Recep Yeter / ÖZEL - ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın 60 milyarlık bütçesine rağmen, suya zam yapamayınca et yardımı alan 3 bin 500 kişiye adres olarak gösterdiği Kahramankazan Belediyesi, Yavaş’a ve İBB’yi 84 milyar borca batıran İmamoğlu’na âdeta belediyecilik dersi veriyor. Başkan Serhat Oğuz’un geleceği görüp sanayi ve konut yatırımının merkezine dönüşen ilçeye 20 milyon TL yatırımla kurduğu beton santrali, âdeta para basıyor. Onlarca öğrenciye burs, Kahramankazanlıya istihdam, okullara, camilere, köylere beton sağlıyor. Açıldığı gün 50 milyon TL’lik iş anlaşması yapan tesis, 1 ay sonrasına gün veriyor.
HABERİN VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Geçtiğimiz günlerde Belediye Başkanı Serhat Oğuz’un davetiyle Ankara’nın Kahramankazan ilçesini ziyaret ettim. 15 Temmuz gecesi traktörlere doluşup FETÖ ihanet girişiminin yönetildiği Akıncı üssüne kendi ifadeleriyle “Vatana ve Tayyip’e sahip çıkmak için” koşan, içlerinden 9’unu şehit veren Kahraman Kazanlıların, adını tüm dünyaya duyurduğu bu ‘küçük dev’ ilçeye gönül borcumu da ödemek istedim. Yaklaşık 60 bin nüfusa sahip Kahramankazan, 13 bin kişinin çalıştığı Türkiye Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) başta olmak üzere Türkiye’nin önemli sanayii tesislerine ev sahipliği yapıyor. İlçede yakında Atak helikopterlerinin pervanelerine milli tankın motor sesleri eşlik edecek. Kendi sınırlarının dışına taşan Kahramankazan, Ankara’nın gelecekteki önemli sanayi ve yerleşim akslarından biri olmaya hazırlanıyor. Hazırlanıyor diyorum, çünkü Ankara Büyükşehir Belediyesi’ndeki aktif rolü nedeniyle adını sıkça duymaya başladığımız, henüz ilk dönemi olmasına rağmen yıllara damga vuracak hizmetlere imza atan Kahramankazan Belediye Başkanı Serhat Oğuz’un vizyoner bakışı bana bu yorumu yaptırıyor. Eminim ki okuyunca siz de hak vereceksiniz.
ÖĞRETMEN, GİRİŞİMCİ, AĞABEY...
İlçeye ulaştığımızda Başkanın bir lisede öğrencilerle sohbet ettiğini iletti ekibi. Programımıza göre sohbet sonrası Başkanla hem ilçeyi gezecek hem de hasbihal edecektik. Ancak son dönemde gençlerin siyasetle ilişkisini özel olarak mercek altına aldığım için lise programını izlemek istedim. 1,5 saat olarak planlanan sohbet, vardığımızda 2 saati geçmişti. Söyleşi bizden sonra da 1 saat daha devam etmesine rağmen salonu dolduran lise son sınıf öğrencilerinde bir sıkılma belirtisi görmedim. Karşılarında bir siyasetçiden çok kendilerini anlayan bir rehber bulmanın heyecanını taşır gibiydiler. Sonuna kadar ilgiyle, burun kıvırmadan dinlediler. Serhat Oğuz, hem öğretmen kökenli olması, hem gençler için çabalayan sivil toplum kuruluşlarında faaliyet göstermesinin avantajı ve girişimci kişiliğiyle gençlere özellikle kariyer planlaması konusunda bir ağabey gibi yol gösterdi.
KARAYALÇIN’I UNUTAMAMIŞ
Öğrenci buluşmalarının her hafta farklı bir lisede ve uzun süredir gerçekleştiğini öğrendim. Oğuz’a niçin bu buluşmalara önem verdiğini sorduğumda aldığım cevap ilginçti. Tanıdığı ilk siyasetçinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın olduğunu anlattı Oğuz. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde okurken okula söyleşiye geldiğini, bir genç olarak Karayalçın’ı karşılarında görmüş olmanın kendisini etkilediğini aktardı. Hakeza Erdal İnönü’yü aynı söyleşilerde gördüğü günü unutamadığını, fikri alt yapısı oturmamış pek çok arkadaşının o söyleşiler sebebiyle sol düşünceye sempati duymaya başladığını anlattı. Kahramankazan’daki gençlerin de tanışıp, sohbet edebildikleri bir belediye başkanı, gençlerin hayatına dokunan ilk siyasetçi olmak istediğini söyledi Oğuz.
KİTAP İSMİ SÖYLEYEMEYEN GENÇLER…
Oğuz, sohbet sonunda öğrencilere ‘Bana telefona bakmadan, okumak istediği ama alma imkanı bulamadığı bir kitabı ismi ve yazarıyla birlikte söyleyen herkese o kitabı hediye edeceğim’ dedi. Maalesef koca salondan sadece bir öğrenci bir kitap ismi verebildi. Oğuz, Cemil Meriç’in üç kitabının ismini söyleyenlere de o kitapları hediye edeceğini söyledi, ancak sonuç yine aynıydı. Diğer okullarda biraz daha fazla cevap aldığını söyleyen Oğuz’un niyeti çocukları sınav yapmak ya da mahcup etmek değildi elbette.. Eminim ki o öğrenciler, bu söyleşiyi, Cemil Meriç ismini, kendilerine ayna tutan bir siyasetçi ağabeyi ömür boyunca unutmayacaktır.
TÜRKİYE’DE İLK VE TEK
Okuldan sonra Kahramankazan’a has ve oldukça lezzetli pide ile yine ilçeye has ve Oğuz’un eşi hanımefendinin öncülük ettiği kadın kooperatifince üretilen ‘Bal kabağı tatlısı'nı yedikten sonra, özellikle merak ettiğim için Kazan Bel Net ofisine geçtik. Çünkü telekomünikasyon şirketleri dışında ‘internet servis sağlayıcısı lisansı’na sahip olan tek kurum Kahramankazan Belediyesi. Bir belediyenin internet servis hizmeti ile ne işi olur diye düşünebilirsiniz. Ancak yazının başında ifade ettiğim ‘stratejik vizyon’u öğrenince bu hizmetin ne kadar doğru ve yerinde olduğu anlaşılıyor.
Kazan’da irili ufaklı 5 binden fazla fabrika, atölye var. Ve bu firmaların pek çoğunda ilçe halkı çalışıyor, yani Kazanlılara istihdam sağlıyorlar. Fakat şehrin henüz yeni gelişiyor olması ve sanayi yatırımlarının geniş bir alana yayılması sebebiyle sanayi tesislerinin ihtiyaç duydukları güçlü internet alt yapısının gelmesi oldukça zaman alıyor. Hatta birçok firmanın telekomünikasyon alt yapısı maliyetleri sebebiyle yatırımdan vazgeçtiği oluyormuş. Türk Telekom da haklı olarak Türkiye’nin her yerindeki organize sanayi bölgelerinin taleplerini hem yatırımın geri dönüşünün uzun sürmesi hem bir anda gelen yoğun başvurulara yetişmenin güçlüğü nedeniyle karşılamakta zorlanıyor.
BELEDİYE 40 KÖYE İNTERNET SAĞLIYOR
Tam bu noktada devreye giren Kahramankazan Belediyesi, Türk Telekom, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile gerekli görüşmeleri yaptıktan ve epeyce meşakkatli prosedürleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da devreye girmesiyle aştıktan sonra, ilçenin internet ihtiyacını pratik olarak çözmüş. Kazan Bel Net, Türk Telekom’un sağladığı interneti son kullanıcılara ulaştırmak için gerekli alt yapıyı oluşturma hizmeti sunuyor. Radyo Link vasıtasıyla sunulan hizmet sayesinde hem en ücra noktadaki sanayi tesislerine hem de kablolama maliyetlerinin yüksekliği sebebiyle hizmet götürmenin mümkün olmadığı 40’a yakın köye internet ulaştırılıyor. Hatta Kazan Bel Net, ilçe sınırlarını aşarak Altındağ, Keçiören, Mamak gibi ilçe belediyelerine de internet hizmeti sağlıyor. Bel Net’in toplam 5 binin üzerinde abonesi var. Abonelik ücreti de diğer servis sağlayıcılara göre yüzde 20-30 daha ucuz. Kendi evinde de aboneliği bulunan Başkan Oğuz, fatura ödemeye gelen bir vatandaşın oğlunu yeni evlendirdiğini öğrenince hem hediye olarak onun faturasını hem de kendi faturasını ödedi. Her ikisi için de 95’er TL ödedi ki şu anda Türkiye bu bedele sahip internet hizmeti yok.
İNTERNETİ ÇATIDAN ALIYORLAR
Bel Net’in bir başka avantajı ise yeterli abone sayısı olmadığı ya da bina eski olduğu için Türk Telekom’un kutu yatırımı yapmadığı meskenlerin de çatıya koydukları alıcı ve binaya taktıkları dağıtıcı anten sistemiyle internet erişimine ulaşabilmesi. (Örneğin aynı sıkıntı sebebiyle, Ankara’ya sadece 150 kilometre uzaklıkta olan Çankırı’daki köy evimiz için internet abonesi olamıyoruz. Yapraklı Belediye Başkanımız Kazan’dan radyo link hizmeti alarak köylere hizmet sunarsa bahtiyar oluruz. Bu arada köylümün bir problemini de de çözmüş olalım.) Serhat Oğuz ile ikinci durağımız özellikle görmek istediğim Kazan Bel Beton Tesisi oldu. Görmek istedim, çünkü belediyeciliğin alışılagelmiş kalıplarının dışına çıkan tesis, örnek olacak türden. Ankara’da büyükşehir belediyesi dahil hiçbir belediyenin beton fabrikası yok. Peki sadece 60 bin nüfusa sahip bir ilçe için bu tesis lüks değil mi?
Kahramankazan’ın hem sanayi hem konut yatırımları konusunda cazip bir ilçe olması tesisin çıkış noktasını oluşturmuş. Bir girişimci gözüyle bakıldığında bölgede yeterli sayıda beton üretim santralinin olmaması, ilçenin beton ihtiyacının nakliye masraflarını da beraberinde getiren uzak noktalardan sağlanması, tesisin doğru bir yatırım olduğunu gösteriyor.
SALÂ SESLERİNE KURŞUN SIKTILAR
Kahramankazan'da anlatılacak çok şey var ama sayfalara sığmaz. Başkan Oğuz ile 15 Temmuz gecesi Kahramanlık destanının yazıldığı noktayı da ziyaret edip Kahramankazanlı şehitlerimize fatiha okuduk. O gece üssün yakınlarındaki camiden yükselen sala seslerini kesmek isteyen hainlerin minarede açtıkları ateşin izleri hâlen duruyor. Serhat Oğuz, “O izler, Kahramankazan’a ve milletimize hizmet ederken bize vazifemizin ehemmiyetini hatırlatıyor.” diyor.
BETON İÇİN ARAYA TORPİL KOYUYORLAR
Kahramankazan Belediyesi, bunun sağlamasını da tesisin açıldığı ilk gün fazlasıyla yapmış. Oğuz’un verdiği bilgilere göre kredi kullanmadan, tümüyle belediyenin öz kaynaklarıyla 20 milyon TL maliyetle hayata geçirilen tesis, hizmete girdiği gün 50 milyon TL’lik iş anlaşmasına imza atmış. Biz sohbet ederken yanımıza gelen tesis müdürü, Başkan’ın güncel bilgileri sorması üzerine önümüzdeki bir aylık sipariş takviminin dolu olduğunu, sonraki aylar için sipariş aldıklarını söylüyor. Hatta bölgede savunma sanayii için tesis kurmaya hazırlanan bir yatırımcı, parasını ödeyip satın alacağı beton için ismi bende saklı olan ve oldukça üst düzey bir isme, siparişinin öne alınması için başkandan ricada bulunmasını istemiş. Kurulacak tesisin önemli bir yatırım olduğunu belirten Oğuz, siparişin araya sıkıştırılması için çaba harcadıklarını anlatıyor. Köy konakları, okullar, camiler gibi ilçede ne kadar beton ihtiyacı varsa hepsi bu tesisten karşılanıyor. Hâlihazırda her biri milyonlarca lira değerinde 10 beton mikseri, 2 beton pompası da yine tesisin ürettiği katma değerle satın alınmış. Tesis, hem 30 Kahramankazanlıya istihdam sağlıyor, hem ilçede oturup maddi durumuna bakılmaksızın üniversiteyi kazanan yüzlerce öğrenciye burs desteği veriliyor. Üretilen katma değer okullara kitap oluyor, defter oluyor.
İMAMOĞLU ÖRNEK ALSIN
Yani İBB Meclisi’ne getirdiği 51 dosyadan 50’si onaylanan, milyarlarla liralık kredi kullanmasına rağmen dişe dokunur bir hizmet ortaya koyamayan, üstüne belediyeyi 2022 sonu itibariyle 84 Milyar TL borçlandıran, borcun bütçeye oranını yüzde 90’lardan maalesef yüzde 200’lere çıkaran ve utanmadan ‘engelleniyoruz’ diyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gidip, İBB’nin yaklaşık 200’de 1’i kadar bütçesi olan Kahramankazan’dan belediyecilik öğrenmesinde fayda var. Hakeza Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin suya yapmak istediği fahiş zam, AK Parti ve MHPli meclis üyelerince engellendiği için Kahramankazan’daki 3500 aileye yapılan et yardımını kesen Mansur Yavaş da 60 milyar TL’lik bütçeye sahip ABB’yi nasıl yöneteceğini Serhat başkandan öğrenebilir. (Tabii önce Oğuz’un hizmetlerini takip edebilmek için Twitter’da koyduğu engeli kaldırması lazım. Bu bilgiyi de Serhat Oğuz’a yeniden sordum. Oğuz’un ABB Meclisi’ndeki konuşmasına sinirlenen Yavaş, Twitter’da DM’den (Direkt mesaj) ‘Hadsizsin’ yazıp sonra da engellemiş.)
Et yardımı demişken, Kahramankazan Belediyesi’nin incelediği 3500 kişilik listeden yaklaşık 500’ünün yardıma muhtaç olmadığını, hatta ilçedeki CHP, İYİ Parti yöneticilerinin yakınlarına ihtiyaç sahibi olmadıkları halde et yardımı adı altında para yüklü alışveriş kartları dağıtıldığını da hatırlatalım. Bu konu gündeme gelince belediyeden bir yetkili “Recep Bey kasaba et yardımı yapılır mı?” diye sordu. Çok ısrar etmeme rağmen ilçenin küçük olması ve esnafı mahcup etmemek adına detay vermek istemediğini söyledi. Ancak Başkan Serhat Oğuz, ABB’den görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle yetkililer için idari soruşturma talebinde bulunmuş. Detay öğrenince paylaşırım.
Maden sahaları açılıyor
DÖNELIM beton meselesine.. Serhat Oğuz, yoğun talep nedeniyle yakında tesisi büyütmeye hazırlandıklarını ve yeni santral ekipmanları kuracaklarını ifade ediyor. Tabi beton üretmek için çakıla, çimentoya kuma ihtiyaç var. Oğuz, bunun çaresini de bulmuş. İlçe sınırları içerisinde bulunan iki ayrı maden sahasını kamu kurumu olmanın avantajını da kullanarak kiralamış. Hem bu maden sahalarında da yüzlerce istihdam oluşturacaklarını, üretilecek taş ürünlerini hem beton tesisinde hem ilçenin diğer ihtiyaçlarında kullanacaklarını ifade ediyor. Tüm bunların hülasası olarak, Kahramankazan Belediyesi’nin kamu kurumlarına personelin SGK ödemeleri gibi rutin ödemeleri dışında hiç borcunun olmadığını, tüm bu yatırımlara rağmen son üç yılda belediye bütçesinin 200 milyon TL’den 500 milyon TL sınırına çıktığını da söylersek üreten belediye olmanın ne anlama geldiği her halde daha da iyi anlaşılır. ABB, Kahramankazan’a 3,5 yılda neredeyse tek çivi çakmamış. Buradan Mansur Yavaş’ın Serhat Oğuz’a ve 15 Temmuz gecesi destan yazan Kahramankazan halkına nasıl bir muhabbet! beslediğini anlamak zor değil.