Filistin Sanayi Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Muhammed Abidin, Kızıldeniz'de yaşanan istikrarsızlık sonucunda Türkiye'nin Filistin için hızlı bir çözüm olduğunu söyleyerek, Filistin'in gübre ve tarım ilaçları konusunda uzmanlaşmış Türk ürünlerine büyük ölçüde güvendiğinin de altını çizdi.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Abidin, Filistin'e ürün ithal edilmesi noktasında Türkiye'nin Çin ve İsrail'den sonra 3. sırada yer aldığını dile getirdi.
Ülkesinin İsrail aracılığıyla dünya ülkelerinden ithal ettiği ürünlerin başında gıda ve giyimin geldiğini söyleyen Abidin şunları söyledi:
"İşgalin yanı sıra Filistin yönetiminin limanlar ve havalimanları üzerinde kontrol sahibi olmaması nedeniyle Filistin'e ithal edilen tüm mallar, İsrail limanları üzerinden ulaşıyor. Bu limanlar da Filistin yönetimi adına ithal edilen mallardan belli bir yüzde karşılığında gümrük vergisi alıyor."
İsrail'in Gazze'ye 7 Ekim’den bu yana devam eden saldırılarının ardından Filistin ile Türkiye arasındaki ticaret hareketinin değişimine ilişkin Abidin, "7 Ekim'den bu yana Türkiye'den (Filistin'e) ithal edilen ürünlerde yaklaşık yüzde 15 artış yaşandı." dedi.
Abidin, bu artışın nedenlerinden birinin Husilerin Kızıldeniz'den geçen kargo gemilerine yönelik saldırı ve ihlalleri olduğunu söyledi.
"Kızıldeniz'de yaşanan istikrarsızlık sonucunda Türkiye, Filistin için hızlı bir çözüm ve Çin'den ithal edilen birçok malzeme ve ürüne önemli bir alternatif haline geldi." diyen Abidin, "Filistin aynı zamanda gübre ve tarım ilaçları konusunda uzmanlaşmış Türk ürünlerine büyük ölçüde güveniyor." ifadelerini kullandı.
SON 10 YILDA FİLİSTİNLİ ÇİFTÇİLER TÜRK GÜBRELERİNİ VE PESTİSİT TÜRLERİNİ KULLANIYOR
Filistinli çiftçi Muhammad Ebu Sabit de Türk gübrelerinin ve tarım ilaçlarının kalitesinden övgüyle söz ederek Batı Şeria'nın doğusundaki Ürdün Vadisi bölgesinde bulunan çiftliğinde Türk ürünleri kullandığını söyledi.
Domates, salatalık ve kabak yetiştirdiği 5 dönümlük tarım arazisi bulunan 49 yaşındaki Ebu Sabit, "Son 10 yılda ben ve Filistinli çiftçilerin büyük kısmı Türk gübrelerine ve Türk pestisit türlerine bağımlı hale geldik." dedi.
Ebu Sabit, Türk ürününün uzun yıllardır işgal altındaki Batı Şeria pazarlarında yoğun olarak bulunan İsrail ürününe alternatif olduğunu, kalitesi, uygun fiyatı ve rekabetiyle de öne çıktığını kaydetti.
Filistinli çiftçi, ürünlerin ise Filistin'deki tüm geçişleri kontrol eden İsrail tarafı üzerinden kendilerine ulaştığını aktardı.
1994’TE İMZALANAN PARİS EKONOMİ PROTOKOLÜ VE İSRAİL'İN KESİNTİ YAPTIĞI VERGİ GELİRLERİ
İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü arasında 1994'te imzalanan Paris Ekonomi Protokolü gereğince İsrail yönetiminin, kontrolü altındaki sınır kapılarından Filistinliler adına topladığı vergileri, Filistin hazinesine aktarması gerekiyor.
Filistin yönetiminin İsrail hapishanelerindeki tutuklulara, ailelerine ve şehit ailelerine maddi yardım yapmasına itiraz eden İsrail yönetimi, 2018'de Filistinlilerin gümrük vergilerinden bir kısmını kesme hakkına ilişkin kanun çıkardı.
İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich de İsrail'in 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ne başlattığı saldırılardan bu yana geçen süredeki vergi gelirlerinin tamamını Filistin yönetimine devretmeyi reddetti.
İsrail, Filistin'in ithal ettiği malların gümrük vergilerini "Filistin yönetimi adına" topluyor ve Filistin'e ortalama aylık 220 milyon dolar ödeme yapıyor.
Kasım ayında Filistin yönetimi, İsrail'in Gazze'ye tahsis edilen miktarda kesinti yaptığı ödemeyi kabul etmeyip İsrail'e iade etti. Gazze'ye tahsis edilen miktarın ise yaklaşık 75 milyon dolar olduğu belirtiliyor.
İsrail'in, vergilerden yaptığı toplam kesinti ise ayda en az 135 milyon doları buluyor.