FETÖ’nün 15 Temmuz’daki başarısız darbe girişimi sonrası bu yapıya yakın sendikalardan art arda üye istifaları yaşandığı, istifa edenlerin de örgütle bağlantılarını gizlemek için diğer sendikalara üyelik için girişimde bulunduğu ortaya çıktı.
Kamudaki FETÖ mensupları, 17-25 Aralık sürecinin ardından örgüte yakın sendikalarda toplanmak amacıyla 21 Şubat 2014 tarihinde kamu görevlileri konfederasyonu Cihan-Sen’i, 21 Mayıs 2014’te de işçi konfederasyonu Aksiyon-İş kurdu.
Diyanet hizmetleri hizmet kolunu bilerek “pas” geçtiler
Kuruluşunun ardından kamu görevlileri çalışanlarının yaptıkları hizmetlere göre üye olabileceği 11 hizmet kolunun 10’unda kısa sürede örgütlenen Cihan-Sen’in “diyanet ve vakıf hizmetleri” kolunda bunu yapmaması dikkati çekti.
Birçok alanda olduğu gibi bu alanda da “sinsi” hareket ederek “diyanet ve vakıf hizmetleri” kolunda sendika kurmayan örgüt, yine de boş durmadı, Memur-Sen’e bağlı Diyanet-Sen’in yönetimini ele geçirmeyi amaçladı. Bunu da başaramayınca önce mensuplarını hizmet kolundaki diğer küçük sendikalara üye yaptı, ardından da bu sendikaları bir çatı altında toplamaya çalıştı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının temmuz 2016 istatistiğine göre 18 bin 15’i Aktif Eğitimciler Sendikası (Aktif-Sen) üyesi olmak üzere Cihan-Sen’in kamuda toplam 22 bin 104 üyesi bulunuyordu.
Örgütün okullarında çalışanlar Pak-Eğitim-İş’te toplandı
Memur sendikaları gibi işçi sendikalarında da örgütlenen FETÖ, bu kapsamda 20 iş kolunun 20’sinde de Aksiyon-İş Konfederasyonuna bağlı sendikalar kurdu. Örgüt, kendisine bağlı dershane ve özel okullardaki çalışanları “ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar iş kolu”nda Pak-Eğitim-İş Sendikasında topladı.
Bakanlığın ocak 2016 istatistiğine göre, Aksiyon-İş Konfederasyonunun 24 bin 2’si Pak-Eğitim-İş Sendikasına üye olmak üzere toplam 29 bin 627 üyesi vardı.
FETÖ’nün, sendikacılığa el atmasındaki amaçlarından biri örgüt ile ilişkili çalışanları bir arada tutmak istemesi olsa da, düzenlenen operasyonlarla yaşadığı maddi kayıpları telafi etmek ve “himmet” adı altında çalışanlardan aldığı paraları “sendika aidatı” adı altında toplama amacı da bulunuyordu.
Darbe başarısız olunca telaşa kapıldılar
Resmi Gazete’de 23 Temmuz’da yayımlanan “Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname” ile FETÖ’ye bağlı üniversite, özel okul, dernek ve vakıflar ile kapatılan Cihan-Sen ve Aksiyon-İş’te darbe girişiminden sonra hareketlilik yaşandı.
Darbenin başarısız olmasının ardından FETÖ ile bağlantılarını gizleme telaşına düşen çalışanlardan işçiler, önce e-devlet sistemi üzerinden bağlı oldukları sendikalarından istifa etti, ardından da diğer konfederasyonlara bağlı sendikalara üyelik başvurusunda bulundu.
FETÖ ile ilişkili memurların bir kısmı ise memur sendikalarına üyelik ve istifalar dilekçe ile olduğu için darbe girişiminden sonraki ilk iş günü 18 Temmuz’da sendikalarıyla bağlantılarını kesti.
Öte yandan, FETÖ’ye bağlı sendikalarda üyelikten istifaların darbe girişiminden 1 hafta önce başladığı yönündeki bilgiler de bu yapıya mensup çalışanların darbe girişimini önceden bildiği ihtimalini güçlendirdi.
“Bunlar imam hatip kökenlileri önemsemezler”
Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, FETÖ’nün diyanet hizmet kolunda örgütlenmemesinin tesadüf olmadığını belirterek, bu alanda deşifre olmadan faaliyette bulunmayı özellikle seçtiklerini söyledi.
FETÖ’nün imam hatip kökenlilere pek itibar etmediğini, bazı kişilere “imam” sıfatını vererek takiye yapmayı tercih ettiğini vurgulayan Bayraktutar, şöyle konuştu:
“Din bunlar için amaç değil araç olduğu için imam hatip kökenlileri önemsemezler çünkü aralarında masonik bir yapılanma olduğu için kendilerinden olmayanı hain sayarlar. Amaca ulaşmak için her yolu mübah saydıkları için de şimdiye kadar hep sinsice hareket ettiler. Bizim içimizde bile örgütlenmek istediler ama bunu çok çabuk fark ettik ve buna asla izin vermedik. Bunu başaramayınca, diğer sendikalara dağıldılar.”