk ve kısalıklarına göre bir düzen oluşturulur. İşte bu düzene ölçü denir. Edebiyatımızda hece, aruz ve serbest olmak üzere üç tür ölçü kullanılmıştır.

1.1 Hece Ölçüsü (Hece Vezni)

Her ölçü bağlı bulunduğu dilin yapısından doğar. Bu nedenle Türk dilinin doğal ölçüsü, hece ölçüsüdür. Hece ölçüsü, dizelerdeki sözcüklerin hece sayısının belli bir düzene bağlı olarak eşitliği temeline dayanır. Şiirin bütün dizelerindeki hece sayısının eşit olması gerekir. Hece sayısının eşitliği, o dizenin ölçüsünü, kalıbını gösterir. Yedi heceli bir dizenin kalıbı, yedili; on bir heceli bir dizenin kalıbı on birli diye anılır.

Örnek:

Ateşten kızaran bir gül arar da

1  2   3   4 5  6    7    8  9 10 11

Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi

1    2     3    4    5  6    7  8    9  10 11

Yukarıdaki dizeler, 11’li hece ölçüsüyle yazılmıştır.

NOT: Hece ölçüsünde dizeler okunurken belli bölümlere ayrılır. Bu bölüm yerlerine durak denir. Durak, sözcükler bölünerek yapılmaz, sözcüklerden sonra yapılır. Şiirler “4 + 4 + 3 = 11”, “6 + 5 = 11”, “4 + 3 = 7” gibi duraklardan oluşabilir.

ÖRNEKLER:

Uzun ince bir yoldayım

4              +           4         =    8 hece

Gidiyorum gündüz gece

4              +           4         =    8 hece

Bilmiyorum ne hâldeyim

4              +           4         =    8 hece

Gidiyorum gündüz gece

4              +           4         =    8 hece

Âşık Veysel’den alınan yukarıdaki dörtlük 8’li hece ölçüsü ile yazılmıştır. 8’li hece ölçüsü ile yazılmış bu dörtlük 4 + 4 duraktan oluşmuştur.

1.2 ARUZ ÖLÇÜSÜ (ARUZ VEZNİ)

Hecelerin uzun veya kısa, kapalı ya da açık oluşuna dayanan hecelerin belli bir düzene göre sıralanarak ahengin sağlandığı nazım ölçüsüne aruz ölçüsü denir.

Türk edebiyatında aruzun kullanıldığı ilk örnek 11. yüzyılda Yusuf Has Hacip tarafından yazılan Kutadgu Bilig’tir.

Modern Türk şiirinde Tevfik Fikret, Yahya Kemal, Ahmet Haşim ve Mehmet Âkif aruzu başarıyla kullanmışlardır.

Aruz vezninde kullanılan ulamalara vasi, vezin gereği kısa hecenin uzun gibi okunmasına imale, uzun hecenin kısa gibi okunmasına zihaf, uzun hecenin olduğundan daha uzun (bir buçuk hece) okunmasına med denir.

Aruz vezni bulunurken ünsüzle biten (kapalı) heceler çizgiyle, ünlüyle biten (açık) heceler noktayla gösterilir.

 1.3 SERBEST ÖLÇÜ

Hece, aruz gibi herhangi bir ölçüye bağlı kalınmayan ölçüdür. Hecelerin açık veya kapalı olmasına ya da sayılarına bakmaksızın şairin tamamen kendi üslubuna göre yazmasıdır. Serbest ölçü, Türk şiirinde 1940’lardan sonra Orhan Veli Kanık ile yaygınlaşmaya başlamıştır.

ÖRNEKLER

Gemiler geçer rüyalarımda

Allı pullu gemiler, damların üzerinden

Ben zavallı

Ben yıllardır denize hasret

Yukarıdaki dizeler serbest tarzda, yani ölçüsüz olarak yazılmıştır.

2- Şiir Türleri

Her şiirin belli bir konusu, üslubu vardır. Kimi aşk, ayrılık konusunu işler, kimi okura bir bilgiyi özlü bir şekilde verir, kimi ise birini eleştirir. İşte şiirlerin bunlara göre sınıflandırılması şiir türlerini ortaya koyar. Bunlar Yunanca’daki adlarıyla adlandırılır: Lirik, Epik, Didaktik, Pastoral, Satirik. Tanzimat’tan sonra oluşan bu adlandırmadan önce Türk şiiri, nazım şekillerine göre sınıflandırılırdı: Gazel, Kaside, Şarkı, Koşma, Destan, Varsağı, Mani, Ağıt vb.

2.1 Lirik Şiir

İçten gelen heyecanları coşkulu bir dille anlatan duygusal şiirlere lirik şiir denir. Bu şiirlerde “sevgi, özlem, ayrılık” gibi konular işlenir.

Örnek:

Nasıl acıkırsa susarsa insan

Öyle sevdim bir memleket kızını

Bir şey bu aşkın artırdı hızını

Aramıza dağlar deryalar koyan

Bu dörtlükte olduğu gibi lirik şiirde hayal, duygu ve coşkunluk birinci plandadır.

2.2 Epik Şiir

Kahramanlık, yiğitlik, savaş konularını işleyen ya da tarihsel bir olayı coşkulu bir anlatımla işleyen şiirlere epik şiir denir.

Bizdik o hücumun aşkıyla kanatlı

Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı

Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle

Canlandı o meşhur ova at kişnemesiyle

Bu dörtlükte olduğu gibi epik şiirler, okuyanlarda vatan ve millet sevgisi oluşturur.

2.3 Didaktik Şiir

Belli bir düşünceyi kabul ettirmek veya belli bir konuda öğüt, bilgi vermek, ahlaki bir ders çıkarmak için yazılan öğretici şiirlere didaktik şiir denir.

Piknik, gezi yaparken

Çöp bırakma geride

Çayırlarda yürürken

Zarar verme çiçeğe

Bu dörtlükte kişilerde çevre bilinci oluşturma amaçlanmıştır. Şair, şiir yolu ile okuyucusunu çevre konusunda bilinçlendirmeyi amaçlamıştır.

NOT: Fabl da didaktik şiir sayılabilir. Bu türde amaç, insanların hatalarını düzeltmek, onlara yol göstermektir. Fabllardaki düşsel unsurlar birer araçtır. Asıl hedeflenen ise ahlaki derstir. İnsan dışındaki varlıklara insana ait özellikler verilerek, bu varlıklar öyle hareket ettirilir.

2.4 Pastoral Şiir

Doğa güzelliklerini; orman, yayla, dağ, köy ve çoban yaşamını ve bu hayata duyulan özlemi ifade eden şiir türüne pastoral şiir denir.

Gümüş bir dumanla kapandı her yer

Yer ve gök bu akşam yayla dumanı

Sürüler, çeşmeler, sarı çiçekler

Beyaz kar, yeşil çam, yayla dumanı

2.5 Satirik Şiir

Toplum hayatındaki aksayan yönlerin, düzensizliklerin; insanların çeşitli konulardaki beceriksizliklerinin ve zayıflıklarının anlatıldığı yergi şiirlerine satirik şiir denir. Bu şiir türü, Halk edebiyatında “taşlama”; Divan edebiyatında “hicviye”; günümüz edebiyatında ise “yergi” adıyla bilinir.

Cüzdanı görseler itin boynunda

“Buyur baş sedire it ağa.” derler

Eğer paran yoksa senin koynunda

“Defol git şuradan kurbağa!” derler

Bu dörtlükte insana değil de paraya önem verilmesi eleştirilmekte, toplumsal bir sorun dile getirilmektedir.

2.6 Mani

Başta aşk olmak üzere hemen her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı nazım türüdür.

Anonim halk edebiyatının en yaygın şeklidir. Söyleyeni belli değildir.

Genellikle yedi heceli bir dörtlükten oluşur. Ama mısra sayıları 5,6,7,8 hatta 14 olan maniler de vardır.

Uyak düzeni aaxa şeklindedir.

Manilerin ilk iki dizesi uyağı doldurmak ya da temel düşünceye bir giriş yapmak için söylenir. Bunlara doldurma dizeler denir.

Temel duygu ve düşünce son iki dizede ortaya çıkar.

Bahçelerde saz olur.

Gül açılır yaz olur.

Ben yârime gül demem,

Gülün ömrü az olur.

Editör: TE Bilisim