Süper bakteriler 2050 yılına kadar 39 milyon insanı öldürebilir Süper bakteriler 2050 yılına kadar 39 milyon insanı öldürebilir

Nihat Nasır - Diriliş Postası 

Bilim insanları, gençlerin kanındaki plazmanın yaşlı farelerin hafızalarını, bilişsel yeteneklerini ve fiziksel aktivitelerini artırma kapasitesine sahip olduğunu belirlediler. Bu bulgular, aynı etkiyi insanların üzerinde de gerçekleştirme umutlarını artırıyor.

Kan ve plazma: Ne işe yarar?

Kan, hücresel elementler ve plazma olmak üzere iki ana bileşenden oluşur. Hücresel elementler eritrosit (alyuvarlar), lökosit (akyuvarlar) ve trombositleri içerirken, plazma; su, kan proteinleri, elektrolitler, amino asitler, glikoz ve diğer besin maddeleri ile enzimler, antikorlar, hormonlar ve metabolik atıklardan oluşur.

Geçmişte yapılan araştırmalar, genç farelerden alınan plazmanın yaşlı farelerde beyin, kas, kalp ve karaciğer gibi organlarda iyileştirici etkiler yarattığını göstermişti. Şimdi, Sakura Minami ve ekibi, bu etkiyi insanlarda da test etmek için harekete geçti.

Yeni araştırma: Genç kanın gücü

Minami ve çalışma arkadaşları, 18 yaşındaki gençlerden alınan plazma örneklerini, yaşlı farelere (12 aylık, yani insan yaşına göre yaklaşık 50 yaş) enjekte ettiler. Üç hafta boyunca haftada iki kez uygulanan bu plazma tedavisinin ardından farelerin fiziksel performansında ve hafıza testlerindeki başarısında belirgin iyileşmeler gözlemlendi. Orta yaşlı fareler, genç fareler kadar iyi koşmaya ve labirent yollarını hatırlamaya başladılar.

Araştırma bulguları, 14 Kasım’da Kaliforniya’daki Nörobilim Topluluğu Yıllık Toplantısı’nda sunuldu. Bilim insanları, gençlerin kanındaki gençleştirici etmenlerin insanlarda yaşlanma karşıtı tedavilerde kullanılabileceğini belirtiyor ve bu yöntem şu anda Alzheimer hastaları üzerinde test edilmeye başladı.

Gelecek vaat eden bir umut

Bu heyecan verici bulgular, genç insan kanının yaşlanma sürecini yavaşlatma veya geri çevirme potansiyelini gündeme getiriyor. Araştırmalar, bu tedavinin Alzheimer ve diğer yaşa bağlı hastalıklara karşı etkili bir çözüm olup olamayacağını göstermek için devam ediyor. Bilim dünyası, bu yeni yaklaşımın gelecekte nasıl bir etki yaratacağını merakla bekliyor.

Editör: Nihat Nasır