Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı hamlelerin başını çeken Fransız yönetimi, Rumlara verdiği desteği bir adım ileri taşımayı planlıyor.

Rum Milli Muhafız Ordusu üzerindeki etkisini artırmak isteyen Fransızlar, envanterde de Fransa menşeili ürünlerin bulunmasını teşvik ediyor. Yunan Kathimerini gazetesi, söz konusu hamlenin "Türkiye'nin emellerine karşılık yapıldığını" vurguladı.

İngiltere'de Bert Fırtınası sel, elektrik kesintisi ve ulaşımda aksamalara yol açtı İngiltere'de Bert Fırtınası sel, elektrik kesintisi ve ulaşımda aksamalara yol açtı

Kathimerini’nin haberinde, Fransızların Kıbrıs Adası’ndaki etkisini artırmak istediği, Rumlara silah satışı noktasında ise doğrudan Almanlarla rekabet ettiği kaydedildi.

“Paris, Güney Kıbrıs için Leclerc tankları ve Mistral füzeleri de dahil olmak üzere birçok gelişmiş silah sistemini teşvik ediyor.” denilen haberde, şu bilgiler paylaşıldı:

"Fransızlar, daha önce iki ülkenin askeri işbirliğinin en önemli göstergelerinden biri olarak Rum Milli Muhafız Ordusu’na saldırı helikopterleri tedarik etmişti. Şimdi ise Rumların envanterinde bulunan ve operasyonel ömrünü tamamlayan Rus menşeli T-80U'ları, modern Leclerc tankları ile değiştirmek istiyorlar.

Almanlar ise Leopard tanklarını sunarak bu pazarın önemli bir rekabetçisi konumundalar. Ancak Fransızlar, konumunu güçlendirmek için ilave askeri sistemleri de içeren daha geniş bir teklif sundu."

ESKİLER KİEV'E YENİLER RUMLARA

Ünlü askeri dergi Army Recognition da söz konusu gelişmeyle ilgili ayrıntılara yer verdiği bir haber hazırladı. Müzakerenin kilit unsurlarından birinin, 40 yıl önce satın alınan Mistral füzeleri olduğu belirtilen haberde, şu ifadeler yer aldı:

"Paris artık kullanılmayan bu füzelerin Ukrayna'ya gönderilmesini ve böylece ikinci bir operasyonel hayata kavuşmalarını öneriyor. Halihazırda Rum Ordusu, operasyonel ömrünü tamamlamış olan bu kısa menzilli uçaksavar sistemlerinden 150-170 tanesine sahip. Bunun karşılığında Fransa, Kıbrıs'a yeni Mistral füzeleri veya diğer Fransız yapımı ekipmanlarda indirim gibi mali avantajlar sunuyor. Bu teklif cazip görünse de, Kıbrıslı yetkililer, nihai bir karar vermeden önce daha iyi şartlar üzerinde müzakere etme niyetinde olduklarını ifade ettiler.

Mistral sistemlerinin ötesinde ise Fransa, Kıbrıs yönetimini 250 milyon avroluk potansiyel bir bedelle Leclerc tanklarını satın almaya çağırıyor. Önerilen Leclerc tanklarının yeni mi yoksa ikinci el mi olacağı tam olarak belli değil, ancak Paris, daha önce Birleşik Arap Emirlikleri'ne satılan bir partiden ikinci el platformlar sağlamayı düşünebilir. Fransa, ABD'nin Kıbrıs'a silah ambargosu uyguladığı sırada adaya modern silah tedarik eden birkaç ülkeden biriydi ve şimdi bu geçmişten faydalanarak pazarda güçlü bir konum elde edebilmeyi umut ediyor."

FRANSIZLARIN AMACI SİLAH SATMAK DEĞİL

Haberde Fransa ile Güney Kıbrıs’ın uzun yıllara dayanan bir askeri işbirliği olduğu, halihazırda bazı Fransız sistemlerinin Rum Ordusu’nun cephaneliğinde önemli bir yer tuttuğu ve son 10 yıl içerisinde Rumların 310 milyon avroluk Fransız teçhizatı aldığı hatırlatılıyor.

Son süreçte ise Fransızların gelişmiş Mistral ve Exocet sistemlerinin yanı sıra anti-tank füzeleri ve Fransız zırhlı araçları da teklif ettiği belirtilen haber, şöyle devam ediyor:

"Saldırı helikopterleri, roket sistemleri, tanklar ve kundağı motorlu toplar da dahil olmak üzere Fransız sistemlerinin çeşitliliği, Paris’in Lefkoşa ile uzun vadeli savunma sözleşmeleri yapma kararlılığının altını çizmektedir. Kıbrıs'ın askeri teçhizatını yenileme rekabeti, Leopard tanklarıyla Almanya'nın stratejik sözleşmeler için Paris'le yarışması nedeniyle yoğunlaşıyor. Ancak Fransa, ABD ambargosu sırasındaki tarihi desteğine güvenerek Lefkoşa'yı bir sonraki alımlarında Fransız teçhizatını seçmeye ikna etmeyi umuyor.

Bu silahlar Kıbrıs'ın, Türkiye'nin sık sık askeri tatbikatlar yapması ve adadaki Türk güçlerinin düzenli olarak takviye edilmesiyle belirginleşen hırslarına karşılık olarak, kuvvetlerini modernize etmesini sağlayabilir. Fransa bu askeri işbirliğini sadece silah sağlamanın ötesinde, stratejik çıkarların giderek daha fazla tartışıldığı Doğu Akdeniz'deki etkisini teyit etmek için bir fırsat olarak görüyor."


 

Editör: Nusret Odabaş