AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin NG Otel’de düzenlenen 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın kapanış konuşmasını yapıyor.
Başbakan Yıldırım’ın konuşmasından satır başları:
Her toplantımızda olduğu gibi, bu buluşmada da AK Parti’ye yakışan olgunlukta dolu dolu iki gün geçirdik. Ankara’ya güç ve enerjisi tazelenmiş ve umudu kuvvetlenmiş olarak dönüyoruz. Hızımızı kesmeden hükümetimiz ve Meclis grubumuz çalışmalarına kararlılıkla devam edecek. İç ve dış meselelerde yoğun bir gündemden geçmekteyiz. Terörle her yurt içinde hem de sınırlarımız dışında amansız bir mücadele veriyoruz. Hepinizde gördüğüm bu kararlılığı memnuniyetle ifade etmek isterim
NE FETÖ, NE BETÖ…
15 Temmuz’da bu milletin iradesini esir almak isteyenler gerçeği açık şekilde görmüştür. Evlerden, sokaklardan, caddelerden bir milletin oluk oluk tankların, namluların üzerine yürüdüğünü gören hiçbir ulus yoktur. Bu millet elinde silah olmadan, yüreğinde dağ gibi imanıyla eşkıyaya dur demiş bir millettir. Bu topraklar gerektiğinde her yaştan, her kesimden, her görüşten birer kahramana dönüştüğü topraktır. Ne FETÖ, ne BETÖ, ne DEAŞ, ne de kirli bir terör örgütü bu milleti dize getiremez, bu ülkeyi yolundan çeviremez.
TARİH HAİN VE KORKAKLARI DA YAZACAK
Türkiye bir daha böyle acı bir tecrübeden geçmeyecek. Geçmemesi için ne gerekiyorsa yapacağız. FETÖ’sü de, PKK’sı da yaptıkları caniliklerin hesabını tek tek verecek. Yapılan kötülükleri bu millet unutmaz. 15 Temmuz ruhunu, Yenikapı ruhunu, cumhuriyetimizin teminatı olduğunu biliyoruz, bu ruhu yaşatmanın gayreti içinde olacağız. Bunu anlamayan, hala teröre karşı net bir duruş ortaya koyamayanlar da bir gün mutlaka bu gerçeği görecekler. Bugün hala bunca şehidimize, gazimize rağmen ısrarla kafaları bulandırma gayreti içinde olanlarında bir gün kafalarına dank edecek. O gün bu milletin yüzüne bakacak yüzleri olmayacak. Tarih kahramanları nasıl yazıyorsa, hainleri ve korkakları da yazacaktır.
FETÖ AK PARTİ DÖNEMİNDE DOĞMADI
15 Temmuz zaferini gölgelemeye çalışanlar sinsi taktikler içindedir. FETÖ, AK Parti döneminde doğmamıştır, FETÖ AK Parti döneminde palazlanmamıştır. Bu terör örgütü AK Parti döneminde kurulmuş, güçlenmiş gayreti içinde göstermeye çalışanlar var. Bunlar kendi yanlışlarını örme gayreti içindeler.
SADECE ERBAKAN VE ERDOĞAN…
1980’den 2013’e kadar bu eli kanlı terör örgütüne iki başbakan karşı çıkmış, mücadele etmiştir. Biri merhum Necmettin Erbakan diğeri de kurucu liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’dır. 60’larda, 70’lerde, 80’lerde, 90’larda AK Parti yoktu ama sizin içinde olduğunuz partiler vardı. Neler yaptınız, hangi önlemi aldınız? Hangi başbakan, hangi cumhurbaşkanı AK Parti iktidarı kadar mücadele etti? Görev yaptıkları dönemde üç maymunu oynayanlar şimdi ahkam kesiyorlar.
CHP ÖNCE BUNU SORGULASIN
17 Aralık 2013 sabahı FETÖ’ye teslim olanları bu millet gördü. Yargı ve kolluğa darbe yapılırken medya, bürokrasi, siyasi partilerin bir kısmı teslim oldu. 17 Aralık günü tek bir cesur ses, Konya’da kürsüye çıktı, ‘Boyun eğmeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz’ dedi. CHP eğer sorgulayacaksa önce kendisinin bu örgütle ilişkisini sorgulasın. Genel başkanlık değişiminin nasıl kumpasla değiştiği unutulmadı. Biz özeleştirimizi yaptık, yapıyoruz ama siz ne zaman aynaya bakacaksınız?
KOCA BİR YALAN
AK Parti içerisinde ne FETÖ’cü, ne bölücü; hiçbir terör unsuru barınamaz. Partimize sızanları tespit ettik, gereğini yaptık. Efendim ‘Bylock’ta bakanlar, milletvekilleri varmış’. Ne Bylock’un, ne terör örgütünün içinde hiçbir milletvekilimiz yok. Koca bir yalan. Bu örgütlerle amansız mücadeleyi ve bu tehlikeyi gören parti AK Parti’dir ve gereğini yapmıştır.
KIRMIZI ÇİZGİMİZ 17 ARALIK’TIR
Bir eski Genelkurmay Başkanı ‘Biz 2004’te uyardık’ diyor. ‘Nur cemaati izlenmelidir’. Bizim için kırmızı çizgi terör faaliyetinin başladığı gündür, o da 17 Aralık’tır. Durup dururken cemaatlerin üzerine gidip, ‘Siz bir şeyler yapıyorsunuz, biz anlamıyoruz ama sizin defterinizi düreriz’. Bunu mu söyleyelim? İnsanları öldürmedikçe, eline silah almadıkça terör örgütü muamalesi göremez. Bu örgütün bileği kökünden kırılmıştır.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Hem yeni anayasa, hem de başkanlık sistemine ilişkin çalışmalarımızı tamamladık. Yeterince tartıştık, konuştuk, görüştük, istişareleri yaptık. En kısa zamanda Meclis’e getirmek ve yüce Meclis’in iradesine teslim etmek. Yüce Meclis teklifimizi görüşecek ve bu teklif milletin önüne gidecek. Meclisimiz ister 367, ister 330’la anayasa değişikliğini onasın, son kararı millete götüreceğiz. Artık Türkiye sistem tartışmasını bir kenara bırakması, enerjisini gücünü geleceği inşaa etmeye ayırması gerekiyor. Türkiye pek çok tehditle karşı karşıya. Bütün bunlar karşımızdayken, bir de sistemle ilgili tartışmayı sürdürürsek, ülkeyi geleceğe taşımakta zaman kaybı yaşarız.