Karadağ'da Filistin'e destek gösterisi! Karadağ'da Filistin'e destek gösterisi!

Fransa Başbakanı Michel Barnier, uzun süren bir bekleyişin ardından yeni hükümeti kurmayı başardı ancak hükümet, göreve başlar başlamaz güvensizlik oylaması tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un temmuz ayında yapılan erken seçim sonrası 11 hafta süren görüşmelerin sonunda atadığı kabine, Fransa'nın sağa kayışını simgeliyor.

Sol kanattan muhalefet partileri, Barnier’in hükümetine güvensizlik oylamasıyla meydan okuyacaklarını açıkladı. Aşırı sağ kanattan da hükümetin yapısı eleştirildi.

Parlamentoda Çoğunluk Sorunu!

Temmuz ayındaki seçimlerde sol ittifak olan Yeni Halk Cephesi (NFP), parlamentodaki en fazla sandalye sayısına sahip olsa da, mutlak çoğunluğu sağlayamadı. Aşırı sağın lideri Marine Le Pen’in Ulusal Birlik Partisi ise parlamentodaki en büyük parti olarak öne çıktı.

Macron, sol kanadın parlamentoda yeterli desteği sağlayamayacağını ve hükümetin hemen düşeceğini savunarak, Ulusal Birlik'ten bir adayı reddetti. Bunun yerine, Macron’un müttefikleri, merkez sağ Cumhuriyetçiler (LR) ve merkezci grupların desteğini alarak Barnier’i başbakan olarak atadı.

"Demokrasiyi hiçe saydı"

Sol lider Jean-Luc Mélenchon, Barnier’in kabinesini "seçim kaybedenlerinin hükümeti" olarak nitelendirdi ve hükümetin bir an önce gitmesi gerektiğini söyledi. Sosyalist Parti Başkanı Oliver Faure, hükümeti "gerici" olarak tanımladı ve "demokrasiyi hiçe saydığını" iddia etti.

Aşırı sağ Ulusal Birlik Partisi lideri Jordan Bardella da hükümetin "hiçbir geleceği olmadığını" öne sürdü.

Barnier’in ilk büyük görevi, Fransa’nın 2025 bütçe planını sunmak olacak. Fransa, Avrupa Birliği'nin bütçe kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle yaptırım altında bulunuyor. Yeni Maliye Bakanı Antoine Armand, vergilerin artırılabileceğini ve kamu harcamalarında kesintiye gidilebileceğini belirtti.

Barnier, 1 Ekim'de parlamentoda önemli bir konuşma yaparak hükümet politikalarını açıklayacak.

Kaynak: Haber Merkezi