Nihat Nasır – Diriliş Postası
Geceleri şiddeti artan ve ağrı kesicilere yanıt vermeyen kemik ağrıları, uzun süre devam ediyorsa kemik tümörlerinin habercisi olabilir. Bu tür ağrılar çoğu zaman başka hastalıklarla karıştırılsa da, erken tanı ile hastalığın seyri olumlu yönde değiştirilebilir.
Kemik tümörleri, her yaş grubunda farklı formlarda görülebilen anormal hücre büyümeleri olarak tanımlanır. Çocukluk, genç erişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde ortaya çıkan bu hastalığın tedavisinde erken tanı büyük önem taşımaktadır. Kemik tümörleri, iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere iki ana gruba ayrılır ve kötü huylu tümörler genellikle 40 yaşından sonra daha sık görülmektedir.
Belirtiler türlerine göre değişiklik gösterebilir
Kemik tümörleri nedeniyle başvuran hastalarda en sık rastlanan belirtiler arasında ağrı, şişlik ve patolojik kırıklar bulunmaktadır. İyi huylu tümörlerde ağrı genellikle daha hafif ve ağrı kesicilere yanıt verirken, kötü huylu tümörlerdeki ağrılar daha keskin ve derinden hissedilebilir. Özellikle geceleri artan bu ağrılar, ağrı kesicilere karşı yanıt vermeyebilir. Bazen hastalar, başka nedenlerle çekilen röntgenlerde rastlantısal olarak tümör tespit edilebilir.
Cerrahi tedavi ile tam iyileşme mümkün
Kötü huylu tümörlerde, zamanında yapılan cerrahi tedavi ile hastaların sağlığına tamamen kavuşması mümkündür. Tanı sürecinde, radyografi ve ek görüntüleme yöntemleri kullanılarak kesin tanı konulmakta ve biyopsi ile doğrulama yapılmaktadır. Tedavi süreci, tümörün türüne, lokasyonuna ve büyüklüğüne göre kişiye özel olarak planlanmaktadır.
Gelişen teknoloji ile ortopedik onkolojide olumlu sonuçlar almak mümkün hale gelmiştir. Ancak hastaların kemik ağrılarını ciddiye alması ve uzun süre devam eden, özellikle geceleri artan ağrıları varsa bir uzmana başvurması büyük önem taşımaktadır. Kemik tümörleri, başlangıç aşamasında belirgin bir bulgu vermeyebilir; bu nedenle hastaların dikkatli olmaları gerekmektedir.
Sonuç olarak, kemik ağrılarının, özellikle geceleri artış gösteriyorsa, dikkate alınması gereken bir durum olduğu vurgulanmaktadır. Erken tanı ve tedavi, hastaların yaşam kalitesini artırmakta ve başarıyla tedavi edilebilmelerini sağlamaktadır. Eğer bu tür belirtiler yaşıyorsanız, mutlaka bir uzmana danışmalısınız.