Ondokuz Mayıs üniversitesi (OMÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Pınar Sökülmez Kaya, glutensiz diyetin, özellikle çölyak, romatoid artit (eklem romatizması), fibromiyalji (doku romatizması), endometriosiz (bir tür kist hastalığı), Tip 1 diyabet, tiroid, otizm, şizofreni, sedef, obezite gibi çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanıldığını belirtti.

Glutensiz diyetin temel ilkesinin, buğday, arpa, çavdar ve bu tahıllardan yapılan herhangi bir besinin tüketilmemesi olduğunu anlatan Kaya, "Yasaklanan tahıllar dışında mısır, pirinç, darı gibi glutensiz tahıllar serbesttir. Bu tahıllar, glutensiz diyetin çeşitliliğini artırarak besin alımını zenginleştirir." dedi.

Bugün popüler olan glutensiz diyetin hastalık dışı, zayıflama amaçlı kullanımının yanlış olduğuna dikkati çeken Kaya, şöyle devam etti:

"Bu diyet, buğday, arpa ve çavdar gibi besinlerden mahrum bırakabilir. Buğday ürünleri genellikle B vitaminleri, demir, kalsiyum ve lif açısından zengindir. Bu nedenle glutensiz beslenen kişilerde bu besin öğeleri eksikliği görülebilir. Glutensiz ürünlerin bazıları işlenmiş ve şeker içeriği yüksek olabilir. Bu da kilo artışı ve metabolik sorunlara neden olabilir. Bazı kişilerde bağırsak flora dengesini bozabilir ve sindirim sorunlarına yol açabilir. Herkes için uygun olmayan bir diyet olabilir. Bu nedenle bir diyetisyene danışılarak uygulanmalıdır. Her bireyin ihtiyaçları farklıdır ve kişisel sağlık durumu, yaş, cinsiyet ve yaşam tarzı gibi faktörlere bağlı olarak diyet gereksinimleri değişebilir."

Kaya, glutensiz diyetin, yüksek glisemik indeksi (karbonhidratların kandaki glukoz düzeylerine etkisini ölçme sistemi) ve doymuş lipid içeriğinin yüksek olması nedeniyle obezite riskini arttırdığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Besin eksiklikleri, özellikle düşük seviyelerde lif, folat, B12 vitamini, D vitamini, kalsiyum, demir, çinko ve magnezyum, tedavi edilen çölyak hastalarının bazı alt kümelerinde devam edebilir. Glutensiz diyette besin ögesi eksikliklerini önlemek için sebze, meyve ve baklagil tüketimine önem verilmelidir. Glutensiz diyetler, enerji, yağ, karbonhidrat ve posa gibi besin ögelerinin dengesiz alımına bağlı olarak vücut ağırlık kazanımıyla sonuçlanabilmektedir. Bu diyet yapılıyorsa muhakkak besin desteği ve ilaç tedavisiyle uygulanmalıdır.

Ülkemizde çölyak hastalığı görülme sıklığı yüzde 1 ile binde 3 arasında değişmektedir. Çölyak hastalığı, bağırsaklarda gluten intoleransına (besin içerisindeki maddeye vücudun tepki vermesi) bağlı olarak ortaya çıkan bir otoimmün hastalıktır. Bu durumda bağışıklık sistemi, gluten içeren yiyecekleri tolere edemez ve ince bağırsakta hasara neden olabilir. Glutensiz diyet, çölyak hastalığı olanlar için tek etkili tedavi yöntemidir. Türkiye'de 250 bin ile 750 bin arasında çölyak hastası olduğu tahmin edilmektedir."

Kaynak: AA