Diriliş Postası Ankara Temsilcisi Seda Şimşek/Ankara

Adalet ve Kalkınma Partisi 19 yıl önce, 14 Ağustos 2001’de, bir salı günü Ankara’daki Bilkent Otel’de çıktı milletin huzuruna… “Muhtar bile olamaz” manşetleri ile Pınarhisar Cezaevi’ne gönderilen, milletvekili seçilmekten de menedilmiş “yasaklı lideri” Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin kuruluşunu o gün ilan etti. Erdoğan, “Bugünden sonra Türk Siyaseti’nde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Buna inanın” diyerek yola çıktı. Önce kendisi inandı ve başardı. Partisi 19’uncu yaşına basarken; Türk siyasetinde artık hiçbir şey eskisi gibi değil.

ÖNCE KENDİ İNANDI SONRA “İNANDIRDI”

AK Parti’nin kuruluş dilekçesinde 71 imza vardı, milletvekili olan 53 kişinin katılmasıyla 124 kişilik bir Kurucular Kurulu oluşturulmuştu. Tayyip Bey, partinin adını koymuştu: AK Parti. Amblemi de onun seçimiydi. Tüzüğü hummalı çalışmalar sonunda hazırlanmıştı, en dikkat çekici maddelerinden birisi bugün bile tartışılan milletvekilliğinin üç, parti genel başkanlığının ise beş dönemle sınırlandırılmasıydı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, yeni partinin kuruluşunu Türkiye’ye ve tüm dünyaya ilan etmişti. 18 yıl sonra dahi o günkü konuşmadan aklımızda kalan cümledir: “Bugünden sonra Türk Siyaseti’nde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Buna inanın.”

NELER GÖRDÜ NELER

Önce kendisi inandı ve başardı. AK Parti, 19’uncu yılına girerken; Türkiye’de siyaseten artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, Ayasofya’nın zincirlerinin kırılması, bürokratik oligarşinin, askeri ve yargı vesayetinin geriletilmesi, Türkiye’nin enerjisini heba eden haybeyelaiklik tartışmalarının üzerine beton dökülmesi, kamusal alanda başörtüsü geriliminin sona erdirilmesi, üniversitelerde başörtülü öğrencilerin eğitim hakkını gaspeden yasakların ülke gündeminden çıkması…Pek çok badireyle de karşı karşıya kaldı, kapatma davası, 27 Nisan e-bildirisi, 15 Temmuz’daki işgal ve darbe girişimi.

REKORLARIN PARTİSİ

Girdiği ilk genel seçimde, 3 Kasım 2002’de iktidara gelen AK Parti, 4 başbakan 2 cumhurbaşkanı çıkardı. Girdiği ilk yerel seçim olan 2004 Seçimlerinde de yüzde 41,7’lik oy oranıyla sandıktan birinci parti çıkan AK Parti, bunların 11’i büyükşehir olmak üzere “bin 950 belediye” kazandı.

VESAYET REJİMİ ‘BOŞ’ DURMADI

Meclis’te 28 Ağustos 2007’de yapılan oylamada, partinin kurucularından Abdullah Gül, Türkiye Cumhuriyeti’nin “11. Cumhurbaşkanı” seçildi. Seçimlerden önce “Millî Görüş” kökenli bir siyasetçinin cumhurbaşkanı adayı olmasını istemeyen muhalif kesimler tarafından,Nisan ayında “Cumhuriyetine sahip çık” sloganıyla ‘Cumhuriyet Mitingleri’ düzenlendi, siyasi tarihimize “367 krizi” olarak geçen vesayetin başkaldırısı yaşandı. Nisan’ın son günlerinde 27 Nisan 2007’de ise Türk siyasi tarihine ‘e-muhtıra’ olarak geçen Genelkurmay Başkanlığı’nın “laiklik” vurgusu içeren açıklaması yayımlandı. AK Parti Hükümetibildiriyi reddetti. Anayasa’da Cumhurbaşkanı’nıhalkın seçilmesine dair değişikliği gündeme getirdi, değişiklikle her cumhurbaşkanı seçimlerinde yaşanan krizler de bitti.

İKİ CUMHURBAŞKANI, DÖRT BAŞBAKAN

Kuruluşunun ardından kesintisiz iktidarına 18 yıldır devam eden AK Parti, geçen sürede bünyesinden “dört başbakan ve iki cumhurbaşkanı” çıkardı. Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım’ın ‘başbakanlık’ yaptığı bu süreçte Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin 11. ve 12. Cumhurbaşkanlığı’na seçildi.

SALDIRI ÜSTÜNE SALDIRI

Kurulduktan bir yıl sonra yapılan genel seçimde iktidara yürüyen AK Parti, bu dönemde vesayet odakları, devlet içinde yapılanan terör örgütleri ile bölücü terör örgütlerinin faaliyetleri, kapatma davası ve darbe girişimlerine maruz kaldı.

AK Parti’yi iktidardan uzaklaştırmak için atılan kirli adımlardan biri ise “kapatma davası” oldu. Yargıtay’ıneski Cumhuriyet Başsavcısı olan Abdurrahman Yalçınkaya tarafından hazırlanan ve Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu 71 kişiye 5 yıllık süre boyunca siyaset yasağı getirilmesi ile partinin kapatılmasını içeren iddianame, tarihler 14 Mart 2008’i gösterdiğinde Anayasa Mahkemesi’ne sunuldu.

Yüksek Mahkeme, 31 Mart 2008’de iddianameyi kabul etti.

Anayasa Mahkemesi’nin, siyasi tarihe “Google iddianamesi” olarak geçen iddianameyi kabul etmesinin ardından dava 30 Temmuz 2008’de karara bağlandı. Yüksek Mahkeme’nin “5 üyesi” kapatmaya karşı çıkarken; 6 üye de AK Parti’nin kapatılması yönünde oy kullandı. Anayasa’da öngörülen nitelikli çoğunluk sağlanamadığı için parti kapatma talebi reddedilmiş oldu.

7 ŞUBAT “MİT KRİZİ”

Dönemin İstanbul Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya tarafından yazılan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da aralarında bulunduğu bazı istihbaratçıların, 7 Şubat 2012’de ifadeye çağrılmasıyla başlayan kriz, iktidarın müdahalesiyle son buldu. Fetullahçı Terör ÖrgütüFETÖ’nün doğrudan hükümeti hedef alan girişimi sonrası yapılan yasal değişiklik ileMİT görevlilerinin soruşturulması izni Başbakanlığa bırakılarak ülke bir krizden daha çıkarılmış oldu.

GEZİ OLAYLARI

Taksim Meydanı’ndaki Gezi Parkı’nda Topçu Kışlası’nın inşa edilmesi amacıyla 2013’te Büyükşehir Belediyesi ekiplerince sökülen bazı ağaçların başka yerlere nakledilmek istenmesi üzerine başlayan olayların da Türkiye’ye maliyeti “büyük” oldu. Uzun süre gündemi meşgul eden ve 50 milyar Dolar’a mâl olan eylemler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘kararlı’ duruşuyla son buldu.

17-25 ARALIK DARBE GİRİŞİMİ

Dönemin İstanbul Cumhuriyet Savcısı “FETÖ firarisi” Celal Kara tarafından 17 Aralık 2013’te bakan çocukları, iş adamları ve banka genel müdürlerinin de aralarında bulunduğu kişiler hakkında açılan soruşturma, Türkiye için hayati dönüm noktalarından oldu. Soruşturmanın ikinci dalgası, 25 Aralık 2013’te dönemin İstanbul Cumhuriyet Savcısı, bir başka “FETÖ firarisi”olan Muammer Akkaş’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilâl Erdoğan’ı “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağırmak istemesiyle yaşandı.

HALKIN SEÇTİĞİ İLK CUMHURBAŞKANI

AK Parti Kurucu Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ağustos 2014’teki seçimde doğrudan halk iradesiyle seçilen ilk, Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı oldu. AK Parti, yoluna Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu ile devam etti. Partide, 22 Mayıs 2016’daki 2. Olağanüstü Kongre ile yeni bir bayrak değişimi daha yaşandı. Partinin kurucularından olan ve Erdoğan’a, belediye başkanlığı döneminden itibaren ‘yol arkadaşlığı’ yapan Binali Yıldırım, AK Parti’nin Genel Başkanlığı’na seçildi ve 65. Hükümeti kurarak “Başbakan” oldu.

15 TEMMUZ İŞGAL GİRİŞİMİ

Türkiye’deki “en kanlı darbe girişimi” olarak tarihe geçen ülkeyi işgal projesi, 15 Temmuz gecesi FETÖ’nün TSK’deki ‘üniformalı teröristleri’ aracılığıyla hayata geçirildi. Darbe girişimi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Milletimizi, illerimizin meydanlarına, havalimanlarına davet ediyorum” yönündeki çağrısı üzerine vatandaşların tankların önüne geçerek demokrasiyi sahiplenmesiyle engellendi.

YENİ SİSTEM GEÇİŞİ

Türkiye, 16 Nisan 2017’de yapılan ‘tarihi’ referandumda halkın yüzde 51,41 oranında ‘evet’ oyu vermesiyle yönetim sisteminde çok önemli değişikliğe gitti ve cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildi. Anayasa’daki, “Cumhurbaşkanı seçilenin partisi ile ilişiği kesilir” hükmünün kaldırılmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a parti üyeliğinin yolu açıldı. Ayrıca halk, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesine karar verdi. Böylece Erdoğan, 2 Mayıs’ta AK Parti Genel Merkezi’ne 979 gün aradan sonra gelerek “üyelik beyannamesi” imzaladı ve AK Parti’ye üye oldu. Erdoğan’ın partiye dönmesinin ardından 21 Mayıs 2017’de gerçekleştirilen olağanüstü kongrede, bin 414 geçerli oyun tamamını alan Erdoğan, 998 gün sonra kurucusu olduğu partiye yeniden “Genel Başkan” seçildi.

24 HAZİRAN’DAKİ “İLKLER”

24 Haziran 2018’de yapılan erken seçimde, seçmenler ilk kez cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi için aynı gün sandığa gitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerde yüzde 52,38 oy alarak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin “ilk Cumhurbaşkanı” oldu. Erdoğan liderliğindeki AK Parti ise Türkiye’deki siyasi tarihinen önemli seçiminde yüzde 42,28 oy alarak,geçen 16 yıl boyunca “13’üncü seçim başarısını” elde etti.

Editör: Haber Merkezi