EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, gayrimenkul piyasasında hızla yükselen fiyatlara devletin birtakım önlemler almaya çalıştığını ancak bu önlemlerin piyasaya panik atak bir müdahale olduğunu ve yetersiz kaldığını belirtti.

Yazıcı, enflasyon ortamında konutu bir yatırım aracı olarak görme eğiliminin arttığını belirterek, “Konut satışların azaldığını görüyoruz. Daha da fazla azalmasını bekliyorduk ancak yine dirençli bir satışla karşı karşıyayız. Türkiye'de nakit parayla konut alımı yapılıyor görünüyor ve eskiden yaklaşık yüzde 20 gibi ipotekli konut satışının toplam satış içindeki oranı varken bugün neredeyse yüzde 5’lere gerilemiş durumda. İpotekli satışta bu kadar en son Kasım 2018’de gerilemiştik. Takribi beş yıllık bir geri gidiş var.” dedi.

Krediler durdu, piyasa sakinledi

Enflasyonu durdurmak için kredi kullanımının azaltıldığına dikkat çeken Yazıcı, “Bu doğru bir karardı, piyasa biraz sakinledi. İpotekli konut kredileri sınırlandırılması sayesinde konut fiyatları yerinde sayıyor ve bir süre sonra da dolar bazında geriye gidecek. Geçtiğimiz yıl dolara ve enflasyonist ortama karşı yatırımcılar kendilerini korumak amaçlı gayrimenkule yöneldiler. Bir kısmı kredi aldı, bir kısmı elindeki nakit parayı korumak için gayrimenkule yatırdı ve fiyatlar olması gerektiğinden çok daha fazla arttı. Şimdi bunun dolar bazında geriye gitmesini bekleyeceğimiz bir döneme geldik ama ekonomik olarak yine aynı yaptırımların devam etmesi şartıyla. Bunun sonucu gayrimenkul fiyatları biraz sakinleşecek ama konuttaki barınma sorununa uzun vadeli bu çözüm yeterli mi diye düşünmek gerekiyor.” diye konuştu.

Piyasaya panik atak bir müdahale var

Bundan birkaç yıl önce Türkiye'de barınma sorunuyla karşı karşıya kalacağımızı söylediğimizi hatırlatan Yazıcı, “Çünkü fiyatlar yatırım yapan gayrimenkulcüler nedeniyle aşırı derecede hızlı yukarı doğru gidiyordu. Şimdi devlet birtakım önlemler almaya çalışıyor fakat bu önlemler çok nokta atışı, bütün resmi kaplayacak şekilde değil maalesef.

Piyasada kiracılarla ev sahipleri arasındaki ilişkiyi devlet yüzde 25 ile sınırlandırmaya çalıştı ve bunun için uğraşıyor. Fakat öte yandan birçok kişi bu kira geliri ile yaşıyor. Piyasadan tespit ettiğimiz ev sahiplerinin son dönemlerde kiracılarını çıkarmaya çalıştıkları ve özellikle yabancı uyruklu kişilere yüksek fiyatlarla kiraya vermek istedikleri yönünde. Bunun en büyük sebebi, enflasyon ile her şeyin fiyatında büyük bir artış yaşanırken bu durumdan kira fiyatlarının da doğal olarak etkilenmesi. Türkler için farklı avantajlar sağlanması gerekli örneğin yabancıya kiralayanın göreceli olarak daha fazla oranda vergi vermesi lazım.” ifadelerini kullandı.

2024 yılı kiracılar açısından zorlu geçecek

Yazıcı, 2024 yılının kiracılar açısından zorlu geçeceğini belirterek, “Ev sahibi ile mal sahibi arasında problemler görmeye devam edeceğiz. Devlet “arabulucu çözsün” dedi ama arabulucunun elinde sihirli değnek yok, dolayısıyla sorunları biraz öteliyoruz, sorunları çözmüyoruz. Basit bir örnek neden taraflar değerleme raporu arabulucuya gelmek zorunda bırakılmıyorlar, uzlaşma için zemin hazır masaya oturamıyorlar, bu sayede arabuluculuğun başarısı artar yargının yükü azalır. Gayrimenkulün orta, kısa, uzun vadeli birtakım çözümlere ihtiyacı var ve şu anda maalesef bunu yapamıyoruz.” dedi.

Özetle diyebiliriz ki Türkiye'de gayrimenkule bir bütün olarak bakılamıyor. Gayrimenkule panik atak bir müdahale var. Gayrimenkul ile ilgili konuların kısa orta ve uzun vadeli daha kapsamlı düşünülmesi tek elde koordine edilerek yönetilmesi lazım. Bu bugünün veya yarının işi değil, dünün işiydi çok bile geç kaldık.” diye konuştu.

Kaynak: Haber Merkezi