Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol, Salı gecesi yaptığı televizyon konuşmasında sıkıyönetim ilan etti. Ancak altı saat sonra bu kararı geri çekmek zorunda kaldı. Bu ani karar, ülkede derin siyasi krizlere yol açtı.

Sıkıyönetimin Gerekçesi Ne?

Başkan Yoon, konuşmasında sıkıyönetim kararını "Kuzey Kore yanlısı ve devlet karşıtı güçlerin ülkeyi istikrarsızlaştırma girişimleri" ile gerekçelendirdi. Ancak Pyongyang'ın müdahalesine dair somut bir kanıt sunmadı. Bunun yerine, muhalefeti politikalarını engellemek ve bazı atamalarını azletmeye çalışmakla suçladı.

Yoon'un kararı, kendi muhafazakâr partisi Halkın Gücü Partisi lideri Han Dong-hoon tarafından bile "yanlış" olarak değerlendirildi. Muhalefetteki Demokrat Parti lideri Lee Jae-myung ise bu hamleyi "yasadışı ve anayasaya aykırı" olarak nitelendirdi.

Yoon'un düşük onay oranları (%20) ve yolsuzluk iddialarıyla zayıflamış bir konumda olduğu biliniyor. Michigan State Üniversitesi'nden Myunghee Lee, Yoon'un "kendi partisi içindeki bölünmelerden ve muhalefetin yasama sürecini tıkamasından giderek daha fazla hayal kırıklığına uğradığını" belirtti. Ancak bu tür bir kararın siyasi olarak faydalı olacağına nasıl karar verildiği "büyük bir muamma" olarak değerlendiriliyor.

Tepkiler ve Parlamentonun Tutumu

Sıkıyönetim kararı, ülkede 1979'dan bu yana ilk kez uygulanmıştı. Ancak Ulusal Meclis’in 190 üyeli tam katılımıyla alınan oybirliği kararıyla hızla sona erdirildi.

Muhalefet, Başkan Yoon'un azledilmesi için bir önerge sunarken, hükümetten birçok üst düzey isim, savunma bakanı dahil olmak üzere istifalarını sundu. Meclis Başkanı Woo Won-sik’in azil önergesini hızla gündeme alması bekleniyor ve oylama birkaç gün içinde gerçekleşebilir.

Donald Trump, Peter Navarro'yu ticaret ve üretimden sorumlu kıdemli danışmanı olarak seçti Donald Trump, Peter Navarro'yu ticaret ve üretimden sorumlu kıdemli danışmanı olarak seçti

Güney Kore’nin Yönelimi ve Başkan Yoon’un Politikaları

Başkan Yoon’un dış politikaları, Washington ile ilişkileri güçlendirme hedefiyle halkın geneli tarafından desteklenmişti. Ancak Japonya ile askeri iş birliği ve istihbarat paylaşımı gibi adımlar, sömürge geçmişi nedeniyle ülkede hala tartışmalı bir konu.

Kuzey Kore’ye karşı Yoon’un izlediği sert politikalar, selefi Moon Jae-in’in diyalog odaklı yaklaşımının aksine, bölgede tansiyonu yükseltti. Çin konusunda ise Yoon, ABD ve Çin arasında bir denge kurma hedefiyle pragmatik bir tutum sergilemeye çalıştı.

Sonraki Süreçte Neler Bekleniyor?

Yoon’un geleceği tehlikede görünüyor. Azil süreci, parlamentonun üçte ikisinin onayını ve Anayasa Mahkemesi’nden altı yargıcın desteğini gerektiriyor. 1979’daki sıkıyönetim dönemi, otoriter bir liderin öldürülmesiyle sonuçlanmıştı. Yoon’un siyasi kariyerinin bu süreci nasıl atlatacağı ise merak konusu.

Kaynak: Haber Merkezi