Terörle gerçek mücadele, sorunlar bütününü çok yönlü olarak ele almakla gerçekleşir. Daha önceki yıllarda PKK ile verilen mücadele sadece güvenlik tedbirlerinde sıkışıp kaldığı için kökünden çözümler elde edilemiyordu. Milli savunma sanayi, milli istihbarat, milli siyaset ve milli medya eksiklikleri en büyük sebep olmasının yanında bir diğer eksiklik de terörü teröristten ibaret zannetmemizdi.
Bugün Türkiye meseleye sorunlar bütünü olarak yaklaşıyor. Yani mücadele zeminleri ve cephe olarak tanımladığı alanlar gerçekten olması gerektiği gibi.
Terörizm ihtiyacı olan birinci önceliğin istismar alanı olduğu kabul ediliyor. İstismar edilecek bir sosyal problem, bir inanç ya da halüsinatif bir ütopya olmadan terör kendine saha bulamıyor. Bunun arkasından insan kaynakları, finans, uluslararası illegal işbirlikleri, propaganda ve sonunda silahlı şiddet birimleri geliyor. Silahlı şiddet birimleri terörün en ufak ve en son parçası olarak değerlendiriliyor.
FETÖ, PKK, DAEŞ ve yarın yeni icat edilebilecek herhangi bir terör örgütüyle mücadele siyasi bir mesele değildir. Bu konu çerçeve değerlerle ve ülkenin varlık temeliyle doğrudan ilgili konulardır.
Dün Zaman gazetesine kayyım kararının altındaki mekanizma da terörle mücadelenin boyutlarından biridir. Konunun medya ile, ifade hürriyetiyle bir ilgisi yoktur. Devlet, FETÖ yani Fetullahçı Terör Örgütü olarak tanımladığı bir yapılanmayla çok yönlü olarak, propaganda ve finans zeminlerinde mücadele ediyor. Hepsi bu!
Bu noktada meseleyi siyasileştirmek tamda terör örgütlerinin istediği yönünde zemin kaydırmak anlamına gelecektir. Bu konu AK Partiyle ya da herhangi bir siyasinin tercihleriyle ilgili değildir. Türkiye’nin varlığı ile ilgili milli bir meseledir. Hangi niyetle olursa olsun devletin içine sızmış ve kendi bağımsız yapılanmasını kurmuş bir terör örgütü söz konusudur. Milli iradenin dışında şekillenmiş alternatif bir yapılanma. Yargı, bürokrasi, siyaset, medya, iş dünyası ve akademik alanlara planlı bir şekilde dağıtılmış devletten bağımsız bir hiyerarşiyle yönetilen bu örgütle mücadele partiler üstüdür.
Meselenin ciddiyetini görmemiz açsından açık yüreklilikle söylemeliyim. Yıllar sonra devlete yeniden sızarlarsa ve bu mücadeleyi değil durdurmak aksatırlarsa bile konu sivil alana iner. Aklından acaba mı diye geçiren bürokratlar varsa bir daha düşünler! Halk devletten bağımsız olarak kendi mücadelesini yürütmeye başlar. FETÖ meselesi, teröristlerin anlattığı gibi birkaç kişinin derdi değildir, Anadolu’nun bağımsızlık mücadelesidir.